Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

İki Dil Tartışması

İki Dil Tartışması

İki dil tartışması sürüyor; çünkü bütün kavimlerin ana dilini öğrenme ve geliştirme hakkı vardır. Hiçbir dil yok edilemez; zira diller, lehçeler, kavimler ve kabileler Allah’ın kudretine işaret etmektedir.
Kur’an-ı Kerimde şöyle buyrulur: “O’nun (Allah’ın) delillerinden biri de, gökleri ve yeri yaratması, lisanlarınızın ve renklerinizin değişik olmasıdır. Şüphesiz bunda bilenler için (alınacak) dersler vardır. (Rum:22)
Beşeri ideolojiler, yapıları gereği bu gerçeği reddettikleri için başka kavimlerin diline, dinine, kültürüne ve tarihine müdahale etmektedir. Burjuvanın yaptığı budur; fakat burjuva bunda muvaffak olamadı. Kavimler biraz toparlandığı zaman bu ayet-i kerime gereği diline, dinine kültürüne tarihine sahip çıkmaya çalışmaktadır. Günümüzde Türkler de dâhil, kavimler kimliğine kavuşmak istemektedir, Türkiye’de ve dünyada çekilen sancının sebebi budur. Burjuva ise direnmektedir.
Burjuva, pazar oluşturmak için başta İslam Coğrafyası olmak üzere dünyada ulusal devletler oluşturdu. Kürtler, Müslüman oldukları için Türkler ve Araplar gibi milliyetçilik duygusuyla hareket edip Türkiye’den ayrılmadılar. Onlarla bizi ayakta tutan dinimiz, kültürümüz ve tarihimizdi. Bu sebeple birlikte I. Cihan Harbi’ni, halifeyi kurtarma adına da İstiklal Savaşı’nı yapmıştık. Cumhuriyet ilan edildikten sonra seküler bir yapı oluşturulduğu için Türkleri ve Kürtleri ayakta tutan din, kültür ve tarih birliği zayıfladı; Kürtler tarihte olduğu gibi dillerini öğrenip geliştiremediler; dolayısıyla Kürtler dünya konjonktürünü de dikkate alarak “demokratik özerklik ve “iki dilli hayat” istemektedirler.
Basından öğrendiğimize göre, geçen haftalarda Demokratik Toplum Kongresi (DTK) “Demokratik Özerklik Taslağı” ile “İki Dilli Hayat Projesi”ni hazırladılar, kamuoyuna sundular ve BDP, yerel yönetimlere gönderdiği genelge ile de bu projeyi bir an önce uygulamaları için talimatını verdi.
Genel Kurmay, hükümet ve muhalefet buna karşı çıkmaktadır; bunların ortak paydaları, Türkiye, demokratik, laik ve üniter bir yapıya sahiptir; dolayısıyla bunun bozulmasını istemeyiz,” demektedirler.
Kürtlerin dilini öğrenebilmeleri ve geliştirebilmeleri için Türkiye’yi millet yapan dinimizin, kültürümüzün ve tarihimizin doğru öğrenilmesi ve geliştirilmesi ile orantılıdır; çünkü beşeri ideolojiler, yapıları gereği, söz sahibi olduğu müddetçe kendinden başkasına hayat hakkı tanımaz. BDP, bunu göz ardı etmektedir; Leninist ve Marksizm yapısıyla bu konuda bir arpa boyu yol alamazlar. Samimi iseler, söylediğim hususu göz ardı etmemeleri gerekir; aksi halde Kuzey Irak’ta olduğu gibi “demokratik özerkliği” ve “İki Dilli Hayat Projesi”ni hayata geçirme imkânını elde etseler bile sürekli buna sahip olamazlar.
Osmanlılar zamanında Kürtler emirlikle yönetilirdi; fakat emir halifeye bağlıydı, onun adına vergi toplar ve onun adına asker beslerdi, halife istediği zaman emiri değiştirebiliyordu. BDP, bunu göz ardı etmemesi gerekir; mevcut yapısıyla T.C. Devleti ile anlaşması mümkün değil; çünkü Türkiye demokratikleşiyor, yani kimliğine kavuşuyor.
Türkçe, Osmanlı devleti zamanında resmi dildi, şimdi de resmi dildir, başka bir dili resmileştirmeye kalkmak burjuvanın ekmeğine yağ sürer, Türkiye kimliğine yeniden kavuştuğu zaman buna paralel olarak Kürtler dilini öğrenme ve gelişirime imkânına zaten kavuşacaktır; çünkü kimliğimizin yapısı -yukarıda ayeti kerimede ifade edildiği gibi- bunu gerektirmektedir.
Ayrı bayrak istemek, dilin resmileştirilmesi yönünde gayret etmek, sadece Türkiye’nin değil, Ortadoğu Coğrafyası’nın birliğini bozmaya yöneliktir; buna Ortadoğu’nun kültürü ve tarihi müsaade etmez; Kuzey Irak Yönetimi gelip geçicidir; çünkü Ortadoğu Coğrafyası yeniden öz kimliğine kavuştuğu zaman böyle bir yönetimin anlamsız olduğu anlaşılacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadık Küçükhemek Arşivi