Hak-iş'ten Asgari Ücret Çıkışı: Kulağa Hoş Geliyor Ama Tehlikeleri Var

Hak-iş'ten Asgari Ücret Çıkışı: Kulağa Hoş Geliyor Ama Tehlikeleri Var

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, asgari ücretin vergiden muaf tutulması yönündeki çalışmalar ile ilgili çekinceleri olduğunu söyledi.

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, asgari ücretin vergiden muaf tutulması yönündeki çalışmalar ile ilgili çekinceleri olduğunu söyledi. Asgari ücretin vergi dışında tutulmasının kulağa hoş geldiğini kaydeden Arslan, "...asgari ücretin 800 TL olduğunu düşünelim, vergi dışında bırakılırsa 1000 TL’ye çıkartılacak. Böyle değil. Sistemi şöyle kurmaya çalışıyorlar; vergi dışı kalsın ama yine 800 TL alsınlar. İşverenler böyle düşünüyorlar.” uyarısında bulundu.

Asgari ücretin vergiden muaf tutulması, anayasa değişikliğinde de uzlaşılan maddeler arasında yer almıştı. AK Parti’nin bu çalışmasına son olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da onay vermişti. Asgari ücretle çalışan milyonlarca işçi için kazanç olarak gözüken bu düzenlemeye Hak-İş Genel Başkanı Arslan, farklı bir yorum geldi. Arslan, böyle bir düzenlemenin işverenler tarafından istismar edilebileceğine işaret etti. Arslan, “Burada işçilerin ne kazanacağını sormak lazım. Bir de ülkenin 12 ile 15 milyarlık bir vergi kaybından da bahsediyoruz. İşçiler bunu almıyor. Getirilecek model de şöyle bir tehlike var; bütün işçiler özel sektörde asgari ücrete indirilir, vergi vermemek için.” ifadelerini kullandı.

Asgari ücretin tartışılabileceğini belirten Arslan, katılımcı bir anlayışla, sosyal taraflarla bir araya gelerek, konuşulabileceğini ifade etti. Asgari ücretin vergiden muaf tutulmasına dair çalışmalara değinen Arslan, “Açıkçası bu anayasa değişikliklerinde uzlaşılan maddelerden bir tanesi de bu. Yine çeşitli toplantılarda. Bu çok ta kulağa hoş geliyor; asgari ücretin vergi dışı bırakılması. Ancak biz burada bazı tehkilerin olduğunu düşünüyoruz. Şöyle görmemek gerekir meseleyi, asgari ücretin 800 TL olduğunu düşünelim, vergi dışında bırakılırsa 1000 TL’ye çıkartılacak. Böyle değil. Sistemi şöyle kurmaya çalışıyorlar; vergi dışı kalsın ama yine 800 TL alsınlar. İşverenler böyle düşünüyorlar.” diye konuştu.

"BÜTÜN İŞÇİLER ASGARİ ÜCRETE İNDİRİLİR"

Burada işçilerin ne kazanacağını sormak gerektiğini vurgulayan Arslan, ülkenin 12 ile 15 milyarlık bir vergi kaybının söz konusu olacağını fakat işçilerin bunu alamadığını bildirdi. Getirilecek modeldeki tehlikeye dikkat çeken Arslan, şöyle konuştu:

“Bütün işçiler özel sektörde asgari ücrete indirilir, vergi vermemek için. Onun için görüntü de baktığımız zaman çok hoş bir şey gibi de perde arkasındaki plana iyi dikkat etmek gerekiyor. Bence asgari ücreti vergi dışı bırakmak değil, mutlaka vergi olmalı ama bunun limiti konuşulabilir, kademelendirilebilir, bir şey yapılabilir. Buradan bizim için olumlu bir şey çıkmayacağını düşünüyorum. Çünkü bugün ki asgari ücreti bile çok gören bir işverenden bahsediyoruz. Asgari ücretin altında verenler de var zaten. Yasal olarak asgari ücretten gösteriyor, işçilerin kartlarından bir kısmına el koyuyorlar. Bugün 400 liraya, 500 liraya çalışan insanlar var. Bu insan vergi dışı kaldı diye, işçilere mi verecek. Bu işverenlere yönelik bir düzenleme olur.”

"SOSYAL GÜVENLİK PRİMLERİ DÜŞECEK"

O zaman sosyal güvenlik primlerinin düşeceğini de aktaran Arslan, işverenlerin vergi vermemek için asgari ücretten gösterebileceklerini dile getirdi. Arslan, asgari ücretten vergi alınmamasının görünürde hoş bir ifade olsa da bunun arka planına dikkat etmek gerektiğini yineledi.

Kayıtdışı istihdamın öneminin altını çizen Arslan, “Bütün istihdamımızı kayıt altına alabilirsek ve iyi bir denetimle bu mekanizmayı oluşturabilirsek bu sorunu büyük ölçüde çözebiliriz. Kayıtdışı ekonomiyi tetikleyen bir kısım unsurlar var. Kayıt altına alınmanın haksız rekabet olduğuna inanan bir kesim var. Biri merdiven altı çalışıyor, birisi kayıtlı çalışıyor. Merdiven altı çalışan kayıtlı çalışana göre daha avantajlı; vergi vermiyor, bir sürü sorumluluktan kaçıyor. Bu kayıtlı işverenlerin aleyhine bir durum olunca, insanlar kayıttan kaçmaya başlıyor. Halbuki kayıtlı olanları teşvik ederek, kayıtsızları da kayıt altına alacak bir modeli yaygınlaştırmamız gerekiyor. Bazı teşvikler bunları olumlu yönde etkiledi. Kayıtdışı ile mücadelenin yöntemleri dünya tarafından biliniyor. Şuanda Türkiye’nin hala kayıt dışı ekonomimizin oranı yüzde 37’lerde falan. Ama nerden geldik buraya yüzde 50’lerden geldik. Hala da büyük bir sorunumuz var. Toplumun tüketim alışkanlıklarına bakın, yaşam standartlarına bakın, sokağa bakın ve birde milli gelire bakın, dünya ile de karşılaştırın. Bence Türkiye’nin milli gelirleri gerçek rakam değil, çok daha yüksek.”
CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.