Şevki Çobanoğlu

Şevki Çobanoğlu

Kapitalizm Nedir?

Kapitalizm Nedir?

Kapitalizm, sömürü esası üzerine kurulu olan bir sistemdir. Kapitalizm, bir avuç insanın diğer çoğunluğu sömürmesine müsaade eder. Toplum içinde sınıf ayrımlarını doğurur. Kapitalizmin ana karakteri zam, zulüm, istismar, ahlâki bozukluk ve tahakkümdür.
Kapitalizmin zulüm çarkları şunlardır:
1) Sömürü mekanizması
2) Faiz serbestisi
3) Meteryalist anlayış
4) Sınıf ayrıcalığı
5) Buhranlara yol açması
6) Bereketin kaldırılması
7) Dengesizlikler getirmesi
8) İsrafçı olması

Kapitalizmde ekonomik davranışlar da şöyledir:
1) ferdiyetçi ve bireycidir
2) Bencil, menfaatperest ve egoisttir
3) Faydacı ve kârcıdır
4) Hesapçıdır

Kapitalizme göre mülkiyet tek kişiye aittir. Her fert kendi malını başkasından kıskanır. Başkasının gölgesini bile malından uzak tutmak ister.
Bencillik ve menfaatperestlik ruhu hakimdir. Kişiler sadece kendi çıkarlarını ve menfaatlerini düşünür. Kişi kendisini daima diğer kişi ve topuluklardan üstün sayar, kendini büyük görür, egoisttir.
Faydacılık ve sınırsız kârcılık düşüncesi vardır. Ferdi ilgilendiren şey önemlidir. Kişiye fayda sağlayan, kâr getiren değerlidir. Kişi yararına olmayan hiçbir şeyin önemi yoktur.
Hesapçıdır, kişi sürekli bir hesap içindedir. Daima bu dünya için ne varsa yapılır. Ama ölümden sonraki hayat hiç düşünülmez. Çünkü kapitalist düşünceye göre ölümden sonra her şey son bulmaktadır. Kapitalist düşünceye sahip insan, hesabını bu dünya için yapıp, ölümden önce her şeyden istifade etmeyi düşünür. Meselâ; bir yıl kullanılmış olan bir otomobil çok iyi durumda olsa bile atılabilir ve yenisi satın alınabilir.

