Mehmet Parlak

Mehmet Parlak

Gençlik ve İsraf

Gençlik ve İsraf

Peygamber (sav): “Kıyamet gününde, bir kul şu dört şeyden sorguya çekilmeden bir tarafa adım atamaz: Ömrünü nerede tükettiği; gençliğini nerede eskittiği; malını nereden kazanıp nerede harcadığı ve öğrendiği ilmiyle neler yaptığı...” (Tirmizi).
"Genç", Farsça'dan dilimize geçmiş 'hazine' anlamına gelen bir kelimedir.
Yukarıdaki hadis-i şerifte,Gençlik öneminden dolayı ömrün içinde olmasına rağmen ayrıca zikredilmiştir.
Öyle ise gençlerimizi ve gençliğimizi nasıl israf etmeyiz? Bu husus, belki de üzerinde durmamız gereken en mühim meseledir.
Paradan, maldan, mülkten ve altından daha değerli bir hazine olan gençliğimiz, nasıl israf ediliyor?
Gençken çalışma daha kolay; ama gençleri hazırcılığa alıştıran bir yapımız var.
Gençlerimizi her şeyin önüne koyuldukları bir nesil haline getirdik. 
Genç kızlarımız erkeklerin işlerine, genç erkeklerimiz de kızlarımızın işlerine dahil olmamalı.
Her cinsin kendi fıtratı vardır. Fıtratın dışına çıkılmamalı , çıkılırsa nesil bozulması kaçınılmaz oluyor.
Gençlik dönemi, aynen sermayesi kar olan ve sıcakta kar satan satıcının haline benziyor; elden hızla akıp giden bir dönem...
Gençlik, zaman israfından, maddi ve manevi israflardan nasıl kurtarılır?
Gençliğimizi çepeçevre saran o kadar boş ve yararsız, hatta zararlı işler var ki... hepimize çok ciddi görevler düşüyor.
Gençlerimiz, bu millete hayırlı bir birey olmasın diye çalışan o kadar çok yapı var ki, onlarla topyekün savaşmamız da kaçınılmazdır.
Bu çerçevede gençlikle ile ilgili bir kısım hususları aktarmak isterim:
1-Gençlerimizi her türlü şans oyunlarından vazgeçirmemiz gerekiyor.
Bu oyunların reklam ve teşvikleri çok tehlikeli boyutlara ulaşmış durumda. Bu konuda başta yetkililerimiz önlem almalıdır.  Kolay para kazanmak emelinin yerine alın teri kültürünün kazandırılması şarttır.
2-Lüks yaşama isteği yerine kanaat ehli olmaları hususunda teşvikler yapılmalıdır.
3-Sigara ve kötü alışkanlıkların hem maddi hem de manevi zararları üzerine durulmalıdır.
4- Gençlere 'boş vakit' diye bir şeyin olmadığı,  onun yerine boşa giden heba edilen zamanlar olduğu anlatılmalıdır.
5-Her gün bir saat kazanan ya da israftan kendini alıkoyan bir gencin ciltler dolusu kitaplar okuyabileceğini unutmamalıyız.
Yine her gün bir saat israf etmeyen bir genç,istikrarı devam ederse; yeni bir dil öğrenebilir yeni bir konuya hakim olabilir.
6- Çay, nargile, kahve kültürünün gereğinden fazla artmasının ömrümüzü nasıl erittiğini görmek durumundayız.
7-Çok konuşmanın yalana, iftiraya, gıybet ve dedikoduya kaydığının farkına varmalıyız.
8-Gereksiz ve kontrolsüz 
Tv, internet ve sosyal medyanın gençliğimizi nasıl alıp gittiğini fark etmeliyiz.
9-Uykuya ihtiyaç duyulduğu kadar vakit ayırmalıyız. Günlük uykularımızdan 1'er saat indirerek birçok hayırlı işe başlayabiliriz. Örneğin; spora;yüzmeye…, sosyal akitivitelere,...

10-Telefon ile sıradan konuşmaları, gereksiz mesajlaşmaları gözden geçirip tekrar kendimize çekidüzen verebilen gençlerden olmaya çalışmalıyız...


Gerçekte bu maddeler artar; sözün özü:
Gençlik gidince; işgücü, zaman, para ve sağlık elimizden gidiyor.
Gelin hep beraber gençlerimizi ve gençliğimizi israf etmeyelim ve ettirmeyelim.

NOT:

1-)Günlük 10 TL israftan kurtarırsak ayda 300 TL yılda 3650 TL 
10 senede 36.500 TL kurtarırız.
2-)Günlük 1 saat uykudan ya da boşa giden zamanımızdan kurtarırsak ayda 30 saat yılda 365 saat 10 yılda 3650 saat eder. Bu bir saatlerde kitap okursanız; (ortalama 50 sayfa okursunuz) neticede on senede; 3650x50=182.500 sayfa kitap okumuş olursunuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Parlak Arşivi