Son günlerde ülkemizde konuşulan iki önemli konu var. Bunlardan ilkiordumuza atılankimyasal silah iftirası diğeri ise ülke genelinde düzenlenen Büyük Aile Yürüyüşü… Konya’da da bu yürüyüş gerçekleştirildi..

**

Geçtiğimiz hafta Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin terör örgütü PKK'ya karşı kimyasal silah kullandığı iftirasını attı…

**

TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, bu iddialarını terör örgütünün yayın organlarından birinde dile getirdi…Türkiye düşmanı ne kadar yabancı medya kuruluşu varsa bu iddiaları dünya kamuoyuna taşıdı…

**

Dünya basını bunları yazarken, iç mihraklar boş durur mu? CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da “kimyasal silah” iftirasını gündeme taşıdı…

**

Bir taraftan adında Türk olan hekimlerin kurduğu bir sivil toplum kuruluşu diğer taraftan Atatürk’ün partisi CHP’den bir milletvekili Türkiye düşmanlarının eline büyük bir koz verdi…

**

Kimyasal silah iddialarının baştan sona yalan ve iftira olduğunu zaten hepimiz biliyoruz. Türk ordusunun kimyasal silaha ihtiyacı bile yok..  Terör örgütü PKK ne zaman kuyruğunu kapana kıstırsa “Kimyasal silah” iddialarını gündeme getiriyor…

**

Terör örgütü son yıllarda düzenlenen operasyonlarda çok ağır kayıplar verdi. Kahraman Türk ordusu, terör örgütünün hem Güneydoğu’da hem Kuzey Irak’ta  hem de Suriye’nin kuzeyinde düzenlenen operasyonlarda belini kırdı..

**

Terör örgütü PKK’nın bu ne ilk ne de son propagandası olacak. Ama bu kirli propagandayı gündeme taşıyanların mutlaka yargı önünde hesap ödemesi gerekiyor…Bu iftiraları bir STK Başkanının veya bir vekilin gündeme getirmesi vatana ihanettir…

**

Türk ordusunun envanterinde kimyasal silah olmamasına rağmen kimyasal iddialarının sık sık gündeme getirilmesi ileride Türkiye’yi uluslararası arenada zor durumda bırakabilir. Amaç zaten bu. Bütün bu iddialar kasıtlı gündeme getiriliyor…

**

2003 yılında ABD, Irak’ı işgal etmesinin en önemli gerekçesi Saddam Hüseyin’in elinde “kimyasal silah” bulunduğu iddialarıydı… Halbuki Irak ordusunun da envanterinde kimyasal yoktu ve ABD bunu yıllar sonra itiraf da etmişti….

**

Kimyasal silah iftirasını gündeme getiren TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, yargı önünde hesap vermelidir. TTB üyesi hekimler de ya yeni bir oluşuma gitmeli ya da olağanüstü bir kongreyle birlikte bu yönetimi değiştirmelidir…

**

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’na gelince de acilen partisinden ihraç edilip, vekilliği düşürülmelidir. Gazi Meclis çatısı altında görev yapan bir milletvekili sürekli Türkiye aleyhi söylemlerde bulunması son bulmalıdır…

**

BÜYÜK AİLE YÜRÜYÜŞÜ ÇOK ÖNEMLİYDİ

Cumartesi günü Konya Sivil Toplum Kuruluşları’nın öncülüğünde Büyük Aile Yürüyüşü gerçekleştirildi.Yürüyüşe AK Parti’den milletvekillerinin yanı sıra Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da katıldı…

**

Son yıllarda sadece ülkemizin değil tüm insanlığın başına bela olan “LGBT vebası” küresel güçler tarafından bilinçli bir şekilde medya yoluyla da normalleştirilmeye çalışılıyor…

**

LGBT vebası küresel bir salgın haline geldi. Konya STK’larının LGBT salgınına karşı yürüyüşüne sonuna kadar destek veriyorum. Ama biraz geç kalınmış bir tepki yürüyüşü oldu…

**

Neden mi? Konya’da son yıllarda zaman zaman eşcinsel şarkıcılar konser verirken kimsenin gıkı çıkmadı. Bu konuyu Konya’da Merhaba Gazetesi’nden başka yazan olmadı…Biz yazınca da hedef tahtasına oturtulduk…

**

Selçuklu Kongre Merkezi’nde LGBT aktivisti bir şarkıcı konser verecekti. Biz gündeme getirmesek bu kadın elini kolunu sallayarak konserini verecekti… Başka bir eşcinsel şarkıcının konserini de son anda Konya Valiliği iptal etti…

**

Konya’da bir reklamcı defalarca adını anmak istemediğim bazı eşcinsel şarkıcılar için konser organizasyonu düzenledi. Katılım çok yoğundu. Katılanların büyük bir kısmı da bizim mahalleden insanlardı…

**

Toplumları ifsad eden, gençleri zehirleyen bu ahlaksız oluşumlara tepki göstermek hepimizin görevi. Yürüyüş yaparak, bunlara karşı olduğumuzu deklare etmek çok önemli…

**

Ama tutarlı olmak da zorundayız. Bir yandan yürüyüş yaparken diğer yandan tepki gösterdiğimiz zihniyetin temsilcilerinin Konya’da konser vermesine müsaade etmek ve bu konserleri düzenleyenleri el üstünde tutmak da büyük bir çelişkiydi…

**

Bir yanda duyarlı insanlarTürkiye genelinde yürüyüş yaparken diğer yandan iktidara yakın işadamlarının kanalında, gizliden gizliyeLGBT propagandası yapılmasına ve onları sevimli insanlar gibi göstermesine sessiz kalmak da büyük bir çelişki…

**

Tutarlı olmalıyız dedim ya boşuna bu cümleyi kullanmıyorum.Dindar bir hükümetin, LGBT gibi sapkınlıklara en küçük bir müsamaha göstermemesi gerekirken, onların örgütlenmesine izin verilmesi büyük bir çelişkiydi…

**

Polonya, Rusya, Hırvatistan, Sırbistan gibi ülkelerde bu ahlaksızlığa karşı en ufak bir müsamaha gösterilmiyor. Türkiye’ninde artık ülkemizin geleceği gençlerimizi bu hayasız akımdan korunması için sert önlemler alması gerekiyor….