KAPİTALİZMİN UYGULANDIĞI BİR ÜLKEDE EKONOMİK DURUM NASILDIR?
Kapitalizmin uygulandığı bir ülkede ekonomi politikası faiz temeli üzerine oturtularak insanların sömürülmesi için ne gerekli ise onlar yapılır. Takip edilen ekonomi politikaları ile “Devresel Ekonomik Buhranlar” birbirini izler. İstikrar sağlamak mümkün olmadığı gibi, insanların huzur bulması da mümkün değildir. Emperyalist ve Siyonist güçlerin önerileri doğrultusunda yürütülen “Modern Müstemlekecilik” programları ile sosyal yapı bozulur ve insanlar sefalete sürüklenir.
Modern müstemlekecilerin, işbirlikçileri aracılığıyla bir ülkede sinsi biçimde uygulamasını istedikleri programlarını maddeler halinde sıralayalım.
1) Devalüasyonlarla para değerini düşürürler. Bir ölçü birimi olan para ile oynamak suretiyle kişilerin haklarına müdahale ederler. Halbuki para bir hak ölçüsüdür. Değeri de korunmalıdır.
2) Enflasyonun önleneceği bahanesi ileri sürülerek faizleri yükseltirler. Ekonomik hadise tam tersidir. Bir ülkede uygulanan faiz oranları ne kadar ise en az o oranda enflasyon vardır. Faiz oranları düştükçe enflasyon da azalır. Faiz sıfır seviyesine geldiği zaman enflasyon da sıfır seviyesine yaklaşır.
3) İşçi ücretlerini, memur maaşlarını artırmazlar. Yatırımları durdururlar. Böylece tefecilere ve müstemlekecilere fırsat vererek, fakir halkın el emeğini haksız yere güçlüye verirler. Yatırım yapılmadığı için işsizlik de artar. Bu sosyal yara günden güne büyür.
4) IMF (Uluslararası Para Fonu) ve Dünya Bankası kanalıyla yabancı bankaların daha uygun şartlarla faaliyet göstermelerine zemin hazırlarlar. Çünkü bu teşkilâtlar, “Modern Müstemlekeciler” tarafından kurulmuştur.
5) İthalatı serbest bırakarak Çok Uluslu Şirketlerin ve montajcıların daha fazla kazanmalarına fırsat verilir. Millî Sanayi’nin gelişmesi engellenir.
6) IMF ve Dünya Bankası’ndan sürekli borç alınarak, bir ülkenin dış borç yükleri büyütülür. Dış borçlar büyüdükçe, dış siyasi baskılarda ağırlık kazanır. Bu durum millî hükümetleri baskı altında bırakır. Nihayet borç para alan ülkeler bir borç tutsaklığına düşerler.
7) İsraf ve lüksü yaygınlaştırarak bir tüketim ekonomisi meydana getirirler. Bu şekilde toplumda sınıf farklılaşmalarına yol açarlar.
8) Rüşvete göz yumularak, otorite ve yönetim boşluğu meydana getirirler. Böylece büyük vurgunlar vururlar.
9) İhracatı artırmak bahanesiyle, iç piyasada fiyatları yükselterek, kendi insanına pahalıya mal satarlar. Ama yabancı ülkelere zararına ihracat yaparak modern müstemlekecilerin servetlerine servet kararlar
10) Yine enflasyonu önlemek bahanesiyle fakir, fukarayı ezmeye, zam yapmaya devam ederler. Halbuki enflasyonu önlemenin şartları; faizi kaldırmak, yatırım yaparak üretimi artırmak, devalüasyonlardan vazgeçmek ve para değerini korumak, israf ve lüksü önleyerek, fertler asında kanaati yaymak ve iktisatlı harcamayı yaygınlaştırmakla mümkün olur.
Kapitalizm her türlü devlet müdahalesini reddeder. Bu sistemin kurucuları, devlet müdahalesini reddettikleri gibi, bugünkü savunucuları da devlet müdahalesini reddetmektedirler. Kapitalizmin bugünkü savunucusu olarak bilinen Yahudi asıllı Milton Friedman, devletin bir harabe olduğunu bu nedenle ekonomiden elini çekmesi gerektiğini belirterek, devlete başkaldırmıştır. Milton Friedman: “Ben öyle bir toplum istiyorum ki kâr etme iştahı siyasi iktidarın önüne geçsin” demiştir.
Kapitalizmde devletin görevi ekonomiyi düzeltmek değildir. Devletin görevi düzeni korumaktır. Yani ekonomiye yön veren bir devlet değil, “jandarma devlet” vardır. Devletin hiçbir şekilde piyasaya karışması söz konusu değildir. Piyasaya hakim olan güçler tekeller ve tröstlerdir.
Kapitalizm fakir ve fukarayı ezmek ve belli bir sınıfın menfaatini korumak için ortaya konmuştur. İşletmeci (müteşebbis) ile işçi arasında hiçbir bağ yoktur. Zengin ile fakir arasında büyük bir uçurum vardır. Üretime önem verilmiş, tüketimde denge kurulamamıştır. Üretim ve tüketim dengesizdir. Ekonomik buhranlar üretim ve tüketim dengesizliğinden doğmaktadır. Kapitalizmde servet belli ellerde toplanmaktadır. Bu sistem içinde zengin daha zengin, fakir daha fakir olmaktadır. Çünkü krediyi zengin kullanır. Vergiyi fakir verir. Faiz çarkı işletilerek halk sömürülür. Millî para değeri düşürülerek hayat pahalılığı körüklenir. Sonuçta; zamlar süreklilik kazanarak ekonomik refah yerine, ekonomik zulüm hakim kılınarak halk acımasızca ezilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şevki Çobanoğlu Arşivi

Vergi

31 Mayıs 2014 Cumartesi 06:00