Recep Çınar

Recep Çınar

Kader mi, ihmal mi?

Kader mi, ihmal mi?

Kader ağlarını örmesin yeter ki...

Ölüm sizi havada da yakalar, karada da...

Buna ister "kader" deyin, isterseniz "şanssız"lık...

Adana'nın Aladağ ilçesindeki Kız Öğrenci Yurdu'nda çıkan bir yangınla yüreklerimize ateş düştü...

11 ana kuzusu can ve bir öğretmen hayatını kaybetti...

İhmal mi?

Belki!

Yetersizlik mi?

Kimbilir...

Ama bilinen bir gerçek varsa, o da 12 hayatın söndüğüdür...

Şimdi çokça sorulacak sorular silsilesi birbiri ardına gelecektir...

Gerekli önlemli alınmış mıydı?

Yurt yeterlilik açısından denetimden alnının akıyla çıkmış mıydı?

Can güvenliği noktasında güvenilir bir bina mıydı?

Depreme dayanıklı mıydı?

Sorular çoğaltılabilir...

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya,  "Sorumlu ve ihmali olanlardan sonuna kadar hesap sorulacak ya da gereken cezalar verilecek" dese de, gidenler geri gelmeyecek ve ateş düştüğü yeri yakacak...

Haa bir de şu var; sorumlulardan gerçekten hesap sorulacak mı ya da sorulabilecek mi?

Çoğu yoksul aileye mensup ve başka da şansları olmadığı için bu yurdu tercih ederek ölüme giden canlardan birisinin yakını, "başka bir yere gönderme şansımız yoktu" derken, o çocukları merdiven kapısının önünde buluşturan kaderleri miydi, yoksa yoksullukları mıydı?

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı, "Öğrencilerin yurttan çıkmaması için yangın merdivenin bulunduğu kapı kilitliydi" demiş...

Bilirkişi ise "kapı kilitli değildi, ama kapının kolu üzerine yoktu" diye açıklama yapmış...

Yermisiniz, sabaha mı bırakırsınız?

Çocukların emniyeti için kilitli olan ya da kolu olmayan kapı, o çocukların mezarı oluyor...

Kapı kilitli olmasa, veya kapının kolu olsa, belki o çocukların hepsi bugün hayatta olacaklardı...

Bina cayır cayır yanıyor ve o çocuklar can havliyle yangın merdivenine yöneliyorlar, ama kapı duvar!

Hale bak...

Şimdi bu kader mi?

Şanssızlık mı?

Birisi çıksın açıklasın...

xxx

Sare...

Fatma...

Nur...

Gamze...

Bahtınur...

Nurgül...

Tuğba...

Sümeyye...

Sevim...

İlknur...

Zeliha...

Ve Cennet...

İki gün önce aramızdaydılar...

Bugün topraktalar...

Hem de yaşamlarının baharında ve en acısı da yanarak ve yakarak ebediyete gittiler...

İki gün ahlar vahlar, sonra yine rutine döneriz...

Ölen öldüğü ile kalır bu ülkede...

xxx

Dört yanı yıkık bu yurtlardan nasıl kurtuluruz?

Dört başı mamur TOKİ marifetiyle...

TOKİ bu ülkede iyi işlere imza atan bir kurum...

İnsanları ev, şehirleri stat sahibi yapıyor...

Çocukların cayır cayır yanmayacağı, depreme dayanıklı ve göçük altında kalmayacağı yurtlar yapamaz mı?

Yapar...

Çokta güzel ve yaşanabilir yurtlar yapıyor...

Üniversiteliler için yapılan yurtlar, fakir fukaranın çocuğu için de yapılsa ve o çocuklar pisi pisine ölmeseler olmaz mı?

Ölüm bu kadar ucuz olmamalı!

Yazık...

Hem de çok yazık...

Sosyal medyada eleştiren, bel altı vuran vurana...

Yürekleri yananları anlamak zor!

Allah Sabır versin...

Sabilere rahmet diliyorum...

Onlar günahsız...

Güle güle Cennete gidiyorlar...

Analara ve babalara da sabır diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi