İçki İçerek Yapayalnız Kalma!
Hasan-ı Basri Hazretleri şöyle buyurmuştur:
“Kulun ilk defa içki içmesi ile kalbi kararır, ikinci de koruyucu melekler o kişiden uzaklaşır, üçüncü de ölüm meleği uzaklaşır, dördüncü de Peygamber (s.a.v) uzaklaşır, beşinci de ise Peygamberimizin ashabı o kişiyi terk eder. Altıncı içmesinde Cebrâîl (a.s) uzaklaşır, yedinci içmesinde İsrafil (a.s), sekizinci içmesinde Mikail (a.s) uzaklaşır. Dokuzuncu içmesinde yeryüzü, onuncu içmesinde gökyüzü ondan uzaklaşır. On birinci içmesinde denizdeki mahlûkat, on ikincisinde güneş ve ay, on üçüncüsünde yıldızla, on dördüncü içmesinde ise bütün canlılar onu terk eder. On beşinci de cennet kapıları kapanır, on altıncıda o kişiye cehennem kapıları açılır. On yedincide arşı taşımakla görevli melekler, on sekizinci de Kürsi, on dokuzuncusunda Arş o kişilerden uzaklaşır. Yirminci içki içmesinde ise Allah o kişiyi terk eder.”
Esma bint Yezid (r.a)’den gelen bir rivayette Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“İçki içen kimsenin yedi gün boyunca namazları kabul olmaz. Eğer içtiği bu içki aklımı başından alırsa, kırk gün boyunca kıldığı namazlar kabul olmaz. Bu durumda ölen kâfir olur. Tövbe ederse Allah o kişinin tövbesini kabul eder. Yaptığı tövbeyi bozup tekrar içki içmeye dönerse, Allah artık o kişiye ‘Tinetü’l Hıbâl’i içirir.” (Ahmed, el-Müsned, 6/460.)
Bu hadisin başka rivayetinde ise:
“Müslüman bir kere içki içtiğinde, kırk gün boyunca namazı, orucu ve diğer ibadetleri kabul olmaz. İkinci sefer içtiğinde namazı, orucu ve diğer ibadetleri seksen gün kabul olmaz. Üçüncü sefer içtiğinde, yüz yirmi gün ibadetleri kabul olmaz. Dördüncü sefer içtiğinde ise o kişiyi öldürünüz. Çünkü o kâfir olmuştur. Artık o kişinin içeceği Tînetü’l Hıbâl’dir.
⁃ Ya Rasûlullah! Tînetü’l Hıbâl’ nedir? diye soruldu. Peygamber Efendimiz (s.a.v),
⁃ Cehennemlik olanların içeceği irindir.” (Hakim, el-Müstedrak, 4/146; Ahmed, el-Müsned, 2/ 177-189)
İçki ile bir haberde şöyle denilmiştir:
“Bir evin içerisine bütün günahlar ve hatalar konulmuş, anahtarı ise içki olmuştur.” (İbn Mace, Nr. 404034.)
Sahabe-i kiramdan birisi şöyle buyurmuştur:
“İçki içem birisine kız vermek, o kızı zinaya göndermek gibidir.” Buradan şunu anlamak gerekir; içki içen kişi sarhoş olacaktır. Sarhoş olanlar da boşama kelimelerini çok kullanacağından hanımını boşamış olacaktır. Bundan sonra o kadınlar yaptığı her ilişki cima değil zinadır.
Bir başka açıdan bakıldığında ise, içki içen kimse, puta tapan kimseye benzer. Ayet-i Kerime’de içkiden ‘rics’ yani “put” anlamında pislik diye bahsedilmiştir.
“Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar, fal okları şeytan işi pisliklerdir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.” (Maide, 5/90.)
“O halde o putlardan, o pislikten kaçının.” (Hac, 22/30.)
Enes b. Mâlik (r.a)‘ten gelen bir rivayette Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Allah (c.c), beni alemlere rahmet olarak gönderdi. Beni cahiliye adetlerini, çalgı âletlerini ve putları ortadan kaldırmam için gönderdi. Allah’a yemin ederim ki diyerek şöyle buyurdu: “Dünyada içki içen kullarım, ahiret içeceklerinden mahrum olur. İçki içmeyi terk edene ise cennet içeceklerinden ikram ederim.” (Ahmed, el-Müsned, 5/257.)
