Fıkıhi sorular ve cevaplar
S.1) Hocam; Viyana’dan yazıyorum. Sizi YouTube’den, WhatsApp’tan, Kanal 42’den takip ediyoruz. Ulusal bir kanalda takma, dolma ve kaplama dişi olanların gusül abdesti olmaz. Benim de 4 yıldır dolma ve kaplama dişlerim vardı, söktürdüm. Ben 4 yıldır cünüp mü geziyordum? Namazlarımı, oruçlarımı kaza mı edeceğim? Psikolojim bozuldu. İzah ederseniz memnun olacağız.
C.1) Şafii, Maliki ve Hambeli Mezheplerinde; gusülde ağzın içi farz değildir.
Hanefi Mezhebinde; gusülde ağzın içi farzdır. Fukaha sağlığı olmayan namazı da zor kılar der. Bazı ibadetler sağlığı olanlara farz kılınmıştır. Mesela; Oruç Hacc gibi.
Dolgu nedir: Çürüyen veya kırılan dişlerin içerisindeki tüm pislikler, artıklar temizlendikten sonra meydana çıkan boşluğun içerisine yapılan iltihap ve bakterilerin oluşmaması için geçici veya sürekli olacak şekilde dolgu malzemesi ile yapılan bir tedavidir.
Kaplama nedir: Hasar görmüş bir dişin eski işlevini geri kazanmak için uygulanan etkili bir tedavi yöntemidir. Kaplamalar, doğal diş üzerine sabit veya takma olarak ta yapılan tedavidir. Bu tür tedaviler insan sağlığı için beslenme ve mide için uygulanır ve gereklidir.
Dolgunun Fıkıh yönünden incelenmesi; Hanefi Mezhebine göre; abdestte ağzın içi sünnet gusülde ise farzdır. Diş dolgusu cebireye benzetilmektedir.
Cebire nedir: Kırılan ayak, kol üzerine sarılan parçalı tahtadan ibarettir. Bunları açmak çıkarmak tehlikeli olur. Ayağı kırılan bir adamın ayağını alçı ile kaplarlar. Gusül icap eden bir durumda alçıyı çıkaramayacağımıza göre ne yaparız? Alçı ile kaplı olan yeri mesh ederiz. Böylece cünüplükten pak oluruz. Buna kıyasla Hanefi Fukahası zaruretten dolayı dişi doldurtmak ve kaplatmakta bir sakınca yoktur caizdir derler. (Kaynak: Serahsi 1982 c. 1/73, 74)
Siz yanlış yapmışsınız, dişlerinizi söktürmeseydiniz. Ana dişin yerini hiçbir şey tutmaz. Ben implant yaptırdım ancak ana dişin gibi olmuyor. Bu tür kaplamanın gusle manisi var gibi görünse de zaruretten dolayı ağzın içi yıkandığı zaman kaplamanın altına girmesine gerek yoktur. (Kaynak: Molla Hüsrev 1317 c. 1/17)
Bu hususta El Ezher Üniversitesi Fıkıh Kürsüsü uzman hocaları “kaplama ve dişe dolgu yaptırmanın zaruri olduğu için gusle manisi yoktur” derler. (Kaynak: El Ezher Üniversitesi 1495-304 yayınları)
Fıkıhta bir kaide vardır. “Eşyada asıl olan ibahadır”
İbaha nedir: Sevap veya günah olmamak. Bir şeyin yasak ve haram olmaktan çıkmasıdır.
