7 Haziran seçimlerinin üzerinden 3 ay geçti. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa 3 aydır bir hükümet kurulamadı. Hükümet kuramama konusunda Avrupa Birliği ülkelerine döndük. Mesela Belçika'da 1 yıl hükümet kurulamamıştı. Belçika'nın sosyal-kültürel yapısından dolayı ortaya çıkan kriz hükümet kurdurmamıştı. Ve biz de hükümet kuramayarak, AB'ye entegrasyon konusunda önemli bir adımı atmış olduk..

**

Yabancı düşmanlığı, ırkçılık gibi konularda hızla AB standartlarına yaklaşan Türkiye, hükümet kuramama konusunda AB ülkelerini geçmeye hazırlanıyor. Geçmişte farklı siyasi görüşlerden siyasi partiler bir araya gelip, hükümet kuruyorlardı. Ülkemizde çok başarısız koalisyon hükümetleri olduğu gibi, ülkeye altın çağını yaşatan koalisyon hükümetleri de kuruldu. Almanya'da yıllardır koalisyon hükümetleri var. Almanya, şu an Avrupa'nın lider ülkesi. Siyasi ve ekonomik anlamda istikrar abidesi...

**

Dünyaya farklı pencerelerden bakmalarına rağmen Milli Görüş lideri rahmetli Necmettin Erbakan ve Bülent Ecevit bir araya gelip hükümet kurmuşlardı. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en milli ve şahsiyetli hükümeti olmuştu. Kıbrıs'ın yarısını alarak, 1683 Viyana hezimetinden sonra ilk defa toprak kazanmıştık. 1996'da kurulan Refah-Yol hükümetiyle Türkiye ekonomide altın çağını yaşamıştı....

**

Şimdi çıkıp konuşuyorlar. Koalisyon hükümeti olmaz, istikrar biter. "Biz gidersek fırtına, tufan çıkar. Ekonomi batar, terör hortlar" diye korku çekiciliği yapıyorlar. Bize ANA-SOL-M hükümetini örnek gösteriyorlar. Batık bankaları, ekonomik krizleri örnek veriyorlar. Biz gidersek sonunuz böyle olur diyorlar. Peki neden Refah-Yol hükümetini veya Erbakan-Ecevit hükümetini örnek göstermiyorsunuz? Diye sormazlar mı?

**

MHP lideri Devlet Bahçeli, kurulacak bir koalisyon hükümetinde yer almak istemiyor. Nedenlerini de açık açık söylemiyor. Yok "Ver Bilal'i kur hükümeti" diyor. Yetmiyor "Erdoğan, Çankaya'ya geri dönsün" diyor. "AKP, CHP ile hükümet kursun" diyor. Anlayacağınız Nuh diyor Peygamber demiyor. Bahçeli'nin dürüst ve iyi bir devlet adamı olduğundan şüphemiz yok. Ama biraz anlaşılır olsa keşke. Kendisini bir türlü ifade edemiyor...

**

AK Parti ile CHP'nin hükümet kurma blöfleri devam ede dursun, AK Parti sahaya çoktan indi bile. AK Parti Milletvekilleri, il ve ilçe teşkilatları köy köy, mahalle mahalle, ev ev geziyorlar. Halkı dinliyorlar, özeleştiri yapıyorlar. Nerede yanlış yaptık? diye aylardır tartışıyorlar. Ramazan ayında bile boş durmadılar, çalıştılar. Sıcak havaya rağmen gidilmedik yer bırakmıyorlar. Bütün bu ziyaretler ve vatandaşlarla bir araya gelmelerinin en önemli nedenlerinden bir tanesi ufukta yaklaşan bir erken seçim...

**

AK Parti İl Başkanı Musa Arat ve yönetim kurulu önceki gün gazetemizi ve diğer basın kuruluşlarını tek tek ziyaret etti. Musa Arat, "Erken seçime de koalisyona da hazırız" diyor. Erken seçime hazırlık yapıldığı kesin ama koalisyon kurma konusunda AK Parti de CHP ve MHP de kararsız. AK Parti'nin en büyük pişmanlığı ise "Çözüm Süreci" denilen "Gaflet süreci".

**

Terör örgütüne ve onun siyasi uzantısı olan partiye verilen tavizlerden dolayı bin pişmanlar. Bilselerdi HDP yüzünden iktidarın elde gideceğini bu kadar hakarete ve tehdide hoşgörü gösterilir miydi? MHP Lideri Devlet Bahçeli, HDP'ye oy verenleri şerefsizlikle itham etti. Sayın Bahçeli, HDP'ye oy vermek şerefsizlik ise HDP ile teröristbaşı ile müzakereler yapmak, bölücü terör örgütüyle Oslo'da gizli kapaklı görüşmeler yapmak nedir acaba?

**

Kasım ayında bir erken seçim kapıda. AK Parti ve MHP erken seçim istiyor. MHP, 2002 yılındaki hatanın tekrarını yapacak ve büyük bir oy kaybı yaşayacaktır. Çözüm sürecinin sona ermesi, terör yuvalarının yerle bir edilmesi ve AK Parti hükümetinin güvercin değil de şahin olması halkın ateşini soğuttu. Kasım'a kadar terörün beli kırılırsa, Karayılan'ın başı koparılırsa, AK Parti tek başına iktidara gelecektir...