Cemrelerin düşmesiyle ilkbaharın ayak seslerini hissettiğimiz bugünlerde, sabah güneşin tüm görkemi ile güne başlamak ne kadar güzel. Dışımızı ısıttığı gibi içimizi de ferahlatır ve pozitif enerji verir.

Her doğan yeni bir gün, insanlık için yeni bir fırsat demektir. Zira günler sayılı ve kısıtlı. Ömür dediğimiz kotadan harcıyoruz. Değil bir günü, bir saati bile çok kıymetli. Çünkü yaşanan o günün tekrarı yok. Yaşadığın gün, işlediğin müspet ve menfi ameller kayıt altına alınarak mahşerde açılmak üzere arşive kaldırılmakta…

Elbette bu hayatın hesabı sorulacak. Rabbimiz, lütfetmiş bizi insan olarak yaratmış. Yaratmaya bilirdi. Ya da başka bir canlı, bitki yaratabilirdi. Okyanusların dibinde yaşayan bir canlı, toprağın altında yaşayan bir hayvan olabilirdik. Bu durum bizim tasarrufumuz olmayıp, tamamen Rabbimizin ikramı ve keremidir. Şükretmek ve itaat etmemiz gerekiyor. Hani günde 5 vakit, 40 rekatta okuduğumuz Fatiha suresi var ya, işte onu daha iyi anlayarak, ne dediğimiz bilerek okumamız gerekmektedir…

Şimdi okuduğumuz bu sürenin anlamını yüreğimizden, beynimizden geçirerek bir kez daha hatırlayalım.

1-Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
2,3,4- Hamd, Âlemlerin Rabbi, Rahmân, Rahîm, hesap ve ceza gününün (ahiret gününün) maliki Allah'a mahsustur.
5- (Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.
6,7- Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.

Görüldüğü gibi bu süre aynı zaman da dua ve Allah’a karşı yapılan bir tazarrudur. Anlamını tam kavrayıp gafilane değil de, şükür edası içerisinde okumak durumundayız.

Dünya meşakkatinin sarmaladığı hayatımızı yeniden gözden geçirmeli, pörsümüş değerlerimizi canlı tutmaya gayret etmeliyiz. Üç ayların başladığı şu kıymetli, maneviyatı yüksek günlerimizi daha güzel geçirmek umuduyla Cumanız mübarek olsun. Allah’a emanet olunuz.