Mâlik, Muhammed b. Münkedir’den şunu nakletmiştir:
“Allah (c.c) kıyamet günü:
⁃ Şeytani çalgılardan ve dünyanın oyun eğlencesinden kendilerini koruyanlar nerede? Onları misk kokan bahçelere koyun. Allah (c.c) akabinde meleklere şöyle emir verir:
⁃ O kullarıma övgülerimi söyleyin. Onlar için bundan sonra herhangi bir korku ve hüzün olmayacaktır. (İbn Kesir, en-Nihaye, 2/510.)
Ebu Vâil şöyle buyurmuştur: “Şarkıcıların olduğu ve şarkı eşliğinde oyun oynanan bir düğün yemeğine Şakîk b. Seleme çağrılmıştı. Bu halleri görünce orayı terk edip, İbn Mesud (r.a)’un şu sözünü hatırlamıştı:
“Yeşilliklerin büyümesini sağlayan sudur. Kalpte nifakı büyüten ise şarkı ve eğlencedir.” (Ebu Davud, nr.4297.)
Atâ b. es-Sâib, Abdurrahman es-Sülemi’den şu olayı anlatır:
“Yezid b. Ebî Süfyân’ın Şam valiliği sırasında bazılarının içki içtiğini görmüş ve onlar; “İçki içmek bize helaldir” demişler ve bu sözlerine de “İman eden ve iyi işler yapanlara, tattıklarından dolayı günah yoktur.” (Maide, 5/93) ayetini delil göstermişlerdi.
Hz. Ömer (r.a)’e bu durumu mektupla bildiren Yezid’e, hemen bir mektup yazılmış ve bu fesadı çıkaranların kendisine gönderilmesi talimatını vermiştir. Bu kişiler, Hz. Ömer’in yanına geldiklerinde, sahabe kiram toplanmış ve istişare yapılmıştır. Sahabe-i Kirâm şöyle buyurdular:
⁃ Ya Ömer! Bu kişiler Allah’a iftira atıp, O’nun müsaade etmediği bir şeyi meşru göstermeye çalışmışlardır. Bunların cezası ölümdür. Sahabeler arasında bulunan Hz. Ali (r.a) sessizce bekliyordu. Hz. Ömer, Hz. Ali’ye bu konu hakkında;
⁃ Ya Ali! Senin görüşün nedir? diye sordu. Hz. Ali (r.a),
⁃ Bu kişilerin tövbe etmesini iste. Tövbe etmezlerse onların cezası ölümdür. Tövbe ederlerse onlara seksen sopa vurursun dedi.
İstişare sonucunda Hz. Ömer (r.a), tövbe etmelerini istedi. Hepsi de tövbe etti. Hz. Ömer (r.a) bunlara işlediklerine mukabil, her birine seksener sopa ceza verdi.”
(Suyuti, ed-Dürru’l Mensur, 3/174.)
İçki içen kişi ne yaptığını bilemez hale geldiği için etrafındaki insanlar ondan uzaklaşırlar. Günümüz şartlarında ne yazık ki içkiler ele ayağa düştü. Hatta kıyı şeridindeki bazı şehirler anıldığı zaman insanın aklına alkol, içki ve kötü olan şeyler akla geliyor.
İçki içen insanlardan direkt yüz çevirmek yerine onların bu illeti bırakması için teşviklerde bulunulmalı ve mesailer harcanmalıdır.
İnsanın akli melekelerine ciddi zarar veren bu illet, insanı canileştirecek hareketleri de yaptırabilir.
Rabbimiz bizleri içkiden ve içkili kimselerin şerrinden korusun.
İçki içen kimselere de, o hayvanlaştıran, akıllarını başlarınndan alan illetten kurtulmayı nasip etsin.
Yoksa bu insanlar dünyada da ahirette de yalnız kalacaklardır. Bu yalnızlık sadece insanlar açısından olmayacaktır.
Yalnızlık insan açısından olsa bile korkutucudur çoğu zaman. Alemlerin Rabbi olan Allah’ın kişiyi terk etmesi, bu dünyada da ahirette de kişiye verilmiş en ağır cezadır.
Gününüz bereketli olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.