Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

İlan edilmemiş savaş üzerine

İlan edilmemiş savaş üzerine

Dünya üzerindeki savaşların şekil değiştirdiğini fark etmeye başladık millet olarak.

Ülkeler arasındaki savaşlar kendi sınırları dışında yani başka ülkeler coğrafyasında ve ilan edilmemiş savaş olarak yapılıyor ve maalesef ilan edilmemiş savaşların sayısı da her geçen gün artıyor.

Bunun son örneği Suriye üzerinde tatbik ediliyor.

Suriye’nin sınır komşuları olan ve başta Türkiye gibi olan ülkeleri saymaz iseniz, bu ilan edilmemiş savaşta şimdiye kadar görülmemiş ölçüde milletler savaşa girmiş durumdadır.

Suriye coğrafyasında şu an 16 devlet resmen savaş faaliyeti içinde ve hiçbirinin de Suriye ile sınırı yok. Üstelik bu ülkeler birbirleri ile veya Suriye ile resmen savaşta ilan etmiş değil.

Bu ülkelerin bir kısmı zalim Nusayri Esed rejimini desteklerken, diğer bir kısmı terörist İŞİD’i bir kısmı ise PYD denen terörist örgütü destekliyor.

Hatta içlerinde öylesine uyanık devletler var ki hem Suriye rejimini hem de terörist grupları desteklemekten geri kalmıyor.

Mesela Rusya.

Mesela Amerika.

Mesela İran.

Hatta mesela İsrail.

Zaman zaman verdikleri uluslararası görüntüye bakılırsa kimin eli kimin cebinde belli değil.

Veya kimin kimi ne şartta desteklediği de.

Bu savaş salt petrol için yapılan bir savaş değil.

Hatta sadece sınırlar değişsin diye de yapılmıyor.

Dünya medyasının pohpohladığı bir mezhep savaşı da değil.

Stratejiler tek bir ayak üzerinden çok, bir birinden farklı birkaç ayak üzerine kuruluyor.

Problemin sadece Melhamei Kübra’yı başlatmak olmadığına inanıyoruz.

Ya da Evanjelistlerin düşüncesi üzerine, tanrıyı kıyamete zorlamak için de yapılmıyor bu savaş.

Ama Türkiye’nin bu savaşta nerede durduğu veya nereye kadar ilerleyeceği çok önemli.

Üstelik sadece bölge ülkeleri için de değil.

Özellikle hem bizim için, hem İslam âlemi için çok önemli.

Çünkü bu savaşta Türkiye test ediliyor.

Hem de hiç olmadığı kadar çok cephede birden.

En çok iki cepheyi çok önemsemek gerektiğine inanıyoruz.

Birinci olarak ülkenin bıçak sırtında giden ve gittikçe büyüyen bütçe ve cari açıkla boğuştuğu bir dönemde ekonomik alandaki testlere bir bakın.

Bu cephede özellikle kayıtsız bir şekilde, ülkeye ne zaman girdiği ve çıktığı belli olmayan milyar dolarlara bakın.

İkinci olarak ise ülkemizde güney doğu bölgemizde terör faaliyetleri nedeniyle ilan edilmemiş ancak fiilen yürütülen çok uluslu savaşa bakın.

Güneydoğuda ilan edilmemiş savaş, dış ülkelerin servis elemanları aracılığıyla kiralık asker kullanmak da dâhil olmak üzere her türlü şekilde ve şu ana kadar görülmemiş bir şiddette devam ediyor.

Ve bu aşamada sınırı olmayan 16 yabancı ülke Suriye’de savaşa girmişken, üstelik Türkiye Suriye ile sınırı olan ve yüzbinlerce mülteciyi barındırmak zorunda kalan bir ülke olarak Suriye ile ilgilenme denilmektedir.

Türkiye’nin başta Rusya ve İran olmak üzere bu 16 yabancı ülke ile bu kirli savaşın ülke içindeki taraftarlarına söylenecek bir sözümüz var ama bu söz, diplomasi ve devletlerarası kurallara uymadığı gibi basın kurallarına da sığmıyor.

Ama eminim anladınız siz o sözü.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi