Hayal satma Başkan!
Konyaspor’un durumu malum…
Yanlış yönetici seçimleri, yanlış teknik adam tercihleri ve yanlış oyuncu transferleri ile şehrin kulübü, deyim yerindeyse sezona başlamadan, lige veda etti…
Daha önce de yazdım…
Deve yükü borçla Bank Asya’nın yolunu tuttu…
Kulüp zor günler geçiriyor…
Özellikle Miloş davası ile hem dünya’ya hem de ülkeye rezil oldu şehrin takımı… FIFA’nın verdiği transfer yasağı ile de tarihe geçti Konyaspor…
Ve bu cezanın daha ağırı da kapıda bekliyor…
Miloş’un parasının yatırılamaması halinde de, kulübün bir alt kümeye düşürülmesi gündemde… Ancak, sürecin 1 seneyi bulacağı, dolayısıyla Konyaspor’da bu sezon için böyle bir tehlikenin sözkonusu olmadığı belirtiliyor…
Bu para yatırılmadığı taktirde Konyaspor’a ek para cezası, yine ödemediği taktirde de 6 puanının silinmesi gündeme gelecek… Süreç başladığında bu cezanın ödenmemesi halinde Konyaspor bir dahaki sezonda Spor Toto 2. ligle burun buruna gelebilir…
Anlayacağınız Konyaspor’un içinde bulunduğu durum bu kadar vahim…
Bütün bunların müsebbibi tek başına Bahattin Karapınar değil elbette… Ama “sütten çıkmış ak kaşık” imajı vermesi de, kendisini kandırmaktan başka bir şey değil… Çünkü, “sütten çıkmış ak kaşık” değil…
Bu kulübün bugünlere gelmesinin en büyük müsebbibi kendisidir…
İnkar edemez…
Ziya Doğan gibi bir futbol aklına, bu kulübün 1,5 trilyonunu gözünü kırpmadan veren Bahattin Karapınar sorumlu değil de, ben mi sorumluyum?
Bu kulüpte 3 ay 10 gün çalışan Yılmaz Vural’a 800 milyarı bir çırpıda veren Bahattin Karapınar sorumlu değil de, Konya mı sorumlu?
Futbola Fransız kalmış oyunculara da verilenler cabası…
Bu kulübün sırtında “kambur” olan Mustafa Eraydın’ı da unutmamak lazım… Konyaspor’a para kazandırmayan, ama Konyaspor’dan para kazanan bu şahsı bu kulüpte tutuyorsa Bahattin Karapınar, “öküz altında buzağı ararım” ben…
Kim ne derse desin, Bahattin Karapınar-Ziya Doğan ve Mustafa Eraydın üçlüsü bu kulübün geleceğine ipotek koymuşlardır ve koymaya da devam ediyorlar…
Göreve geldiği günden bugüne kadar hayal sattı, hayal sattıkça da hata yaptı… Bütün bu olumsuzluklara rağmen de hayal satmaya ve hata yapmaya devam ediyor… Hayal satmayla bu işlerin olmadığı gerçeğini öğrenmesi lazım kulüp başkanı…
Karapınar, Konyasporla ilgili söylemlerini değiştirmeli… Özellikle de “hedefimiz yine süper lig” gibi açıklamalardan kaçınmalı… Hayal tacirliği yapıp, insanların duyguları ile oynamamalı…
Bugünün şartlarında Konyaspor’un hedefi Bank Asya’ya tutunmak olmalıdır… Çünkü, her tarafı kangren olmuş, dört yanı borçlarla sarılmış bir kulübün, mevcutla süper lige çıkması hayalden öte bir şey değil…
Bu kulübün başkanı çıkıp gerçekleri paylaşacak kamuoyuyla…
“Bizim göreve devam kararı aldıktan sonra yapacağımız tek şey Konyaspor'un Süper Lig'e yeniden dönmesi adına elimizden gelen gayreti göstermek. Konyaspor, Süper Lig'e nasıl çıktı hatırlayın. Şehir üzerindeki ölü toprağını attı. Birlik beraberlik içerisinde kenetlendi ve başarı geldi. Aynı durumu tekrarlarsak Süper Lig'e döneriz. Herkes Konyaspor'a sahip çıksın. Destek istiyoruz. Gün Konyaspor'u yeniden hak ettiği yer olan Süper Lig’e çıkartma günü!”
Bu söylemleri geçecek Bahattin Karapınar…
Bunların alıcısı yok…
Satamaz bunları kimseye…
Dolayısıyla, çıkacak ve “Evet arkadaşlar; Konyaspor’un durumu malum… Bu şartlarda bizim bir hedefimiz var, o hedefimiz de bu takımı bu ligde tutmak olacaktır” diyecek…
Hayal satmayacak…
Para var mı?
