Hakem kötüydü, ya kulüp başkanı?
Abdullah Yılmaz…
Trabzon bölgesi hakemi…
Antalyaspor maçında Konyaspor’u pırasa gibi doğradı…
Doğrudur…
Üç penaltısını, iki de golünü vermedi…
Bunu cümle alem biliyor…
Hemen hemen bütün kulüplerin canlarını yakıyorlar… Canı yananın adı ister Fenerbahçe, ister Konyaspor olsun… Eğer niyeti kötüyse, kötü niyetliyse eğer, Abdullah Yılmaz, Cüneyt Çakır, kim olursa olsun, gözünün yaşına bakılmamalı, defteri dürülmeli, lisansı yırtılmalı, dahası spor alanlarına bile sokulmamalı…
Abdullah Yılmaz, Konyaspor’un 3 puanını “cebellezi” yaptı, umutlarını söndürdü…
Hem de göz göre…
Hem de milyonların önünde…
Trabzonlu hakemin “zor kullanarak” ve “cebren” yaptığı bu eylemin adına TCK, “GASP”tır, “HIRSIZ”lıktır ve “DOLANDIRICI”lıktır diyor…
Ben demiyorum…
Abdullah Yılmaz, bu eylemi gerçekleştirerek, hem TFF Başkanı Mahmut Özgener’i, hem de MHK başkanı Oğuz Sarvan’ı zor durumda bırakmıştır… Umarım isimlerini saydığım bu insanlar, Abdullah Yılmaz’ın bu “çirkinliği” karşısında “susmazlar” ve gereğini yerine getirirler…
Hoş, bu saatten sonra Konyaspor’un 3 puanını “gaspeden” Trabzonlu Abdullah Yılmaz’ın ipini çekseler ne yazar, çekmeseler ne yazar… “Baban eşeği öptükten sonra, ananın hayrını gör” derler ya, işte öyle bir şey…
xxx
Konyaspor’un bugünlere gelmesini sadece hakemlere fatura etmek, yönetsel başarısızlığı asla kamufle etmemelidir… Hakemlerle gündemi değiştirmek, başkanın, yöneticinin, teknik adamın ve futbolcunun üzerinden sorumluluğu atacağı anlamına gelmemelidir…
Bu kulübün buralara gelmesinde “baş sorumlu kulübün başkanı” yani “Bahattin Karapınar”dır… Dikkatleri hakemlerin üzerine çekmekle, dünkü gerçeklerin “sümenaltı olacağını” ya da “pisliğin halının altına süpürüleceğini” zannedenler, “güneşi balçıkla sıvayacaklarını” düşünmesinler… Projektörleri biraz da kendi üzerlerine çevirsinler…
Konyaspor, bu lige deplasmanda kazanılan Manisaspor ve beraberlikle sonuçlanan Beşiktaş maçlarında veda etti… Bu iki deplasmandan alınan 4 puan sonrasında, Ziya Doğan’ı göklere çıkaran, zihniyet çekti Konyaspor’un ipini…
Ben değil…
Futbolcunun sezon başından bu yana maç başı alacağını vermeden, Yılmaz Vural’ın cebine “120 bin avroyu” koyan bu kulübün başkanı çekti Konyaspor’un ipini…
Harun Aydın değil…
Göreve geldiği günden bu yana 40’a yakın yöneticiyi, hem de adam gibi adamları inciterek, o insanlara çamur atarak, bu kulüpten uzaklaştıran başkan çekti Konyaspor’un ipini…
Hilmi Kulluk, Ömer Atiker, Abbas Kılıç, ya da hedef gösterdiği Ekrem Coşkun değil…
Asıl konuşulması gereken, tartışılması gereken Bahattin Karapınar, Ziya Doğan, Mustafa Eraydın konuşulmayacak, tartışılmayacak, ama hakem hatalarından kaybedilen puanlar konuşulacak, öyle mi?
Öyle değil işte…
Bir avroya bile ihtiyacı olan bu kulübün milyon avrolarını sokağa atanlar, kulübün geleceğini ipotek altına alanlar elbette bunun hesabını vereceklerdir…
Bütün bunları tartışmayacağız, konuşmayacağız, Futbol Federasyonu ile yatıp, Merkez Hakem Komitesi ile kalkacağız, öyle mi?
Oh ne ala memleket…
Asıl görülmesi gerekenleri hakemlerle, rakiplerle, şehrin ilgisizliğiyle kamufle edeceğini sanıyorsan ya da bu millet keriz, “yediririm” diyorsan, bilmelisin ki, kimse yemiyor…
Yüreğin varsa, yaranın üstündeki “kabuk”tan değil, kabuğun altındaki “yara”dan bahsetsen sayın başkan ve sayın Bahattin Karapınar beyefendi!
