Gençlik Kime Emânet (1)
Geçen hafta ‘Gençlik Bayramı’ kutlandı. Bizde gençlere dâir bugün kalemimizden dökülenleri sizlerle paylaşmak istiyoruz. Zira bizim gençlerle ilgili yürek yangınımız var. İyi yetişen ve iyi yetiştirilen bir gençlik istiyoruz. Çünkü gençlik bir memleketin aydınlık geleceğidir. Her şeyin içinin boşaltıldığı günümüzde pek çok şey alarm veriyor. Gençlikte bu alarm artık son iki senedir tam kırmızı yanmakta. Bu gönül yangınını söndürmek için gençlerin yapılanması adına çalışmak gayret sarf etmek elzemdir. Bugün bu gayretin her zamankinden daha fazla olması gerektiğini söylerken eğer âcilen önlem alınmazsa bir süre sonra iş işten geçebilir diyerek devlet yetkililerini de buradan uyarmış olalım istiyoruz. Bakanlıklar bünyesinde gençliğin doğru değerlerle yeniden inşâ edilmesi için yeni projeler üretilmesi ve tedbirler alınması kaçınılmazdır. Müthiş bir ahlâkî çöküşün eşiğinde olan gençliğe dur denmezse çok yakın zamanda önü alınamaz bir ahlak iflâsı yaşayacağımız gâyet açıktır. Bizim bu yazımızda yanan gençlerimizin ruhlarına rahmet esintisi olsun inşallah.
Memleketimizin geleceğinin teminâtı olan gençlere bu vatan, din ve bayrak emânet. Gençler ebeveynlere emânet. Hanımlar beylere, çocuklar annelere emânet. Yüce dînîmizde, emânet üzerine hassâsiyetle titrenir. Emânet kutsaldır. Emânete değer verilir ve tâbiri câizse ‘emânete gözü gibi bakar’ bizim insanımız. Ama ne yazık ki bugün bizlere emânet olarak verilen evlatlarımızın, gençlerimizin yetiştirilmesine ve eğitimine gereken titizliği gösteremediğimiz ortada. Davranışlarının kalitesinin ve ahlâkî seviyesizliğinin düşüklüğünden rahatsız olduğumuz bugünkü gençler, bize emânetlere güzel bakamadığımızı söylüyor. Şâir ne güzel diyor;
Hak Nebi’nin dilinde nifak sayılmış emânete hiyânet
Tohum toprağa, yavru yuvaya, yuva anaya emânet
Şak şak olmuş toprak suya, su buluta emânet
Yusuf kuyuya, Mısır Yusuf’a emânet,
Hak Nebi mağaraya, Medine Hak Nebi’ye emânet
İbrâhim ateşe, İsmâil bıçağa emânet
Ne bıçak, ne ateş, ne kuyu, ne de mağara etmedi ihânet,
Asrın İbrâhim’leri sana emânet
Arkadaş! Gel sen de bir kor gibi yak sîneni, çünkü hepsi Allâh’a emânet!
Bugün gençleri saldık sözüm ona(!) çağdaşlık adına devrin tuzaklarının içine. Dış görüntüleriyle alabildiğince ilgilendi herkes özellikle ebeveyn imkânı ölçüsünde, en iyilerini aldı giydirdi, yemedi yedirdi. Popülist çevrede moda yaygarası adı altında gençleri çılgınlığa sürükleyerek onlara yakışmayan tavırlar icra ettirdi. Dış görünümler ehemmiyet arz ederken iç âlemler, ruh âlemi hep göz ardı edildi. Hep ‘imaj’ dendi olması gereken ahlâkî düsturlar ihmal edildi. İşte ortaya bugünkü nesil çıktı. Oysa;
İçine doğru derinleş, dibi görünmeyen bir kuyu ol, sakla Yusufları koynunda,
Yusuflar sana emânet.
Mağarada yılan olma, güvercin gibi vefâlı, örümcek gibi tehlikelere perdedâr ol
Mağara gibi al Muhammedîleri, al yedi genci, al bütün gençliği
Hz. Sümeyrâ, Hak Nebi’yi evlatlarına emânet etti.
