Kerem İşkan

Kerem İşkan

Hiç işi olmayan mâkam?

Hiç işi olmayan mâkam?

Bize göre kısa, okurlarımıza göre upuzun bir izinden geri döndük...

***

Ne kadar çok bekleyenimiz varmış... Daha izinin ilk gününde bile sabahın köründe telefon açarak uykudan uyandırıp , “Ee ne zaman yazacaksın” diye soranlar oldu...

***

Arayıp, yarı ciddi yarı şaka izne çıkmamıza kızanlar bile oldu... Velhasıl, sevenimizi özlettik, sevmeyenimiz ise kafa dinlemiş oldu...

***

Ve bitti, döndük mübarek şehre...

***

Bu arada, Mısır ve Suriye'ye gidebilmek için çeşitli girişimlerimiz oldu... Çabaladık...

***

Ama maatesüf henüz nasip olmadı... Her iki ülkenin idarecilerinin gözünde Türk olmak, düşman olmakla aynı kefeye konuluyor...

***

Ümidimizi yitirimiş değiliz... Kulağımız telefonda...

***

Biz izindeyken, birkaç küçük gelişme dışında şehirde, siyasi sahnede pek değişme yok...

***

Aynı dedikodular, aynı kumpaslar, pehlivan tefrikası gibi devam edip gidiyor... Ama bu arada şehre kıymetli abiler teşrif etmiş...

***

Çalışmaya da koyulmuşlar... Bunları da ilerleyen günlerde tek-tek yazarız...

***

Yeni Valimiz göreve başlamış... Allah hayırlı mübarek etsin... Büyükşehir Belediye Başkanımız, ödül almış, İslam Başkentleri ve Şehirleri Birliği’ne üye olmuş...

***

Allah mübarek etsin...

***

Haçlı keferelerinden aldığı ödülden sonra, “Gündemde Araplar var, milletin hassas konusu, kefereden aldığımız ödülü ve tramvay ilişkisini unutturur, Mekke'den bir ödül bağlarsak işi garanti ederiz” diye mi düşündü artık bilemem...

***

Başkan, gamalı haçlılardan sonra, seçime çeyrek kala yönünü Mekke'ye dönmüş ya, buna da elhamdülillah...

***

Suudlu tembeller, (Bakınız dış ve iç poltikalarına) Bizim Başkan'a sayısız iltifat etmişler...

***

Ödüller vermişler, ağırlığınca kelâm etmişler... “Keşke bizde de senin gibi idareciler olsa” diye de iç geçirmişler ve bol-bol dua etmişler midir ki?

***

Yer gök dua ile...

***

Rabbimin hazinesi bol... Suudlular'da tevafuk pek işi gücü sevmezler... “Yarım dönüm bostan yan gel oğlum Osman * ” tarzı yani...( *Bu Osman'ın komisyoncu Osman'la alakası yok o aksine çok çalışkan) Belli mi olur yarın Allah'ın emri deyip Başkanı, Tayyip Beyden isteyebilir Suudlular...

***

Osmanlı'da yaşanmış bir hikaye ile bitirelim bugünkü yazımızı...

***

Tembelliği, akmazlığı, kokmazlığı ve cemaate iştiraksizliği ile bilinen meşhur Ragıp Paşa sadrazamken bir gün işten (!) iyice bunalmış...

***

Nedimi Haşmet'i huzuruna tez çağırıltılmasını emretmiş... Apar, topar Haşmet huzura alınmış...

***
Paşa Hazretleri
hüzün ve nuraylı bir ses tonu ile; “Ah Haşmet, bana öyle bir hizmet olsa ki hiçç işi bulunmasa!” demiş...

***
Haşmet durur mu... Tam denk getirmiş, tembel, cemaatten bi haber Paşayı... Latife yollu;

***
“Efendim öyle bir
vazife var ama bilmem rağbet buyurulur mu?” diye sormuş...

***

Paşa heyecan ile Haşmet'e sormuş ; “Çabuk söyle nedir o işsiz vazife?”

***
“Efendimizin
imamlığı Paşam” deyivermiş... Hikaye böyle :) Ama Rağıp Paşa erken gelmiş dünyaya... Bizim Büyükşehir deki koltuğu görseydi rahmetli cennete düştüm sanırdı zahir..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kerem İşkan Arşivi