S.1) Hocam; Bir arkadaş namazda rükû ve secdede Kur’an’dan ayet okuyor. Bu doğru mudur? Kendisine hatırlatıyoruz vaz geçmiyor. Bir açıklama yapar mısınız?

C.1) Rükûda secdede Kur’an okumak tahrimen mekruhtur. Rükûda “Sübhane Rabbiyel Azîm” secdede ise “Sübhane Rabbiyel A’la” 3-5-7-9 defa söylenir. Bunun yerine ayetler okunursa farz ertelendiği için sehiv secdesi lazım olur. Bu arkadaşınız fıkıh bilmiyor. Onu bir hoca efendiye götürün, o izan etsin. Zira rükû ve secdede ayet okumak tahrimen mekruhtur, yani harama yakındır, günahtır. (Kaynak: Nimetül İslam – s. 185)

S.2) Hocam; Bazı camilerin son cemaat mahallinde arkada namaz kılıyoruz. Önümüzde namaz kılan, Kur’an okuyan çocukların resimleri var. Hem de kıbleye karşı, bizde orada namaz kılıyoruz. Bu doğru mudur? Açıklar mısınız?

C.2) Namaz kılınan yerde, namaz kılarken karşımızda resim bulunması tahrimen mekruhtur. Camii imamları bunları bilmiyor mu? Camii içine böyle resim bulundurmak caiz değildir. Bilhassa camilerin içinde bulunması gaflet değilse başka bir art niyet vardır. Siz hoca efendiye hatırlatın. Şayet kaldırmazsa Müftülüğe şikâyet edin.

S.3) Hocam; Sanayide bir arkadaşımız hem 5 vakit namaz kılıyor hem de içki içiyor. Yapma bundan vaz geç diyoruz, yine de devam ediyor. Bu konuda açıklama yapar mısınız?

C.3) İçki ile ilgili son Maide Suresi’nin 90. Ayet-i Kerimesi geldi. Allah (C.C) şöyle buyurur: “Ey iman edenler! İçki, kumar, putlar, kısmet çekilen zarlar bütünüyle şeytanın pis işlerindendir. Onun için siz onlardan kaçının ki kurtulabilesiniz.” Yine Kur’an-ı Kerim’de Ankebut Suresi’nin 45. Ayet-i Kerimesinde Yüce Allah (C.C) şöyle buyurur: “Sana vahyedilen kitabı oku, Namazı da dosdoğru kıl (ve kıldır) Çünkü namaz edepsizlikten fuhşiyyattan ve münkerattan men eder. Allah’ı zikretmek elbette en büyük ibadettir. Ne yaparsanız Allah (C.C) hakkıyla bilir.”

Bu arkadaş hem namaz kılıyor hem de içki içiyor. İman ile haram nasıl bir arada olur? Demek ki kıldığı namaz bu insana etki etmiyor. Böyle bir Müslümanı Allah (C.C) ıslah etsin deriz.

S.4) Hocam; Farz namazı kılarken telefon çaldı. Yanımdaki arkadaş namazdayım deyip telefonu kapattı. Sonra bizimle beraber namazı bitirdi. Namazın bozuldu dememize rağmen benim namazım bozulmadı, ben imam-hatip mezunuyum dedi. Bu hareket namazı bozmaz mı? Açıklar mısınız?

C.4) Namaz esnasında hangi namaz olursa olsun dünya kelamı söylemek namazı bozar. Hatta namazda ah-oh gibi bir şey çıkarsa yine namazı bozulmuş olur. Kaldı ki arkadaşınız namazdayım demiş, bunun namazı bozulmuştur. Ben imam-hatipliyim demesi, onun fıkıh ilminden haberinin olmadığını gösterir. Böyle durumlarda halk arasında bu kişiler için hem kel hem de fodul (hiçbir yeteneği olmayan ama üstünlük taslayanlar) denir. Bu arkadaşınız namazını iade edecektir.

S.5) Hocam; biz ilahiyat fakültesi öğrencileriyiz. Arkadaşlar arasında selefi olanlar var. Bunlarla tartışıyoruz. Sünnet kılmıyorlar, hadisleri kabul etmiyorlar, ay halinde kadın namaz kılar, Kur’an okur, oruç tutar diyorlar. Ne dersiniz?

 C.5) Selefilik diye bir mezhep yoktur. Böyle bir mezhebi yayan İngiliz casuslarıdır. Vahhabilik İngiliz casusu Lavrens tarafından kurdurulmuştur. Vahhabilikte böyle çıkmıştır.

Kur’an-ı Kerim’de Haşr Suresi’nin 7. Ayet-i Kerimesinin sonunda Yüce Allah şöyle buyurur: “Peygamber size neyi vermişse onu alın ve size neyi nehyetmişse ondan kaçının.” Peygamber Efendimiz (S.A.V) şöyle buyurur: “Size iki kaynak bırakıyorum. Biri Kur’an-ı Kerim diğeri Hadis-i Şerif (sünnetlerimdir)” İmamı Azam Fıkhül Ekber’de: “Meşhur ve mütevatir sünneti inkâr eden dinden çıkar. Örneğin; birisi ben Ravza’ya gittim. Cennet Bahçesi falan görmedim. Derse bu adam dinden çıkar.” Der.

Hz. Aişe (R. Anda) şöyle nakleder: “Biz ay hali olduğumuzda Peygamberimiz (S.A.V) bize namaz kıldırmazdı, namazı kaza da ettirmezdi. Oruç tutturmazdı ancak orucu kaza ettirirdi. Bizde o haldeyken Kur’an-ı Kerim’i okumazdık. Mescide girmezdik. Ben Umre’ye gittim, ay halim vardı. Peygamberimiz (S.A.V) beni Kâbe’ye sokmadı, tavaf yaptırmadı. Temizlendikten sonra kardeşimle beraber Tenim adı verilen yere geldik orada niyet edip Umre yaptım.”

Maalesef bu bozuk fikirler ilahiyatlara da girdi.

Sünnet 3 kısımdır

1- Sünneti Müekkide: Kur’an-ı Kerim’in tefsirinin anlaşılmasını teyit eden sünnettir.

2- Sünneti Müfassale: Peygamber (S.A.V)’in men ettiği işlerdir. Hayber Fethi’nden sonra Peygamber (S.A.V) eşek etini yasaklamıştır. Mut’a nikâhını yasaklamıştır. Erkeğe altın kullanmayı, altın yüzüğü ipekli giysiyi yasaklamıştır.

3- Sünneti Müessise: Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in yaptığı kavli, fiili, takriri hareketleridir. Böylece sünnetin öneminin müesseseleştiğini görüyoruz.

Hac ve Umre nasıl yapılır. Zekât nasıl hangi mallardan ne ölçüde verilir. Namaz hangi vakitte kaç rekât kılınır. Bunları öğreten Peygamber Efendimiz (S.A.V)’dir.   

Fi emanillah maas Selame

Dua ve Selamlar. 15.09.2020

Ali Galip DOĞAN/İrşad Dayanışma Vakfı Başkanı

İletişim-Tel: 0 (332) 3524213 veya 0 (505) 772 15 93-94

Posta:[email protected]

Facebook: Ali Galip Doğan