Allah (C.C) Kur’an-ı Kerim’de Bakara Suresinin 185. Ayet-i Kerimesinde şöyle buyurur: “Allah sizin için kolaylık ister. Zorluk (güçlük) dilemez” Yine Bakara Suresinin 286. Ayet-i Kerimesinde Allah (C.C) şöyle buyurur: “Allah bir kimseye gücünün üstünde bir yük yüklemez” Hacc Suresinin 78. Ayet-i Kerimesinde ise; “Allah yolunda hakkıyla cihad edin. O sizi seçti ve üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi” buyurulmuştur. Peygamber Efendimiz (S.A.V) bir Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyurur: “Kolaylaştırınız zorlaştırmayınız. Sevdiriniz nefret ettirmeyiniz”
Dişleri çektirerek imha etmek bir zorluktur bir güçlüktür. Konu ile ilgili olarak Prof. Dr. Hayrettin KARAMAN Günün Meseleleri adlı eserinin 286 sayfasında Gusülde ağzı yıkamak farzdır. Ancak Zaruretler mahsurları kaldırır der. Hayrettin KARAMAN diş dolgusu veya zaruri diş kaplamasında ağzın içi yıkandığı zaman gusül yerine gelmiş olur der. Apseli bir dişin vücuda zararı olur. Romatizmal hastalıklar olur. Kalbe zarar verir. Bu açıdan dolgu ve kaplamanın gusle manisi yoktur der. (Kaynak: Diyanet Dergisi; İslam’da zaruret hali c. XIII s. 111 sayı162)
Bu konuda ihtilaf diş dolgusu ve kaplama değil altın telle kaplamadır.
İmamı Azam altın telle kaplamak mekruhtur der.
İmamı Ebu Yusuf ve İmamı Muhammed ise altın telle kaplatmak mekruh değildir der. Kaplama ve dolguda ihtilaf söz konusu değildir. (Kaynak: A. F. Yavuz İslam İlmihali s. 57)
İmamı Azam gümüş tel veya altın dışında bir tel kullanılması mekruh değildir der. Kaplama dolgu için bir şey söylemez.
Eski Afyon Müftüsü Celal YILDIRIM Delilleriyle İslam Fıkhı cilt 4 sayfa 65’te şöyle der: “Diş yaptırmanın kaplatma yaptırmanın caiz oluşunda başta İmamı Azam olmak üzere bütün müçtehitler caiz olduğunda birleşmişlerdir. İttifak etmişler ihtilaf etmemişlerdir”
Feteva-i Hindiye cilt 5 sayfa 336’da şöyle denilmektedir: “Sallanan bir dişin altınla, gümüşle bağlanmasında bir mahsur yoktur” İmamı Muhammed’in görüşü de budur.
Gürer ve Dürer adlı eserin 1. Cildinin 71 sayfasında şöyle der: “Kaplama ve dolma diş yaptırmak keyfi olmayıp zaruretten dolayı olduğu için her hangi bir sakıncası mekruh oluşu yoktur. Şu kadar ki keyfi olması”
Konuyla ilgili olarak Prof. Dr. Cevat AKŞIT Hoca Efendi şöyle der: “Ağızda çürük diş olduğu zaman ağrıyıp sızlamasına bakılmadan temizletip dolgu, kaplama yapılmasında bir sakınca yoktur. Gusle engel değildir”
Şeyhülislam Hasan Hayrullah Efendi şöyle der: “Zaruret halinde kaplama ve dolgu yaptırmak caizdir. Gusle manisi yoktur”
Diyanet Din İşleri Yüksek Kurulu şöyle fetva yayınladı: “Diş dolgusu ve kaplama gusle mani değildir. Çünkü çürüyen dişler bir çok hastalığa sebep olmaktadır.” 3 Haziran 2007 (Kaynak: İbni Abidin; Reddül Muhtar 1307 c. 1/141)
Yalnız altınla kaplatmak caiz değildir. Bugün altının yerini tutan başka madenler vardır onlar kullanılır.
Biz kaynaklarıyla delilleriyle konuyu aktardık. Aksini iddia eden de Hanefi kaynaklarında guslün caiz olup olmadığını ispat etsin.
Örnek: Ashaptan Afraca İbni Asad’ın bir savaşta burnu kesilmiş, utandığı için camiye cemaate gidemiyor. Bir gün Peygamber Efendimiz (S.A.V) : ”Afraca nerede? Neden cemaate gelmiyor? Diye sorunca Ashabı İkram: “Burnu kesik olduğu için camiye gelemiyor” der. Efendimiz (S.A.V) şöyle buyurur: “Burnunu kaplatsın da gelsin” Afraca burnunu gümüşle kaplatır ve cemaate devam eder. Fakat bir müddet sonra gümüş oksitlenir ve koku yapar. Peygamber Efendimiz (S.A.V) Afraca’yı yine göremeyince; “Afraca nerededir? Neden gelmez?” diye sorar. Ashabı İkram ’da; “Ya Rasülallah! Burnu koku yaptığı için gelemiyor” dediler. Efendimiz (S.A.V) şöyle buyurur: “O zaman burnunu kokmayan bir şeyle kaplatsın” O günün şartlarında kokmayan tek maden olduğu için altınla kaplatır gelir. Peygamber Efendimiz (S.A.V) Afraca’nın burnunu görmesine rağmen bir şey demez. Buna Takriri Sünnet denir.
