Evlilik müessesi kurulurken, eş adaylarının ortak paydalarının çok olması, uzlaşının daha kolay sağlanacağı, evliliğin daha az problemsiz olacağı düşünülür. Teoride ve pratikte bunun kabul edilebilir olduğunu söyleyebiliriz. Ancak çok farklı yapıda olan kişilerin evliliklerinde illa çatışmalar olmayabilir. Burada tarafların birbirini anlaması, yardımcı olması, empatiyle yaklaşması uyumlu hareket etmelerini sağlayabilir.

Dini inançlar, kültürel değerlerin ortak olması evlenecek kişilerin hassasiyetlerine göre önem teşkil eder. Gençlerin, seküler anlayışa yakın bir inançları varsa bu evlilikte din mihenk noktası olmadığı için dine dair problemleri olmaz. Gençlerden birisinin çok dindar, diğerinin dini hassasiyetinin zayıf olması durumlarında çatışma yaşanma ihtimali yüksektir. Bunun için dini konularda düşünceleri, yaşam tarzları, bakış açılarını evlilik öncesinde detaylı konuşmaları çok önemlidir.

Peygamber Efendimiz, evliliklerde, soy, güzellik yerine öncelikli olarak dinî hassasiyet, ahlâk, terbiye ve huy güzelliğine bakılmasını tavsiye etmektedir. Dinî hassasiyeti olan, maneviyatı önemseyen, eğitimi, yetiştirilme şekli ve ailesi iyi olan, nezaket sahibi, dürüst kimselerin evlenmek için daha ideal olduğu belirtilmektedir. Ancak burada şuna dikkat etmekte fayda vardır. Aynı inancın müntesibi olmasına rağmen, farklı cemaat, mezhep, vakıf kültüründe yetişen kişilerin birbirlerinin inançlarına, değerlerine saygı göstermemeleri durumunda, kendi anlayışlarının daha üstün olduğu düşüncesi, diğerine bunu dayatmasına sebebiyet verebilir. Ünlü bir sanatçı eşinin mezhebini gizlediğini yıllar sonra öğrenmişti. Bu mezhebin görüşlerini benimsemediği ve zararlı bulduğu için yıllar sonra boşanmışlardı.

Bunun için dini nasıl anladıkları, yaşadıkları, yaşamlarında dini ne kadar merkeze yerleştirdiklerini varıncaya kadar detaylı bir şekilde konuşmaları, düşüncelerini birbirlerine anlatmaları yaşanabilecek çatışmaların önüne geçecektir. Bu durum sadece din hassasiyetler için geçerli değildir. Aynı zamanda kültür, gelenek, siyasi düşünceler içinde geçerlidir.

İnanç ve Düşünce Yapısı İle İlgili Sorular

1. Allah’a, peygambere inanıyor musunuz?

2. Hangi dine inanıyorsunuz?

3. Mezhebiniz nedir?

4. Din hayatınızın neresinde ve yaşamınızda nasıl bir rol oynuyor?

5. Dininiz sizin için ne kadar önemli?

6. Tüm şartlarını elinizden geldiğince yerine getiriyor musunuz?

7. Günlük ibadetler yaşamınızın ve pratiğinizin bir parçası mı?

8. Sence evlilik ve din birbiriyle ne kadar ilgili?

9. İnancınızla alakalı tereddüt ve şüpheleriniz var mı?

10. Eşinin dini görüş değişikliği seni üzer mi?

11. Büyürken aileniz gittiği bir ibadethane var mıydı?

12. Ölümden sonra hayata inanıyor musunuz?

13. Kendinizi dindar biri olarak görüyor musunuz?

14. İnancınız hangi davranışlara kısıtlama getiriyor? Bu kısıtlamalara uyar mısınız?

15. Kendi ailenizin yaşam tarzı, din anlayışı nasıldır?

16. Ailenizin dini tatbik ve hassasiyetleri hangi düzeydedir?

17. Çocuklarınızın dini hassasiyetlere göre yetiştirilmesi sizin için ne kadar önemli?

18. Farklı inançlarınız, gelenek ve görenekleriniz varsa bunlardan bahseder misiniz?

19. Eşiniz farklı bir dine mensup ise sizin inancınıza katılmasını bekliyor musunuz?

20. Bağlı olduğunuz, cemaat, vakıf, dernek, parti var mı?

21. Sizin için ne kadar önemli?

22. Aktif olarak görev alıyor musunuz?

23. Gönüllü çalışmalara katılıyor musunuz?

24. Siyasi meseleleri önemsiyor musunuz?

25. İdeolojik partiye mensup musunuz?

26. Farklı siyasi idealleriniz varsa bu bir sorun mu?

27. Siyasi idealleriniz, kararlarınızı etkiliyor mu?

28. İnancınızdan veya siyasi düşüncelerinizden dolayı insanlarla tartışır mısınız?

Kişinin inancı, siyasi düşünceleri hayatını etkileyen önemli faktörlerdir. Bu faktörler iki kişinin bir araya geldiği evlilik ortamında, tartışmaya dönüşmemesi için evlilik öncesinde eşler arasında konuşularak halledilmesi gerekir.