A. Galip Doğan

A. Galip Doğan

Fıkıhi Soru ve Cevaplar

Fıkıhi Soru ve Cevaplar

Soru 1. Hocam, akil baliğ olmadan ölen çocuklara kabir suali var mı? Yahudi, Hıristiyan buluğ çağına ermeden ölürse kabir suali var mı? Bunlar cennete girer mi? Açıklarmısınız?

Cevap 1. Efali mükellefin vardır. Yani üzerine yükümlülük yüklenen insan. Buluğ çağına ermeden ölen çocuklara kabir suali yoktur. Çünkü üzerine oruç, namaz, zekat, hac farz olmamıştır. Bunlarla mükellef değildir. Yahudi ve Hıristiyan çocukları da aynıdır. Buluğ çağına ermeden ölmüşse kabir suali yoktur, cennete girerler. Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor: ‘El Fıtratü yüledül İslam’ Yani her doğan çocuk İslam fıtratı üzerine doğar. Sonra anası Hıristiyan’sa Hıristiyan, Müslüman’sa Müslüman olur. İslam’da doğan çocuk Müslüman doğar, günahsızdır. Hıristiyanlarda çocuk günahkar doğar, onun için papaz onu mukaddes suyla yıkar. Aramızdaki bu konudaki fark açık görülmektedir.

Soru 2. Hocam, kabir öleni sıkıştırır mı? Sıkıştırmadığı da olur mu?

Cevap 2. Kabir ölüyü sıkıştırdığına dair sahih rivayetler var. Kabrin sıkması amele bağlıdır. Ameli Salih, niyeti halis olanı kabir sıkmaz. Ama bu gün kredi kartıyla yatan, kalkan, faizle dolu mide ile ölen kimseyi elbette kabir sıkar. Bu hususta peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor: “Kabir ameli kötü olanlar için cehennem çukurlarından bir çukurdur. Ameli halis olanların kabirleri cennet bahçesinden bir bahçedir”

Soru 3. Hocam, annemiz öldü. Ağzında altın dişleri vardı. Çıkaramadık, öyle gömdük. Bazı komşular anneniz ağzındaki altın dişlerle yattığı için azab görür. Bu dünyanın bir süsüydü, ağzındaki o altın dişler. Onları sökmeniz gerekiyordu diyorlar. Şimdi ne yapacağız? Cenazeyi çıkarıp dişlerini sökelim mi? Ne dersiniz?

Cevap 3. Ananızın ağzındaki dişler takma ise çıkarılacaktır. Kaplama diş ise çıkarmanıza gerek yoktur. Ölünün organları da muhteremdir. Ölüye eziyet olmaz. Size böyle söyleyenlerin sözleri ilmi değildir. Dolma tüfek gibi atılırlar. Siz müsterih olun dişinden dolayı kabir azabı görmez. Kabir azabı iman ve amelle bağlantılıdır. Sakın kabiri açtırmayın. Açmak caiz değil, günahtır.

Soru 4. Hocam, bazı cenazelerde ve şehitlerde ölenin resmini taşıyorlar, göğüslerine takıyorlar. Bu doğru mudur?

Cevap 4. Asrımızın görkemli âlimleri bu resim taşımayı caiz görmüyorlar. Kesinlikle bu doğru değildir. Bu Avrupa’dan gelen bir adettir. Kitaba, sünnete aykırıdır. Gerçek bilinçli bir mümin resim takmaz, taşımaz. Batıl bir adettir.

Soru 5. Hocam, bazı ünlülerin cenazelerinde alkış tutuyorlar. Bu günah değil mi?

Cevap 5. İslam da alkış olur mu? Cenaze sahiplerine bu en büyük bir hakarettir, ölünün ruhu azab görür. Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor: “Nasıl yaşarsanız, öyle olursunuz, nasıl olursanız, öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle haşrolunursunuz” Demek o cenazesi alkışlananlar o alkışa layıkmış. Bir gün Ankara’da ünlü bir kişinin cenazesini fötör şapkasıyla vakıflar umum müdürü kıldırır. Arapça ezan, tekbir yasaktır. Müdür Tanrı uludur, Tanrı uludur diye dört defa tekbir almış. Selam verecek, Türkçesini unutmuş, bulamamış, Esselamü aleykum ve rahmetullah diye selam vermiş. Yetkili bir bakan onu azarlamış, bu namaz olmadı, selamı Arapça verdin, yeniden kıldır demiş. Müdür cevap vermiş – zaten ben de abdestsiz kıldırdım. Demek ki o cenaze de ona layıkmış.

Soru 6. Hocam, günahkar olan bir Müslüman kabirde kıyamete kadar azab görür mü? Açıklarmısınız?

