Sinan Şen

Sinan Şen

İyiliği Emretmeyip Kötülüğü Sakındırmayan Toplumların Kötü Sonları

İyiliği Emretmeyip Kötülüğü Sakındırmayan Toplumların Kötü Sonları

Ebu Derda (r.a) ‘dan gelen bir rivayette Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

“Ya içinizde iyiliği emredip kötülükten sakındırırsınız ya da Allah (c.c) sizin başınıza büyüklerini saymayan, küçüklerinize merhamet etmeyen bir idareciyi musallat eder. Bu olandan sonra iyileriniz dua etse de duaları kabul olmaz. Allah’tan yardım istese de karşılık görmez, istiğfar etse bağışlanmaz.”1
Huzeyfe (r.a)’den gelen bir rivayette Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Nefsimi kudret elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, ya iyiliği emredip kötülükten sakındırırsınız, ya da çok yakında Allah’ın azabına uğrarsınız. Akabinde dua etseniz dahi dualarınız kabul olmaz.”2
Hz. Ali (r.a)’den gelen bir rivayette Rasûlullsh (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
Ümmetim kendi arasında olan bir zalime, ‘Sen Zalimsin’ demeye korktuklarında aralarında bulunma, onların yanından ayrıl.”3
Yine Rasûlullah (s.a.v) bu konuda şöyle buyurmuştur:
“Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir.”4
İmanlı olan kişilerin bu konuda yapacağı en hafif amel kalple buğz etme olacaktır.
Hakkı ile Allah’tan korkan âlimlerimiz bu konuda şöyle demişlerdir: Kötü bir işi eli ile düzeltmek halkın yönetenlerin, dil ile düzeltmek âlimlerin ve kalpleri ile düzeltmek halkın görevidir.
Bazı alimlerimiz de şöyle demişlerdir: Her kim kötülük ile karşılaşsa, gücü nispetinde bu üç yoldan birini yerine getirmekle yükümlüdür. “İyiliği emretmeyi kendisi üzerine vazife kılan kişi, bu işte Allah’ın rızasını ve dinin izzetini ön planda tutmalıdır. Nefsini ön plana çıkarmaktan kaçınmalıdır.”
Allah’ın rızasını ve dinin izzetini ön plana çıkararak hareket eden muvaffak olur. Allah (c.c), o kişiye yardım eder ve görevinde başarı kılar. Ama nefsini ön plana çıkarak hareket edeni ise rezil eder. Bu konuda İkrime (r.a) ’den gelen bir hikaye şöyledir: “Adamın birisi, insanların ilah edindikleri bir ağacın yanına geldi. Bu durum karşısında çok öfkelendi.
İnsanlar nasıl olur da Allah’ı bırakıp bu ağaca ilah diye tapınıyorlar diye serzenişte bulunur. Baltasını almak için evinin yolunu tuttu. Baltayı aldı ve eşeğine binip, o ağaca doğru gitmeye başladı. Yolun yarısına geldiğinde, insan suretine giren İblis o adamın karşısına çıktı ve
Nereye gidiyorsun? diye sordu. Adam,
“Bir grup insanı, Allah yerine ağaca tapındıklarını gördüm ve Allah için çok öfkelendim. Baltamı aldım ve ağacı kökünden kazımak için gidiyorum” dedi. İblis,
Bırak o insanları, sen ne yapacaksın! Allah, o insanları dilediği gibi yapar diyerek kandırmaya çalıştı. Adam kararından dönmedi. Akabinde İblis,
Bu işten vazgeç ve geri dön. Ben de, sana her gün dört dirhem vereceğim. Sabahları kalktığında sana söz verdiğim dirhemleri yatağının başucunda göreceksin, der. Adam,
Her gün sabah dört dirhem vereceğine söz verir misin? Diye sordu. İblis,
Söz veriyorum, dedi. Adam, Allah rızası için yapacağı bu işten vazgeçti. Birkaç sabah İblis’in dediği gibi dirhemleri yatağın başucunda buluyordu. Birkaç gün sonra dirhemler gelmez oldu. Adam hemen baltasını aldı ve eşeğine binip o ağacı kesmeye gitti. İnsan suretine giren İblis,
Şimdi nereye gidiyorsun? Diye sordu. Adam da,
Allah’a değil de ilah diye tapınılan o ağacı kesmeye gidiyorum, der. İblis,
İlk seferinde yola çıktığında niyetin Allah içindi. Allah rızası için öfkelenip bu ağacı kesecektin. Gökte bulunanlar ve yerde bulunanlar seni engellemek isteselerdi muvaffak olamazlardı. Şimdi ise dirhemleri gelmeyince Allah için değil, nefsin için gidiyorsun. Bu niyetinden vazgeçmeyip o ağacı kesmeye gidersen senin boynunu burada vururuz, dedi.
İyiliği emretmek dinimizce bütün Müslümanların vazifelerindendir. Bu vazifeyi yapanlar, yalnızca Allah’ın rızasını gözeterek yapmalıdır. Rıza-i İlahiye gözetilmeden, kendisine iyi desinler niyetiyle yapan kişilere şu Hadis-i Şerif’i hatırlatmak isterim:
“Buhari, Müslim ve diğer birçok hadis âliminin Hz. Ömer (r.a.)’den sahih senetle rivayet ettikleri bir hadiste Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Ameller (başka değil) ancak niyetlere göredir, herkesin niyeti ne ise eline geçecek odur. Kimin hicreti Allah ve Resulü için ise onun hicreti Allah ve Resulü’nedir. Kim de kavuşacağı bir dünyalık veya nikâhlanacağı bir kadından dolayı hicret etmişse, onun hicreti de hedeflediği şeye göredir.”5
Yegâne hedefimiz Allah’ın rızasıdır. Onun rızasına uygun yaşayanlardan ve onun rızası uğruna ruhunu teslim edenlerden olmak ümidiyle…
Gününüz bereketli olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sinan Şen Arşivi