İslam tarihinde önemli bir şahsiyet olan; Mus’ab bin Umeyr, Kureyş'in soylu ve zengin bir ailesine mensuptur. 18-20 yaşlarında Darü'l-Erkam’da İslamiyeti kabul ettikten sonra bolluk ve refah içindeki hayatını terk ederek,  fakir bir Müslüman gibi yaşamayı tercih etmişti.

Müslüman olunca, önce ailesinden tepkiler aldı, sonra Mekkeli müşriklerin hedefi oldu. Evet tahammül sınırlarını zorlayan, katlanması güç olan imtihanların muhatabı olmuştu. Peki niçin böyle bir zor sınava girdi derseniz? Elbette tercih hakkını ahiret için kullanmış olması idi.

16 Nisan’a bir ay kaldı. Nasipse referanduma gidip 18 maddelik yeni anayasa maddelerinin kabulü veya reddi için oy kullanacağız. Hepsi kendi içinde muhteviyatı itibariyle, farklı hususiyetler  arz etmekte olup,  benim dikkatimi çeken ise; 18 yaşında milletvekili olma yetkisinin verilmesidir. Hangi perspektiften bakarsınız bilemem ama bence,  yerinde bir karar olduğunu düşünüyorum.

Bir milletin hafızası olarak baktığımız tarihimizde; genç yaşta kral, sultan, padişah olmuş çok önemli ecdatlarımız vardır. Örneğin 1.Ahmed 14 yaşında padişahlık koltuğuna oturmuş ve bir kez daha Estergon Kalesi’ni 1605 yılında Osmanlıların yönetimine geçmesini sağlamıştır.

Gençlere düşen; branşları ne olursa olsun, her alanda kendilerini iyi motive etmelidirler. Araştıran, kendisini geliştiren, sorgulayan, çok çalışıp, donanımlı bir birey olma gayreti içinde olmalıdırlar.  Zamanımız  bilgi ve teknoloji çağı. Nagivasyonları Kur’an ve sünnet  olursa, hiçbir zaman yanlışa düşmezler.

ABD’li ünlü filozof ve psikolog Wiliam James güzel bir tespitte bulunur ve şöyle der;
“Gençliğin rûhunu, işlemeyen bir tarla gibi kendi hâline bırakırsanız, orada ısırganlar, dikenler yetişir biter”.

Biz gençlere güveniyoruz. Geleceğiniz aydınlık, Cumanız mübarek olsun.

Allah’a emanet olun…