Cevap 6. Bu işlenen günahın büyüklüğüne ve küçüklüğüne göre değişir. Eğer adam faiz yiyerek ölmüşse, zina ederek ölmüşse, kumar oynayarak ölmüşse o zaman kabir azabı devam eder. Bazılarında belli bir süre sonra kaldırılır. Peygamber (s.a.v) şöyle buyuruyor: “Kabir azabının en büyüyü ayakta çiş yapmaktan gelir” Öyleyse buna çok dikkat edelim.

Soru 7. Hocam, ben sakal koymak istiyorum. Amma hanımım izin vermiyor. Bu konu benim gibi birçoğunun problemidir. Ne dersiniz?

Cevap 7. Bu sözlerin İslam’la yakından, uzaktan en ufak bir alakası yok. Teravih namazı kılmak için camiye hanımdan izin almıyorsun. Namazın sünnetlerini kılmak için izin almıyorsun. Diğer sünnetlere amel ederken izin almıyorsun, şimdi sakal koymak için hanımdan izin alınmaz. Fakat hanım hoş tutulur. Sakalın sünnet olduğu için sevap olduğu anlatılır. Hem sakallı bir insana başka kadınlar gönül kaptırmaz gibi sözlerle ikna edilir.

Soru 8. Hocam, ayakta su içmek günah mı? Su içerken neye dikkat edelim?

Cevap 8. Ayakta su içmek mekruhtur. Yalnız zemzem ayakta içilir. Oturarak ta içilebilir. Müçtehit imamlar ayakta su içmek tenrihen mekruhtur derler. Suyu oturarak içmenin faziletleri olduğu gibi tavsiye edilir. Su içmekte dört sünnet vardır: Besmele çekerek içmek; oturarak içmek; suyu üç yudumla içmek; içtikten sonra elhamdülillah demek.

Soru 9. Hocam, biz Konya’dan uçakla Umreye gidiyoruz. Ne yapmamız lazım. Açıklarmısınız?

Cevap 9. İlk önce ruhen hazırlanacaksınız. İhramlarınız ve ihram terlikleriniz yanınızda olsun. Havaalanında ihrama girersiniz. İki rekat şükür namazı kılarsınız. Sonra “niyet ettim Allah rızası için umre yapmaya, Allah’ım umremi kabul et ve bana kolay kıl” der, niyet yaparsınız. Üç defa tebiye getirirsiniz. İhram yasakları başlamıştır. Tıraş olamazsınız, koku süremezsiniz, kokulu mendil, deterjan kullanamazsınız. Cinsel temas yasaktır.

Soru 10. Hocam, biz yeni umreden geldik. Saydan sonra ihramlı bir arkadaş bizi tıraş etti. Sonra bize tıraş yapan arkadaşa ceza işleyince sadaka gerekir dediler. 50 riyal sadaka verdik. Siz ne dersiniz?

Cevap 10. Peygamberimiz (s.a.v) umrede, veda haccında ihramlı olan berberine tıraş olarak ihramdan çıkmıştır. Aynı şartlar da tavaf say bitince tıraş olarak ihramdan çıkılır. Tıraş etmenin mahsuru yok. Cezası da yok. Sadaka da gerekmez. Yalnız hacda: Sen Temettü Haccına niyet etmişsin, yanında İfrat ve Kıran Haccına niyet edenler başkasını tıraş edemezler, çünkü onların görevi henüz bitmemiştir. Bunun dışında ihramlı olanlar başkasını tıraş edebilirler, sakıncası yoktur.

Soru 11. Hocam, biz dört arkadaş yurtdışına fuara gittik. Üç kişi biz öğle, ikindi ve yatsı namazlarını 2 rekat kıldık. Yanımızdaki arkadaş ise Hanefi olmasına rağmen şeyhim dört kıldı diye dört rekat kıldı. Bu doğrumudur?

Cevap 11. Peygamberimiz (s.a.v) seferde orucunu bozmuş, farzları da ikişer rekat kılmıştır. Hanefi mezhebinde seferde kasır kılmak yani farzları ikişer rekat kılmak vaciptir. Aynı zamanda azimettir. O arkadaş dört rekat kılıyorsa vacibi terk ettiği için günah kazanır. Peygamberimiz (s.a.v) şöyle der: “Bu Allah’ın (cc) size sunduğu bir lütuftur, onun lütfunu kabul edin” Şafii mezhebine göre kasır ruhsattır. İki rekat kılar, ruhsat olduğu için 4 rekatta kılabilir.

Selam ve dualar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
A. Galip Doğan Arşivi