Bu olaydan dolayı İmamı Muhammed ve İmamı Yusuf altın tel kullanmakta caizdir derler.
S.2) Hocam; Ankara’dan yazıyorum. İkiz çocuğum prematüre olarak 7. Ayda dünyaya geldiler. Çocuklar hastanede kuvözdeler. Sütüm yetersiz, süt bankası varmış dediler. Oradan süt alabilir miyim? Yoksa belli yerlerde süt satan kadınlar varmış, oradan mı temin edeyim? Ben ne yapayım? Ne Tavsiye buyurursunuz?
C.2) Süt emme çağında olan bir kadının memesinden veya bir aletle süt emerse o zaman süt kardeşliği olur.
İmamı Azam’a göre; süt emme yaşı 2,5 yıldır 30 aydır. Bu yaşlarda süt emdiği zaman veya bir aletle ağzına süt verildiğinde süt evlatlığı süt kardeşliği olur. Az da olsa süt verilince süt anne olur.
İmamı Şafii ve diğer 3 mezhebe göre; süt emme yaşı 2 yıldır. Kur’an-ı Kerim’de Nisa Suresinin 23. Ayet-i Kerimesinde Allah (C.C) şöyle buyurur. “Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kız kardeşin kızları, erkek kardeşin kızları sizi emziren süt anneleriniz süt kız kardeşleriniz nesep yoluyla da haramdır”
Siz şuna dikkat etmelisiniz Kesinlikle süt bankası varsa oradan süt alınmaz. Kimin sütü olduğu belli değildir. Süt satanlar var diyorsunuz. Öyle bir şey varsa o kadının tüm sicilini kaydedin. İlerine çocuklar büyüyünce o notları verirsiniz. Hadis-i Şeriflerde haram kılınmıştır. (Kaynak: Buhari; Şehadet – Müslim; Rida 1/9 – Ebu Davud; Nikah 6)
Süt emziren kadının çocukları kardeş olur, evlenmeleri haramdır. (Kaynak: Serahsi – El Mebsud V/137 – Kassani – Bedai 1V/8)
Allah (C.C) Kur’an-ı Kerim’de Bakara Suresinin 223. Ayet-i Kerimesinde şöyle buyurur: “Emzirmeyi tam yapmak isteyen anneler için çocuklarını tam 2 yıl emzirirler” Yine Kur’an-ı Kerim’de Kasas Suresinin 12. Ayet-i kerimesinde: “Önceden, sütannelerinin memesini emmemesini sağladık. Musa'nın ablası, "Size, sizin adınıza ona bakacak, iyi davranacak bir aileyi tavsiye edeyim mi?" dedi” NOT: Hz. Musa’yı teyzesi emzirmiştir.
Emenin emzirene nefsi haram, Emzirenin emene nesli haramdır.
Süt Kardeşlerin Evlenme Yasakları
• Bir kadın bir çocuğu belli yaşta;
Şafii Mezhebine göre; 2 yıl
Hanefi Mezhebine göre; 2,5 yıl 30 ay Anne süt annesi, baba süt babası, süt dedesi, süt ninesi, kardeşler süt kardeşi olur. Ebediyen evlenemezler.
• Emdiği kadının kardeşleri, torunları, amca, dayı hepsi kardeş sayılır evlenemezler.
• Süt emen çocuktan doğan kız ve erkekler, maalesef medeni kanunumuzda evlenme yasakları arasında süt kardeşler yoktur. Umarız ki yasama nikâhta Müftülere yetki verildiği gibi bir kanun teklifiyle süt kardeşlerin evlenme yasaklarını kanunlaştırır.
Fi emanillah maas selame
Dua ve Selamlar. 31.01.2022
Ali Galip DOĞAN/İrşad Vakfı Başkanı
İletişim-Tel:0332-3524213 veya 0505-7721593-94
Posta:[email protected]
Facebook: Ali Galip Doğan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.