Sakın O’na bir şey olursa eve gelmeyin, dedi.
Dönmeden emânete sâhip çıkamayacaklarını anlayınca vazgeçtiler eve dönmekten.
Evlerinden çıkamayanlar neyin emânetçisi acaba? (Cemil CÜNEYD)
Cuma günü devam etmek üzere şimdilik hayırlı bir genç nesil yetiştirebilmemiz için Rabbimizden bize güç ve azim ihsan etmesini niyaz ediyoruz. Gençlerimizin de yanlışa kaymamaları ve hayırlı uğraşlar edinmeleri için duâlar gönderiyoruz efendim.
Memleketimizin geleceğinin teminâtı olan gençlere bu vatan, din ve bayrak emânet. Gençler ebeveynlere emânet. Hanımlar beylere, çocuklar annelere emânet. Yüce dînîmizde, emânet üzerine hassâsiyetle titrenir. Emânet kutsaldır. Emânete değer verilir ve tâbiri câizse ‘emânete gözü gibi bakar’ bizim insanımız. Ama ne yazık ki bugün bizlere emânet olarak verilen evlatlarımızın, gençlerimizin yetiştirilmesine ve eğitimine gereken titizliği gösteremediğimiz ortada. Davranışlarının kalitesinin ve ahlâkî seviyesizliğinin düşüklüğünden rahatsız olduğumuz bugünkü gençler, bize emânetlere güzel bakamadığımızı söylüyor. Şâir ne güzel diyor;
Hak Nebi’nin dilinde nifak sayılmış emânete hiyânet
Tohum toprağa, yavru yuvaya, yuva anaya emânet
Şak şak olmuş toprak suya, su buluta emânet
Yusuf kuyuya, Mısır Yusuf’a emânet,
Hak Nebi mağaraya, Medine Hak Nebi’ye emânet
İbrâhim ateşe, İsmâil bıçağa emânet
Ne bıçak, ne ateş, ne kuyu, ne de mağara etmedi ihânet,
Asrın İbrâhim’leri sana emânet
Arkadaş! Gel sen de bir kor gibi yak sîneni, çünkü hepsi Allâh’a emânet!
Bugün gençleri saldık sözüm ona(!) çağdaşlık adına devrin tuzaklarının içine. Dış görüntüleriyle alabildiğince ilgilendi herkes özellikle ebeveyn imkânı ölçüsünde, en iyilerini aldı giydirdi, yemedi yedirdi. Popülist çevrede moda yaygarası adı altında gençleri çılgınlığa sürükleyerek onlara yakışmayan tavırlar icra ettirdi. Dış görünümler ehemmiyet arz ederken iç âlemler, ruh âlemi hep göz ardı edildi. Hep ‘imaj’ dendi olması gereken ahlâkî düsturlar ihmal edildi. İşte ortaya bugünkü nesil çıktı. Oysa;
İçine doğru derinleş, dibi görünmeyen bir kuyu ol, sakla Yusufları koynunda,
Yusuflar sana emânet.
Mağarada yılan olma, güvercin gibi vefâlı, örümcek gibi tehlikelere perdedâr ol
Mağara gibi al Muhammedîleri, al yedi genci, al bütün gençliği
Hz. Sümeyrâ, Hak Nebi’yi evlatlarına emânet etti.
Sakın O’na bir şey olursa eve gelmeyin, dedi.
Dönmeden emânete sâhip çıkamayacaklarını anlayınca vazgeçtiler eve dönmekten.
Evlerinden çıkamayanlar neyin emânetçisi acaba? (Cemil CÜNEYD)
Cuma günü devam etmek üzere şimdilik hayırlı bir genç nesil yetiştirebilmemiz için Rabbimizden bize güç ve azim ihsan etmesini niyaz ediyoruz. Gençlerimizin de yanlışa kaymamaları ve hayırlı uğraşlar edinmeleri için duâlar gönderiyoruz efendim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.