Sistemleri ayakta tutacak toplum ailelerden oluşur. Aile kurumuna yüklenen değerler tarih boyu onun tüm toplumları ayakta tutacak kutsiyette olduğunu göstermiştir. Ailedeki kutsiyetse ahlâkî, dînî, kültürel ve sosyal mevcûdiyetlerden dolayıdır. Ailedeki ahlâkî yapının çökmesi o toplumun ve dolayısıyla da sistemin çöküşüdür.
İçinde yaşadığımız modern çağda; kadın ve erkek rollerindeki değişim ve gelişim(!) yoğun stres altında yaşama, hızla akan çağa uygun beklentilerin yükselmesi, her şeyin makineleştiği bir çağda son derece lüks hayatın normal bir hayat gibi görülmesinin getirdiği problemler, ne yazık ki aileleri psikolojik ve sosyal olarak bunaltmakta ve zorlamaktadır.
Çağdaş ve modern yaşam, tüketim çılgınlığı, reklamlarla sürekli teşvik edilen rekabet toplumdaki her bireyin beklentilerini ve hayat standardını yükseltti. Eskiden küçük şeylerden mutlu olmasını bilen insanlar yerini her şeye sahip olduğu halde bir türlü mutlu olamayan insanlara bıraktı. Batı toplumlarında yapılan istatistiklere göre orada yaşayan her on kişiden üçü mutlu geri yedisi mutsuzdur. Tabiki bunun pek çok sebebi var. Fakat en önde gelen sebep ailelerdeki mutluluğun bireyselleşmesidir. Bireyselcilik, sadece kendi istek ve arzularının ön planda tutulduğu bir hayat tarzının evlere hâkim olma şeklidir. Bu tür evlilikler, maalesef ‘Ben’ merkezli evlikler oldu. Oysa ‘Ben’ değil ‘Biz’ diyerek sosyalleşip bütünleşmesi gereken ailede iki kişiler âdeta ‘Tek’e ve ‘Bir’e inmeli ki ailede sağlıklı iletişimler kurulabilsin. Bu sebeple de bugünkü ailelerde pek çok problem üredi ve türedi.
Neden böyle oldu?
Modern çağdan kopamayız. Bugün içinde yaşadığımız çağdaş dünyanın sorunlarına yepyeni çözümler üretmek durumundayız. Hem terk ettiğimiz değerleri hem de modern hayatın kazanımlarını koruyarak aileye yeni bir anlam ve biçim kazandırmak gerekiyor.
Evlilikle resmi bir format kazanan kutsiyetlerin yaşandığı aileleri korumak, kollamak lâzımdır. Aile içi iletişim bağlarını kuvvetlendirmek, ailelerdeki yeni rol dağılımı ve paylaşımıyla dengelerin yerinden oynadığı aileyi her türlü sarsıntıdan kurtaracak yepyeni bakış açılarına ihtiyaç var bugün. Memleketimizdeki aile yapısı, şükür ki kalıcı ve güçlü mânevî-millî değerlere dayalı inanç sistemimizdeki prensiplerle, toplum bazında pompalanan tahribatlara rağmen hâla ayaktadır. Ancak Batı ülkelerinde hızla artan boşanma oranları ülkemizde de çağdaş yaşamın verdiği tahribatlarla yükselmektedir. Bireylerin en sağlıklı olarak yetişecekleri yegâne kurum olan aileye yatırım yapılmalı ve desteklenmelidir. İşte böylesi bir desteğe bir tuğla koymak amacıyla Aralık ayından itibaren Meram Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Aile Eğitim Seminerleri’yle aile kurumunun iç reisesi annelerimizin donanımlı olması, bilgiyle kuşanması için bizlerde karınca kararınca sadece Hak rızası niyazıyla gayretler sarf ediyoruz. İsteğimiz, arzumuz ailenin temel taşları annelerimizin güzel yetiştirilerek aile kurumunun kalkınması ve ailenin toplumda kendine yaraşır konumu almasıdır. Aile ise evlilikle kurulur. Evlilik; hayatı belirli hedefler doğrultusunda paylaşabileceğimiz, erkek ve kadının fıtrı ihtiyaçlarının meşru çerçevede karşılanacağı, karşılıklı huzur ve sükûn sağlandığı kutsal birlikteliklerdir. Bu ay ki konumuz ‘Tüm Boyutlarıyla Evlilik.’ 29 Mart 2010 Pazartesi günü Meram Konevi Kültür Merkezinde saat: 12’dede başlayacak olan olan seminerimizde; evliliğe karar vermeden önce nelere dikkat etmeliyiz, evlilikten beklentilerimiz, nişanlılık süreci, evlilikten sonraki cicim(!) ayları ve sonraki dönemler, evlilikte sağlıklı iletişim ve iletişimsizlik sebepleri ve daha bir çok aklınızda mevcut olan pek çok sorunun cevabını bulacağınız ilim ziyafetine siz hanım kardeşlerimizi bekliyoruz. Özellikle evlilik yaşındaki genç hanım kızlarımızı husûsen çağırıyoruz. Hisleriyle hareket etmemeleri ve yanlış kararlar almamaları ve sonradan pişman olmamaları için önemle onların gelmelerini istiyoruz. Evli hanım kardeşlerimize de ayni ısrarı vurguluyoruz. Gelin bu çok önemli konuda halleşelim diyoruz. Hepinizi seminerimize davet ediyoruz.
-----------
NOT: Aynı gün Gözyaşı Geceleri Programı var. O bizim seminer bittikten sonra icra edilecek inşallah. (Seminer tam 12.00’de başlayacak gecikme olmayacaktır, geç gelinmemesine dikkat edelim. Çünkü ardından diğer program olacak.
Hayırla kalın efendim.