Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Karayollarında yeni gidişat ve yeni vazifelerim

Karayollarında yeni gidişat ve yeni vazifelerim

İhtilal sonrası Karayolları Genel Müdürlüğü’nde olduğu gibi Konya 3. Bölge’de de oluşumlar olmuştu.

Müdür Muhlis Bingöl’ün Ankara’ya çağrılması ile boşalan yere Elazığ’dan Hilmi Nalbantoğlu tayin edilmiş bekliyorduk.

Etüt Proje Şefi CHP yanlısı imiş ki kendisini müdür muavini yaparak bir oda ayırdı.

İşin tuhafı bana verilen çift kalem masa dolmakalemine evvelce içerlemiş ki gelip aldı gitti önümden masasına koydu!

Şefim Rahmetli Harun Bayer Köprü Şefi oldu. Bize yani Yol Yapım Şefliği’ne Ordu’dan tayin edilen İnşaat Yük. Müh. Rahmetli Halim Furtun geldi.

***

Bu arada tesisler mühendisi ayrılmıştı.

Yeni gelen Şef beni Tesisler Mühendisliği’ne de bakmam için vazifelendirdi.

Tesisler inşaatı olarak bölge binası ek kısmı, üç ambar binası inşaatı ve yemek ile misafirhane binası yapılmakta idi.

Bunların hepsi ihaleli ve müteahhidi Konyalı rahmetli Nuri Nurullahoğlu idi.

İşini sözleşmeye göre yapmakta kontrollüğümde problem çıkmamakta idi.

Bölge çevresinde güney kısmına 35. Şube binası yapımını da Ankaralı Müteahhit rahmetli Şevket Bey yapıyordu.

Bu müteahhit bana, “dikkatli ve özenen bir kontrollük yapıyorsun. Aslında böyle olmalı ama biz nelerle karşılıyoruz” demişti ama nelerle karşılaştığını söylememişti. Garip bulmuştum söylemini.

***

Yeni müdür olarak rahmetli Hilmi Nalbantoğlu makamına oturdu.

Geldiği günden birkaç gün sonra “Burada müdür muavini makamı yok” diyerek muavinliğe oturanı naklettirdi.

Şantiyelere gidip kontroller yaptı.

***

Şefim gel seninle bir yere gideceğiz diyerek pikapla Akşehir’e doğru yola çıktık.

Yolda anlattı. Akşehir’den Isparta istikameti olan Dörtyol’a kadar olan kısmın yolu ihaleli olarak yapılıyormuş.

Merkez ihalesi olan işin müteahhidine ihtilal sonu gelenler ihaleyi iptal etmişler. Bir miktar iş yapan adamın hesabı da yapılamamış böylece müteahhit iflas etmiş.

Akşehir’i görmüş oldum.

Durmadık 4 laseli dar yoldan dağların üstüne çıktık.

Hayret bir dağın üst tepesinden dar bir yolda yol alıyorduk. İki yanımız uçurum idi.

10 km. kadar gittikten sonra yol bitti.

Biten yerde kara çadırlı Yörükler vardı. Hemen yanımıza doluştular.

Hoş sohbetten ayranlarını içtikten sonra bana anlattı şefim.

“Buraya bir dozer göndereceğiz.. Sen takip edeceksin. Devamlı durmayacaksın çünkü kalacak yer yok. Dozerciye gerekeni anlatır dönersin. Hafta içi birkaç kez gelir gidersin” demişti.

***

Konya’ya döndük ertesi gün treylerle dozeri alıp yollandık o yola.

Operatöre yapacaklarını ve güzergâhı anlattım.

Yörüklerden “bir ufak çadır verip birde yemek verir misiniz operatörümüze” teklifime

 “Siz yolumuzu yapıyorsunuz cani gönülden verir. Bakarız operatör kardeşimize sadece ona değil kalın sizi de misafir ederiz” dediler.

***

Burada çalışma yapan müteahhit geldi. Şefim, Ahmet’çiğim bu kardeşin yaptığı işlerin kesin hesabını çıkar kapatalım.” Demişti.

Hesapları yaparken öğle paydosu oldu. Ben yemekhaneye gittim.

Yemek yerken baktım müteahhit dışarıda yer arşınlıyor yani gelip gidiyordu. Yemek yemiyordu.

Düşündüm galiba bunun patası da kalmadı yemek bile yiyemiyor diyerek.

Yemek haneden çıkıp çağırdım. “Gel misafirim ol” diye davet etmeme itiraz ettiyse de ısrarıma uyup içeri girerken dikkat ettim.

Adamın gözlerinden yaş iniyordu.

Neye iptal etmişlerdi ki işini. Adam para kazanacaktı ama insanlar neler yapıyordu.

***

Ben Cumartesi öğleden sonra yine cemiyet sayfası hazırlıyor pazartesi yayınlanıyordu on beş günde bir.

Bir pazartesi yayını olduğu gün müdür çağırttı beni.

Önünde gazete ve benim sayfa açıktı.

Şöyle bir baktı bana…

“Bunları sen mi yazıyorsun gazetede?” deyince bende şafak attı.

Galiba postalanacağım yanlış iş oldu diye düşündüm. Doğruyu mecburen söyleyecektim.

Kekeleyerek “eevet evet efendim” dedim. Kıpkırmızı olmuştum.

Ne yapacaktı? Bakalım.

Gelecek yazım da izleriz inşallah…

***

Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi
SON YAZILAR