Trabzon bölgesi hakemi…
Antalyaspor maçında Konyaspor’u pırasa gibi doğradı…
Doğrudur…
Üç penaltısını, iki de golünü vermedi…
Bunu cümle alem biliyor…
Hemen hemen bütün kulüplerin canlarını yakıyorlar… Canı yananın adı ister Fenerbahçe, ister Konyaspor olsun… Eğer niyeti kötüyse, kötü niyetliyse eğer, Abdullah Yılmaz, Cüneyt Çakır, kim olursa olsun, gözünün yaşına bakılmamalı, defteri dürülmeli, lisansı yırtılmalı, dahası spor alanlarına bile sokulmamalı…
Abdullah Yılmaz, Konyaspor’un 3 puanını “cebellezi” yaptı, umutlarını söndürdü…
Hem de göz göre…
Hem de milyonların önünde…
Trabzonlu hakemin “zor kullanarak” ve “cebren” yaptığı bu eylemin adına TCK, “GASP”tır, “HIRSIZ”lıktır ve “DOLANDIRICI”lıktır diyor…
Ben demiyorum…
Abdullah Yılmaz, bu eylemi gerçekleştirerek, hem TFF Başkanı Mahmut Özgener’i, hem de MHK başkanı Oğuz Sarvan’ı zor durumda bırakmıştır… Umarım isimlerini saydığım bu insanlar, Abdullah Yılmaz’ın bu “çirkinliği” karşısında “susmazlar” ve gereğini yerine getirirler…
Hoş, bu saatten sonra Konyaspor’un 3 puanını “gaspeden” Trabzonlu Abdullah Yılmaz’ın ipini çekseler ne yazar, çekmeseler ne yazar… “Baban eşeği öptükten sonra, ananın hayrını gör” derler ya, işte öyle bir şey…
xxx
Konyaspor’un bugünlere gelmesini sadece hakemlere fatura etmek, yönetsel başarısızlığı asla kamufle etmemelidir… Hakemlerle gündemi değiştirmek, başkanın, yöneticinin, teknik adamın ve futbolcunun üzerinden sorumluluğu atacağı anlamına gelmemelidir…
Bu kulübün buralara gelmesinde “baş sorumlu kulübün başkanı” yani “Bahattin Karapınar”dır… Dikkatleri hakemlerin üzerine çekmekle, dünkü gerçeklerin “sümenaltı olacağını” ya da “pisliğin halının altına süpürüleceğini” zannedenler, “güneşi balçıkla sıvayacaklarını” düşünmesinler… Projektörleri biraz da kendi üzerlerine çevirsinler…
Konyaspor, bu lige deplasmanda kazanılan Manisaspor ve beraberlikle sonuçlanan Beşiktaş maçlarında veda etti… Bu iki deplasmandan alınan 4 puan sonrasında, Ziya Doğan’ı göklere çıkaran, zihniyet çekti Konyaspor’un ipini…
Ben değil…
Futbolcunun sezon başından bu yana maç başı alacağını vermeden, Yılmaz Vural’ın cebine “120 bin avroyu” koyan bu kulübün başkanı çekti Konyaspor’un ipini…
Harun Aydın değil…
Göreve geldiği günden bu yana 40’a yakın yöneticiyi, hem de adam gibi adamları inciterek, o insanlara çamur atarak, bu kulüpten uzaklaştıran başkan çekti Konyaspor’un ipini…
Hilmi Kulluk, Ömer Atiker, Abbas Kılıç, ya da hedef gösterdiği Ekrem Coşkun değil…
Asıl konuşulması gereken, tartışılması gereken Bahattin Karapınar, Ziya Doğan, Mustafa Eraydın konuşulmayacak, tartışılmayacak, ama hakem hatalarından kaybedilen puanlar konuşulacak, öyle mi?
Öyle değil işte…
Bir avroya bile ihtiyacı olan bu kulübün milyon avrolarını sokağa atanlar, kulübün geleceğini ipotek altına alanlar elbette bunun hesabını vereceklerdir…
Bütün bunları tartışmayacağız, konuşmayacağız, Futbol Federasyonu ile yatıp, Merkez Hakem Komitesi ile kalkacağız, öyle mi?
Oh ne ala memleket…
Asıl görülmesi gerekenleri hakemlerle, rakiplerle, şehrin ilgisizliğiyle kamufle edeceğini sanıyorsan ya da bu millet keriz, “yediririm” diyorsan, bilmelisin ki, kimse yemiyor…
Yüreğin varsa, yaranın üstündeki “kabuk”tan değil, kabuğun altındaki “yara”dan bahsetsen sayın başkan ve sayın Bahattin Karapınar beyefendi!