Yok…
Bu oyuncu grubu ile şampiyon olur muyuz?
Asla…
Şehirden bir destek var mı?
Zerre yok…
O zaman?
Bu takımı bu ligde tutmaya bakalım…
Sen süper ligde, trilyonlarca geliri olan bir ligde topçunun parasını verememişsin ve parasanı veremediğin bu oyuncularla şampiyonluk hayalleri kuruyorsun…
Gülünç olma…
Kafaları ve duyguları değiştirmek kolay değil… Ne kadar boyalarsan boyala, cilalarsan cilala, eskiden yeni çıkaramazsın… Anlayacağın eğri cetvelden doğru çizgi çıkmıyor işte…
Ve yiğitçe “Evet Ziya Doğan’da ısrarcı olmakla büyük hata ettim” itirafında bulun… Sor bakalım “abim, babam” dediğin Ziya Doğan’a, Konyaspor için ağıtlar yakıyor muymuş…
Umurunda mı Konyaspor Ziya Doğan’ın…
Senin verdiğin, senden aldığı çekleri nasıl tahsil ederimin hesabını yapıyordur şimdi… 3-4 gün sonra TFF’ye başvurursa şaşırma…
Yılmaz Vural’da…
Son sözüm şu…
Bahattin Karapınar, Konyaspor’un içinde bulunduğu durumu “felaket” olarak değerlendirmişti ya, oysa ki, en büyük felaket kendisi… Konyaspor’da başka “felaket”e gerek yok zaten…
Allah, Konyaspor’un sonunu hayreylesin…
xxx
Bursaspor başkanı İbrahim Yazıcı’nın başına gelenleri basından takip ediyorum… Bursa’dan arkadaşlarla konuştum… Konunun son derece ciddi ve vahim olduğunu söylediler… Tabi ki, onlar meseleye farklı pencerelerden de bakmıyor değiller… Ama özellikle taraftarlara verilen bedava biletler konusunun çok baş ağrıtacağını söylüyorlar…
Umarım, Bursaspor kötü örnek olmaz…
Umarım aklanırlar…
Yoksa sı mı?
Feci olur…
Anadolu kulüplerinin de bu anlamda kapısı çalınır mı?
Bilemem…
Çalınırsa ne mi olur?
Futbolun kıyamet günü olur…
Nokta.
Yanlış yönetici seçimleri, yanlış teknik adam tercihleri ve yanlış oyuncu transferleri ile şehrin kulübü, deyim yerindeyse sezona başlamadan, lige veda etti…
Daha önce de yazdım…
Deve yükü borçla Bank Asya’nın yolunu tuttu…
Kulüp zor günler geçiriyor…
Özellikle Miloş davası ile hem dünya’ya hem de ülkeye rezil oldu şehrin takımı… FIFA’nın verdiği transfer yasağı ile de tarihe geçti Konyaspor…
Ve bu cezanın daha ağırı da kapıda bekliyor…
Miloş’un parasının yatırılamaması halinde de, kulübün bir alt kümeye düşürülmesi gündemde… Ancak, sürecin 1 seneyi bulacağı, dolayısıyla Konyaspor’da bu sezon için böyle bir tehlikenin sözkonusu olmadığı belirtiliyor…
Bu para yatırılmadığı taktirde Konyaspor’a ek para cezası, yine ödemediği taktirde de 6 puanının silinmesi gündeme gelecek… Süreç başladığında bu cezanın ödenmemesi halinde Konyaspor bir dahaki sezonda Spor Toto 2. ligle burun buruna gelebilir…
Anlayacağınız Konyaspor’un içinde bulunduğu durum bu kadar vahim…
Bütün bunların müsebbibi tek başına Bahattin Karapınar değil elbette… Ama “sütten çıkmış ak kaşık” imajı vermesi de, kendisini kandırmaktan başka bir şey değil… Çünkü, “sütten çıkmış ak kaşık” değil…
Bu kulübün bugünlere gelmesinin en büyük müsebbibi kendisidir…
İnkar edemez…
Ziya Doğan gibi bir futbol aklına, bu kulübün 1,5 trilyonunu gözünü kırpmadan veren Bahattin Karapınar sorumlu değil de, ben mi sorumluyum?
Bu kulüpte 3 ay 10 gün çalışan Yılmaz Vural’a 800 milyarı bir çırpıda veren Bahattin Karapınar sorumlu değil de, Konya mı sorumlu?
