Rabbimiz şöyle buyurur: De ki: "Hak geldi, batıl yok oldu. Hiç şüphesiz batıl yok olucudur."(İsra suresi 81.ayet)

''Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla görendir.'' (Nisa suresi 58. ayet)

Her zaman ve zeminde ve her halde kesinlikle doğru ve uygun olan; geçerliliğini, gerekliliğini ve değerini her şart altında koruyan, asla değişikliğe uğramayan ve dejenere olmayan ve her zaman ihtiyaç duyulan “tek mutlak doğrular” Hak'tır. İslâm'a göre hakların kaynağı, bir ismi de “Hak” olan Cenâb-ı Allah’tır. Çünkü O’ndan başka Hâkim ve O’ndan başka hüküm koyucu olamaz.
Bâtılın dayanağı, kuvvettir; zulüm, baskı ve dayatmadır. Batıl Kuvveti hak sebebi sayar ve bu yüzden yeryüzünde sürekli zulüm ve ifsada yol açar.
Hak, her halükarda batıla galip gelecektir. Nitekim Cenab-ı hak (cc) Batılın hak karşısında yok olmaya mahkum olduğunu Kuran-ı Kerim'de emir buyurmuştur.
Rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamız konferanslarında yıllarca;
"Herşeyden önce Hak kaynağını şu dört esastan alır:
1. Yaratılıştan itibaren tüm insanlara verilen temel insan hakları.
Ki bunlar;
a) Yaşama, Can
b) İnanç, Düşünce
c) Mal, Servet
d) Namus, Ahlak
e) Akıl
Bu beş esasın en geniş manada korunup kullanılması haklarıdır.
2. Emek karşılığı doğan haklar.
3. Adalet gereği oluşan haklar.
4. Karşılıklı rıza ile yapılan mukavelelerden (anlaşma) doğan haklar." İfade etmiştir.
Tarih boyunca gerçek hak anlayışını peygamberler temsil etmişlerdir.
Resulullah efendimiz (sav) Ebu Derda (RA)'dan rivayet edilen bir Hadislerinde "Her hak sahibine hakkı verilmelidir".buyurmaktadır.

Adalet,ise, her şeyi layık olduğu yere koymak, doğru hüküm vermek haksızlıktan sakınmaktır. Adaletin zıddı zulüm, haksızlık, adam kayırmak gibi kötü davranışlardır. Biz Müslümanların temel görevi yeryüzünde hakkın ve adaletin hakim kılınmasıdır. Batılın egemen olduğu bu günkü dünyada hakkın ve adaletin yerini zulüm, baskı tahakküm ve sömürü almıştır. Bu yüzden hak eksenli yeni ve adil bir dünyanın kurulması en son ümmet olarak gönderilen biz Müslümanların eliyle olacaktır. Esasen bu bize Allah (cc)'ın biçtiği bir misyondur, görevdir. Yeryüzünde hakkın ve adaletin hakim olması, yani hak eksenli bir dünya kurulması şarttır. Bu da Allah'ın izni ile olacaktır.
İslam’da adalet hayatın her alanında gösterilmelidir. Savaşta, barışta, nimetlerin paylaşımında, ölçü ve tartıda çalışmada, ücrette, çocuklar arasındaki sevgi ve mal paylaşımında, eşimize karşı, komşularımıza karşı adaletli davranmak en büyük erdemdir. Hülasa adalet, kâinatın düzeni, bir devletin bekası, ailenin ve toplumun huzuru, dünyanın saadeti, müminlerin ise ahirette huzur ve mutluluğu için gereklidir..
Yeryüzünde maruf'un (iyiliğin) hakim olması ancak hak ve adaletin üstün tutulmasıyla mümkün olacaktır. Hakkın ve adaletin üstün tutulup yeryüzünde maruf'un hakim olmasıyla birlikte tüm insanlık alemi saadete ve huzura erişecektir. Yeryüzünde hakkı üstün tutup adaleti sağlamak bu vesileyle de tüm insanlığın saadetine vesile olmak hem imanımızın hem de içinde bulunduğumuz milli görüş anlayışımızın gereğidir.  Burada şunu da unutmamak gerekir. Hak ve adalet ölçüleri kuran ve sünnettedir. Allah Resulü (sav) kitap ve sünnet ile bize çağlar üstü nizamı,bütün insanlığa nefes olacak hükümleri miras bırakmıştır. İşte bu gerçeği yıllar önce gören merhum Erbakan hocamız Hak ve adalet merkezli Yeni bir dünya kurmak amacıyla 1969 yılında Konya'dan İslami ve insani bir hareket başlatmış ve bunun için madden ve manen projeler ortaya koymuş,birçok organizasyonlar kurmuş, "Önce ahlak ve maneviyat" merkezli bir anlayışı insanlığın gündemine getirmiştir.
Milli görüş hareketinin 50.yılına girerken Hak ve adalet merkezli bir dünyanın kurulması için gece gündüz çalışmak boynumuzun borcudur.
Bu hususta yapılacak her türlü organizasyonlarda yer alarak,hakkın ve adaletin tesis edilmesi için takatimizin sonuna kadar hep beraberce çalışacağız inşallah.
Not: Erbakan hocamızın emanet ettiği MİLKO kuruluşlarının organize ettiği; 3 Kasım 2018 Cumartesi günü 19.00’da Bayır Diamond Otel’de yapılacak ‘Hak ve Adalet’ konferansına tüm dostlarımızı bekliyoruz.