II. Abdülhamit ve Erdoğan
Erdoğan Davos’ta, “Gazze: Ortadoğu’da Barış” paneline katılarak bu panelde zulüm makinesi İsrail Cumhurbaşkanı Simon Peres’e Filistin’de işlediği zulmü bir bir anlattı ve şimdiye kadar hiç bir antlaşmaya sadık kalmadığını dile getirdi. O da yalan söyleyerek yaptığı zulmü kendince doğru bir davranış olduğunu küstahça anlattı.
Orada seyredenler bu zulmü alkışladı. Erdoğan, “Zulmü alkışlamak ayrıca bir insanlık suçudur.” diyerek onlara da tepki gösterdi. Bütün dünya, televizyon kanallarından seyretti. Sağduyu sahipleri olumlu tepki gösterdi, başta ABD’de bulunan Yahudi lobileri başta olmak üzere olumsuz tepki gösterenler de oldu.
Tebrikler Sayın Başbakan. Tebrikler. Bu hususta, hiç kuşkunuz olmasın, mazlum Filistin halkı başta olmak üzere bütün mazlumlar, zulme uğrayanlar ve Hak’tan yana olanlar sizinle beraberdir.
Yahudi, Halife II. Abdülhamit’ten Filistin’de toprak satın alamamıştır. II. Abdülhamit’le görüşen Theodore Herzl, devletin; “33 milyon İngiliz altınına ulaşan borçlarını ödemek, 35 milyon altın lira faizsiz borç vermek, 120 milyon altın franka mal olacak deniz filosu yaptırmak” şartıyla birkaç defa Halife II. Abdülhamit’e müracaat etmiş ise de muvaffak olamamıştır. Halife II. Abdülhamit, devletin ağır borç altında olmasına rağmen, Herzl’i huzurundan kovarak şöyle demiştir: “Filistin'de dindaşlarımızın ölüm fermanını imzalayamam!" (1)
Yahudi, Halife II. Abdülhamit tahttan indirildikten (tahtan indirilişi: 27 Nisan 1909) sonra Filistin’de toprak satın alma iznini elde edebilmiştir. Bunun sebebi, II. Abdülhamit’ten sonra Halife VI. Mehmet Vahdettin tahta çıkartılmış olması; İttihat ve Terakki Hükümeti’nin onu etkisiz hale getirerek bütün yetkileri elinde toplamasıdır
Yahudi, Filistin’de toprak satın aldığı günden itibaren orada zulmünü artırarak sürdürmüştür. İttihat ve Terakki’de Yahudi’yi desteklemiştir. Bu gerçeği Dış İşleri Bakanı Sayın Ali Babacan şöyle dile getirmiştir: “Türkiye İsrail’i desteklemezse Filistin’de varlığını sürdüremez.”
İttihat ve Terakki zihniyetinin Yahudi’nin zulmünü el altından desteklediği Erdoğan’ın Davos’taki tutumunu haksız eleştirmesiyle tamamen gün yüzüne çıkmıştır. Erdoğan Davosta ne yaptı? Erdoğan, II. Abdülhamit edasıyla, Yahudi’nin Filistin’de sürdürdüğü zulmü, zulüm makinesi İsrail Cumhurbaşkanı Simon Peres’in yüzüne karşı söyledi ve Ermeni asıllı Yahudi Moderatör’ün adaletsiz bir şekilde paneli yönetmesine karşı çıktı. Erdoğan’ın yaptığı iş bundan ibarettir.
Biz de Sayın Başbakan gibi zulüm nereden gelirse gelsin, zulme karşıyız. Bu zulüm Yahudi’ye de yapılsa karşıyız. İslam’ın özü budur. Başbakan’ın yerinde biz olsaydık aynı şeyleri söylerdik.
Bakın, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: Zulmedenlere meyletmeyin; sonra size ateş dokunur (cehennemde yanarsınız). Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra (O’ndan da) yardım göremezsiniz!” (2)
Resul-i Ekrem’ (s.a.v.) Efendimiz de “Veda Hutbesi’nde şöyle buyurur: “ Ne zulmediniz ne de zulme uğrayınız.”
Haydi, dünya el ele verelim, bu prensibe göre bir dünya düzeni kuralım. Olmaz mı? Hâlâ zulüm makinesini destekleyen Batı, İttihat ve Terakki zihniyeti karşısında suskunluğunu devam mı ettireceksin? “Zulme rıza zulüm” olduğunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım.
………………………..
Muhterem Mustafa Aslan’ın Basın İlan Kurumu Anadolu Gazete Sahipleri Temsilciliğine seçildiğini öğrendim. Tebrik eder, başarılar dilerim.
Kaynaklar:
1. Vuslat Dergisi, Yıl: 8; Sayı: 91. Ocak 2009
2. Hud:113
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.