Fıkhi sorular ve cevaplar
S.1) Hocam; Oruca niyet nedir? Her gün niyet edecek miyiz? Açıklar mısınız?
C.1)
Hanefi Mezhebine göre; her gün için ayrı niyet etmek şarttır. Çünkü her günün orucu ayrı bir ibadettir. Hanefi Mezhebi kalben niyet etmek yeterlidir der. Kalben niyeti esas olarak alırlar. Dil ile söylemek Müstehaptır. Sahura kalkmakta bir niyettir. Kalkıp bir şeyler yiyip içmekte niyet sayılır. Dille söylemeyi unutsa bile kalben niyet tamamdır. Sahura kalkmışsa dahi kalbinde onun oruç tutmak olduğu için niyeti tamamdır. Oruca devam eder. Yalnız şunu da hatırlatalım. Ertesi gün uzun yola çıkacaksa 90 km’den fazla 15 günden az kalacaksa oruca niyet etmez veya hasta karaciğer, mide gibi ilaçlı bir muameleye tabi tutulacaksa yine oruca niyet etmez oruç tutmaz. Ramazan’dan sonra o tutamadığı orucu kaza eder. Faziletli olan geceden niyet edip oruca devam etmektir.
S.2) Hocam; İslam Devletleri arasında bir birlik yok, kimisi oruca 1 gün önce başlıyor, kimisi sonra başlıyor. Mekke’de oruçlu oluyoruz, Türkiye’de bayram oluyor. Hangisi doğru? Biz kime uyacağız? Bu birlik bağlanamaz mı? Açıklar mısınız?
C.2) Konu ile ilgili olarak Ebu Hüreyre (R.A) şöyle bir Hadis-i Şerifi rivayet ediyor: “Hilali görünce oruç tutun ve yine onu görünce iftar edin. Hava size kapalı olursa Şaban Ayı’nı otuza tamamlayın.” (Kaynak: Ebu Davud - Buhari - Müslim Hadisleri)
Hz. Ömer (R.A) şöyle anlatıyor; “Şaban ayının sonunda halk hilali gözlemek için yüksek bir yere çıkmışlardı. Bende onlarla beraberdim. Hilali gördüm yanımda olanlarda gördüler. Ben gelip durumu Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e bildirdim. Benim bu şehadetimi kabul ederek Müslümanların oruç tutmalarını emrettiler.”
İmamı Şafii ile Ahmet bin Hambel bu konuyu kabul ediyorlar ve ayın görülmesini şart koşuyorlar. Matematiği ikinci planda görüyorlar.
Peygamber Efendimiz (S.A.V) diğer bir Hadis-i Şerif’inde şöyle buyuruyorlar: “Ayı görün oruç tutun. Ayı görün iftar edin.” İmamı Şafii (R.A) bu Hadis-i Şerifi baz alıyor, gözetlemek, görmek gerekir diyor.
Bizde gözlem olmuyor, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Muvakkitler Dairesi ve başkanı, uzmanı ve elemanları varmış. Hac Dairesi Başkanlığı gibi her ilde her ilde teşkilatı vardı. Bunlar gözetler, görenlerle şahitler Kadı Efendiye giderler, Kadı Efendi gelenlerin güvenilir olup olmadığını araştırır rapor eder Şeyhülislamlığa bildirir. Bütün gelen raporlar incelenir, rapor halinde Padişaha arz olunur. O’da onaylar Ramazan veya Bayram olduğunu ilan ederdi.
Bugün için en güzeli hem gözlemcilerimiz olmalı hem de meteoroloji özel uçakla o günü tespit etmelidir. 1976 yılında Ru’yeti Hilal toplantısı yapıldı. Birlik kararı alınmasına rağmen sonra ona uyulmadı. Nedeni; idare eden kafalar İslami olmayıp Avrupa montajlı olduğu için birlik sürdürülemedi. Biz memleketimize uyacağız. Biz Mekke’de oruç iken Türkiye bayram yapıyordu. Biz Mekke’ye uymak zorundaydık. Oraya uyduk. (Kaynak: Fetevai Hindiyye - El İhtiyar - Serahsi – Mebsud)
S.3) Hocam; Abdest alırken ağzımıza su kaçtı Bende nasıl olsa orucum bozuldu diye oruç tutmadım. Sen kefaret işlemişsin dediler. Ne yapacağım? Açıklar mısınız?
C.3) Bu tamamen seninle ilgili, bu durumda oruç bozulduğuna inanıyorsan hiç duymamışsan sana kaza lazım gelir. Amma orucu yemeye bahane arıyorsan o taktirde kefaret lazım gelir. Bir insan unutarak yer içerde orucunun bozulduğuna inanıyorsa yemeye devam ederse yine kaza lazım gelir.
Amma unutarak yedi içti oruçlu olduğu aklına geldi, orucun bozulmadığını bildiği halde yer içerse o zaman kefaret lazım gelir.
Ali Galip DOĞAN/İrşad Dayanışma Vakfı Başkanı
Fi emanillah maas Selame
Dua ve Selamlar. 24.04.2020
İletişim-Tel: 0 (332) 3524213 veya 0 (505) 772 15 93-94
Posta:[email protected]
Facebook: Ali Galip Doğan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.