Recep Çınar

Recep Çınar

Evin "cümle" kapısı gibi!

Evin "cümle" kapısı gibi!

Konyaspor  maç kaybeder, içeridekiler ona çevirirler projektörleri…

Konyaspor maç kazanır, dışarıdakiler onu işaret eder…

Birilerinin ayağına taş düşer ondan bilirler…

Birileri tökezler, sebebi Baykan olur…

Anlayacağınız, ne İsa’ya yaranır, ne Musa’ya…

Evin “cümle kapı”sı gibi!

Gelen vurur, giden vurur…

Gelen hırsından tekmeleyerek, giden öfkesinden çarparak…

Ne gelene, ne de gidene bir şey olmaz,  olan “kapı”ya olur…

Baykan’ın durumu da böyle bir şey işte…

Anlayacağınız “günah keçisi”dir o…

Ama aldırmaz…

O, “kaya” gibidir…

Yerinde ağırdır…

Necip Çarıkçı gibiler ise rüzgar…

Dolayısıyla, rüzgar ne kadar sert eserse essin, kayadan sadece toz alırmış…

***

Boluspor başkanı Necip Çarıkçı…

Antrenörleri Senfoni Metin Yıldız…

Konyaspor’da oynarken, biz ona “senfoni” derdik…

Topçuları Orhan Ak…

Hepsi koro halinde, bilmem nerelerine “nişadır tozu” sürülmüş gibi bas bas bağırıyorlar…

Hele de Necip Çarıkçı…

Takımı kaybedince, faturayı hakemler üzerinden Mehmet Baykan’a kesmiş kendince…

Abuk sabuk şeyler söylemiş…

Belli ki, ağız ishali olmuş…

Çarıkçı “Spor Genel Müdürü Konyalı. Aynı zamanda TFF üyesi. Başka bir şey söylemeye gerek yok. Geçen hafta Giresunspor maçında aynı şey yaşandı. O maçta da hakem oyunu vardı” diyerek, kuş beyniyle Baykan’ı hedef göstermeye çalışmış…

Yesinler seni…

Çamur atıyor…

Yalan söylüyor…

“Yalan”ın bile yüzü kızarıyor, ama Çarıkçı’nın yüzü kızarmıyor niyeyse…

Hadi maçı seyretmesek neyse…

Penaltıya kulp takamıyor, hakemin barajı 11 metreye çektiği iftirasını atıyor dingil…

Baykan’ın üzerinden prim yapmaya, yangın çıkarmaya çalışıyor avarel…

İlk “altı”lıyı tutturmak için…

Kumar oynuyor…

Ya tutarsa hesabı…

Şu da bir gerçek ki, böyle tipleri az çok bilirim…

Bu “Çarıkçı adam” eminim ki, Mehmet Baykan’la ilk karşılaştığı anda “hürmetlerimisunarım sayın Genel Müdürüm” diyerek, ceketinin düğmesini ilikleyecektir…

Ve devam edecektir, “Ben böyle bir şey söylemedim, basının uydurması” diyerek de, “İskoç” erkekleri gibi etek giyip kıvıracaktır kuşkusuz…

***

Neyse…

Boluspor maçı mazi oldu…

Şimdi önümüzde Akhisar maçı var…

Maç gibi maç…

Bu şehir Süper Ligi istiyorsa eğer, bu maçın kazanılması lazım…

Çoluk çocuk, yaşlı genç, bacı kardeş herkes sahaya inmeli, bu maçı oynamalı ve Süper Lig’in kapısını aralamalı…

Herkes bu maça gelmeli…

Şehri yönetenler de…

Ankara’ya gönderdiklerimiz de…

Cümbül cemaat…

Bu önemli bir fırsat şehir için…

“Fırsat, nazlı, cilveli bir kadın gibidir. Bir defa kapıyı kapalı bulursa bir daha gelmez” demiş ünlü bir düşünür…

Kaçan balığın büyük olmasını istemiyorsak, oltaya gelmiş balığı ürkütmenin bir anlamı yok…

Konyaspor “avarel”in deve yüküyle bıraktığı borçtan kurtulmak, Konya’nın bir spor şehri olmasını istiyorsak, herkes elini taşın altına, yüreğine de sahaya koymalı…

Bu şehir bu pazar kenetlenmeli…

Başka bir şey yazmaya gerek yok…

Süper Ligi istiyorsanız, stat orada…

İstemiyorsanız kırın ayağınızı, oturun kaba etinizin üzerine.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi