Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

İsrâil bir terör devletidir

İsrâil bir terör devletidir

Hâin, zâlim, katil İsrâil’in Gazze’de Filistinli Müslüman kardeşlerimize yaşattığı mezâlim kutsal ayımız Ramazan’da başladı, Bayram filan da dinlemedi devam etti. Okullar, hastaneler, pazar yerleri, sivil yerleşim merkezleri hedef alınarak sürdürülen bu korkunç acımasız savaş, nefreti hak etti. Bir tane öldürülen İsrâil askeri bahâne edilerek iki bine yakın mâsum insan -ki çoğu çocuk ve kadın- katledildi. Bugün Müslümanların da, insanlığın da şerefi ayaklar altındadır. Bugün insanlık katledilmiştir. Evet, ne yazık ki insanlığın bittiği noktadayız.

Filistin bize Osmanlı mirâsıdır. Kudüs İslâm’ın ilk kıblesidir ve bu yönüyle Müslümanları ilgilendirmektedir. Türkiye’de bugün insânî ve vicdânî değerler üzerine devam eden bir politika izlendiğinden ülkenin yanı başında cereyân eden hâdiselerden ülke uzak duramaz. Bu sebeple Türkiye İsrâil’in yaptığı ‘vahşete vahşet’ demiştir. Oradaki kardeşlerine hem söylem hem yardım bazında destek vermiştir. Diğer İslam ülkeleri de bu vahşetin karşısında ilkeli tutum sergilemelidir.

Dünyânın haydut devleti İsrâil’in yıllardır Filistin’de sürdürdüğü zulüm aslında Siyonistlerin ortaya çıkardığı ırkçı ve diğer insanları ötekileştirici yaklaşımları sonucudur. Araplar ile Yahudilerin Filistin’deki târihi senaryosu M.Ö 1900’lü yıllara dayanıyor. İki toplumda Hz. İbrahim’in soyundan gelmektedir. Araplar Hz. İsmail’in, Yahudiler ise Hz. İshak’ın soyundan geliyor. Filistin meselesi 19.asrın ikinci yarısından itibâren gündeme düşmüştür ama kaynağında Siyonizm var dedik ve bunun dînî, siyâsî, sosyolojik, felsefî pek çok sebebi mevcuttur.

Bahsedilen târihlerde Yahudiler arasında Siyonist bir anlayış gelişti. Bunun temelinde Avrupa’dan sürülen Yahudilerin etkisi büyüktür. O zaman bir Macar Yahudi’si olan Theodor Herzi, Siyonist fikrin kilit kişisidir. Bu zat 1896’da ‘Yahudi Devleti’ kitabını yazmış ve hemen ardından ilk Siyonist kongreyi yapmıştır. Kongrede; ‘Ben bugün Yahudi devletini kurdum. Bu proje en geç elli sene içinde gerçekleşecek’ demiştir. 1948 yılında kurulan İsrâil işte bu projenin eseridir.

Peki, bu târihsel süreçte İsrâil nasıl Filistin’i işgal etti?

1870’li yıllarda Filistin’de on bin kadar Yahudi vardı. Arap nüfus ise 300 bin idi. II. Abdulhamid’in göçü yasaklamasına kadarki olan devrede Yahudiler bölgeden 25 bin dönüm arazi satın aldılar. Yirmi sene içinde Yahudi nüfus 30 bine ulaştı. 1918’de Filistin’de 600 bini geçkin Arap ve 50 bini geçkin Yahudi vardı. Yüzdeye vurduğumuzda bölgede % 94 Arap % 6 Yahudi yaşıyordu. Ne yazık ki 1948’de bu yüzde oranına rağmen mevcut toprakların yalnızca % 43’ü Araplara verildi. Birleşmiş Milletler bugün de sergilediği yanlı ve menfi tavrına daha o zamandan başlamıştı.

Bugün İsrâil’in en büyük korkusu bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıdır. İsrâil bunu engellemek ya da geciktirmek için elinden ne gelirse yapıyor. Hamas ile El-Fetih’in birleşmesinden hiç hoşnut olmamıştır. İsrâil bugün Hamas’ı bitirmek için büyük çabalar sarf ediyor. Bugün İsrâil’in bombaladığı Gazze’nin bulunduğu kıyılarda büyük oranda doğalgaz yatakları tespit edilmiştir. 

İsrâil’in çeşitli sudan bahânelerle Gazze’ye saldırası kabul edilemez. İsrâil kendisine köle ya da ölü bir İsrâil istiyor, yaptığı soykırımdır. Yâni geçmişten bu yana bugün de gerçekleştirdiği dînî ya da etnik sebeplerle uyguladığı en ağır cebir ve öldürme eylemidir. Eğer bu bir savaşsa -ki hiçbir mantîkî izahat sebebi olamaz- her savaşın mutlaka bir hukûku vardır. Kalleş ve hâin bir devletin (İsrâil’in) daha ordusu bile olmayan sâdece kendisini savunmaya gayret eden bir halka karşı, bütün gücüyle orantısız bir güç gösterisi olan son derece adâletsiz bir durum var ortada. Yapılan bu saldırı hem savaş hukûku hem de insanlık açısından kabul edilebilir bir durum değildir. Bu vasıflarıyla İsrâil dünyânın bir numaralı terörist devletidir. Yaptıklarını şiddetle kınıyor, dünyâyı tepkiye çağırıyor ve İsrâil’in savaş mahkemelerinde geçmişten bu yana Filistinlilere yaşattıklarının yargılanmasını istiyoruz.

(Diğer yazımızda ayni konuya devam edeceğiz)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi