Adnan Özkafa

Adnan Özkafa

Hayatımızdaki İnşaat Mühendisliği

Hayatımızdaki İnşaat Mühendisliği

Ziyaret turlarımız devam ediyor. Bu seferki durağımız İnşaat Mühendisleri Konya Şubesi.

Başkan Rifat YÜZBAŞIGİL’le konuşuyoruz.

Kendisi 1400 civarında İnşaat Mühendisini temsil ediyor.

İçinizde “İnşaat Mühendisliğinden, ya da Odasından bana ne?” diyen çıkabilir. Ama kazın ayağı öyle değil. Niye derseniz, yediden yetmişe hepimiz akşama kadar bir yerlerde çalışıyoruz, işe gidiyoruz, akşam olup ailemize dönüyoruz, başımızı bir eve sokuyor, bir çatı altında yatıp kalkıyoruz.

Sonuçta akşama kadar çalıştığımız işyeri de, akşamdan sabaha hayatımızı geçirdiğimiz evlerimiz de bir inşaatçının elinden çıkıyor. Canımız, malımız önce Allah’a, sonra onlara emanet. Dolayısıyla kimse “Bana ne” diyemez, çünkü hepimizi direk ilgilendiren bir konu.

Depremlerde, sosyal afetlerde bu işin kıymetini anlıyoruz, daha sonra aklımıza bile gelmiyor. Konya’da bir Zümrüt Apartmanı olayı yaşadık, hala işin sırrı çözülebilmiş değil.

Sayın YÜZBAŞIGİL’le bunları konuştuk. Başka şeyler de dile geldi.

İnşaat Mühendisleri Odası’nda Konya’da yıllardan beri güzel bir gelenek oluşmuş. Yönetim değişikliği tatlı bir teamüle bağlanarak, kavgasız, nizasız el değiştiriyor. Genellikle de önceden Oda Yönetiminde olan birisi 2 dönemliğine Başkan seçilerek görevi yürütüyor.

Tüm üyeler arasında da örnek bir beraberlik ve ahenk göze batıyor.

Başkan bu durumu şu güzel cümleyle özetleyiverdi: “Bölünerek yok olacağımıza, bölüşerek tok olmayı tercih ediyoruz” diyor. Bu sözden herkesin alacağı ibret ve dersler var.

Zaten şair de “Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez” dememiş mi?

Yalnız bir sıkıntı var, o da bu tür odaların hep Genel Merkez’e, Ankara’ya bağımlı olması, oradan izinsiz çok fazla hareket edememesi.

Bu işi düzenleyen kanun taa 1954’ten kalmış. O zamandan bu zamana memlekete değişmedik kanun kalmadığı halde bu 60 senelik kanun hala yürürlükte imiş. Kim bilir o kanunu hazırlayanlardan şu anda belki hayatta olan bile yoktur, ama koyduğu kanun hala yürürlükte.

Bir diğer sıkıntı ise bu odaların merkezi olan Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB)’un Genel Merkez’deki kafa yapısı, dünya görüşü ile Anadolu’daki bazı şubeleri arasında olan kan uyuşmazlığı.

Benzeri sıkıntı Tabibler, Eczacılar, Avukatlar… da da var.

Anadolu’da kırılan bazı zincirler, maalesef İstanbul ve Ankara ayağında kırılamamış. Hala jakoben anlayış, 1950’lerin gerisinde kalmış, eski model, kalın kafalar değişmemiş.

Temennimiz herkesin ortak bir paydada buluşarak ülkeye hizmet için hayırlı adımlar atması.

İnşaallah o günleri de görürüz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan Özkafa Arşivi