Futbola Fransız kalmış oyunculara da verilenler cabası…
Bu kulübün sırtında “kambur” olan Mustafa Eraydın’ı da unutmamak lazım… Konyaspor’a para kazandırmayan, ama Konyaspor’dan para kazanan bu şahsı bu kulüpte tutuyorsa Bahattin Karapınar, “öküz altında buzağı ararım” ben…
Kim ne derse desin, Bahattin Karapınar-Ziya Doğan ve Mustafa Eraydın üçlüsü bu kulübün geleceğine ipotek koymuşlardır ve koymaya da devam ediyorlar…
Göreve geldiği günden bugüne kadar hayal sattı, hayal sattıkça da hata yaptı… Bütün bu olumsuzluklara rağmen de hayal satmaya ve hata yapmaya devam ediyor… Hayal satmayla bu işlerin olmadığı gerçeğini öğrenmesi lazım kulüp başkanı…
Karapınar, Konyasporla ilgili söylemlerini değiştirmeli… Özellikle de “hedefimiz yine süper lig” gibi açıklamalardan kaçınmalı… Hayal tacirliği yapıp, insanların duyguları ile oynamamalı…
Bugünün şartlarında Konyaspor’un hedefi Bank Asya’ya tutunmak olmalıdır… Çünkü, her tarafı kangren olmuş, dört yanı borçlarla sarılmış bir kulübün, mevcutla süper lige çıkması hayalden öte bir şey değil…
Bu kulübün başkanı çıkıp gerçekleri paylaşacak kamuoyuyla…
“Bizim göreve devam kararı aldıktan sonra yapacağımız tek şey Konyaspor'un Süper Lig'e yeniden dönmesi adına elimizden gelen gayreti göstermek. Konyaspor, Süper Lig'e nasıl çıktı hatırlayın. Şehir üzerindeki ölü toprağını attı. Birlik beraberlik içerisinde kenetlendi ve başarı geldi. Aynı durumu tekrarlarsak Süper Lig'e döneriz. Herkes Konyaspor'a sahip çıksın. Destek istiyoruz. Gün Konyaspor'u yeniden hak ettiği yer olan Süper Lig’e çıkartma günü!”
Bu söylemleri geçecek Bahattin Karapınar…
Bunların alıcısı yok…
Satamaz bunları kimseye…
Dolayısıyla, çıkacak ve “Evet arkadaşlar; Konyaspor’un durumu malum… Bu şartlarda bizim bir hedefimiz var, o hedefimiz de bu takımı bu ligde tutmak olacaktır” diyecek…
Hayal satmayacak…
Para var mı?
Yok…
Bu oyuncu grubu ile şampiyon olur muyuz?
Asla…
Şehirden bir destek var mı?
Zerre yok…
O zaman?
Bu takımı bu ligde tutmaya bakalım…
Sen süper ligde, trilyonlarca geliri olan bir ligde topçunun parasını verememişsin ve parasanı veremediğin bu oyuncularla şampiyonluk hayalleri kuruyorsun…
Gülünç olma…
Kafaları ve duyguları değiştirmek kolay değil… Ne kadar boyalarsan boyala, cilalarsan cilala, eskiden yeni çıkaramazsın… Anlayacağın eğri cetvelden doğru çizgi çıkmıyor işte…
Ve yiğitçe “Evet Ziya Doğan’da ısrarcı olmakla büyük hata ettim” itirafında bulun… Sor bakalım “abim, babam” dediğin Ziya Doğan’a, Konyaspor için ağıtlar yakıyor muymuş…
Umurunda mı Konyaspor Ziya Doğan’ın…
Senin verdiğin, senden aldığı çekleri nasıl tahsil ederimin hesabını yapıyordur şimdi… 3-4 gün sonra TFF’ye başvurursa şaşırma…
Yılmaz Vural’da…
Son sözüm şu…
Bahattin Karapınar, Konyaspor’un içinde bulunduğu durumu “felaket” olarak değerlendirmişti ya, oysa ki, en büyük felaket kendisi… Konyaspor’da başka “felaket”e gerek yok zaten…
Allah, Konyaspor’un sonunu hayreylesin…
xxx
Bursaspor başkanı İbrahim Yazıcı’nın başına gelenleri basından takip ediyorum… Bursa’dan arkadaşlarla konuştum… Konunun son derece ciddi ve vahim olduğunu söylediler… Tabi ki, onlar meseleye farklı pencerelerden de bakmıyor değiller… Ama özellikle taraftarlara verilen bedava biletler konusunun çok baş ağrıtacağını söylüyorlar…
Umarım, Bursaspor kötü örnek olmaz…
Umarım aklanırlar…
Yoksa sı mı?
Feci olur…
Anadolu kulüplerinin de bu anlamda kapısı çalınır mı?
Bilemem…
Çalınırsa ne mi olur?
Futbolun kıyamet günü olur…
Nokta.