Ülkemizin yaşadığı yoğun gündem bizleri ister istemez meşgul ediyor. Büyük ülke olmak, staratejik olarak hayâti hassâsiyetlere sâhip bir bölgede bulunmak elbette dikkatlerin devamlı sizin üzerinizde olmasına sebep oluyor. Ayrıca memleketimizin son yıllarda gelişim ve ilerleme açısından kaydettiği performans herkesin ilgisinin bize yoğunlaştırmasına vesile oluyor. Bir yandan sevindirici gelişmelere şâhit olurken bir yandan da üzücü hâdiseler vuku buluyor. Türkiye’mizin gerçekleştirdiği atılımlar eğer böyle devam ederse hep dikkat çeken ülke olacağız. Hayırlısı olsun!  

Bugün sizlerle günceli konuşalım istiyoruz efendim. Zira önümüzde farklı günler ve geceler var. Meselâ Perşembe günü ‘Regâib Gecesi’ ve ertesi günü yâni Cuma günü de üç aylar başlıyor. 8 Nisan Cuma günü nasipse Recep ayına gireceğiz. Sonra 20’sinde Kutlu Doğum var, onları yazacağız. O sebeple bugün sizlerle biraz günceli hasbihal edelim istiyoruz. Ancak şimdiden Regâib Gecenizi mübârek ediyoruz, yüce Rabb’imiz hepimize bu güzel geceden en kâmil istifâdeler nasip etsin inşaALLAH.

Başta da giriş yaptığımız üzere Türkiye sanki dünyânın önemli fay hattında bulunuyor. Herkesin gözü üstümüzde! Geçtiğimiz senelerde bizde 3.Hava Limanı ve Kanal İstanbul Projesi yapımı duyulduğunda Almanya’da şu sözler yayıldı; “Türk yapar, Alman bakar.” Eskiden böyle miydi ya? Bunları hayal dahi edemezdik. Kendimize güvenimiz yoktu. Şimdiye bakıyoruz, ‘elhamdülillah’ diyoruz. Ülkemizdeki teknolojik ve demokratik gelişmeler herkesin ilgisini çekecek vaziyete gelince, ayağımıza çelme takmak için dört bir koldan saldırıya geçtiler. Bilhassa son aylarda azan terör faaliyetleri içimizi acıtıyor. Şehitlerimiz yüreğimiz yakıyor, evlere ateş düşüyor, kadınlarımız dul, çocuklarımız öksüz kalıyor. Bunlar bizi çok üzen, gönlümüzü yıkan durumlar… Ağlıyoruz, üzülüyoruz, yanıyoruz, hâinlari Rabb’imizin “Kahhar” ismine havâle ediyoruz.

Ancak bu sefer devlet terörü bitirme konusunda çok kararlı. Askeriyle, polisiyle, özel harekâtıyla, jandarmasıyla hep birlikte istişâreli ve koordineli bir şekilde sonuç alıcı operasyonlar yapıyorlar. Son yıllarda savunma sanâyimiz oldukça gelişti. Güvenlik görevlilerimiz artık son model yerli savaş silahlarıyla, yeni teknik ve taktiklerle vatan sathını hâinlerden temizleme işini yürütüyorlar. Sivil halka zara gelmesin diye âdeta; ‘kılı kırk yarıyorlar’, en alttan üstüne kadar çok hassas davranıyorlar. Mehmetçiklerimiz gece dememeden gündüz demeden, canını hiçe sayarak büyük fedâkarlıklarla vatan savunmasındalar. 

Bizler de geride onların Rabb’imiz tarafından “Hafıd” ismiyle korunması için duâlar ediyoruz. Askerimizin, güvenlik görevlilerimizin, devletimizin başarısı için “Fetih” sûreleri okuyor, “Fettah” ismiyle Cenâbı Hakk’ın ülkemize başarı ihsan etmesini için yalvarıyoruz. Ülkemizi bölmek isteyen PKK’lıları, KCK’lıları; arkasında duran HDP’lileri, ülkemizde kargaşa çıkarmak adına birleşen tüm farklı terör örgütlerini ve onların arkasında duran tüm şer… güçleri yüce Mevlâ’mızın “Kahhar” ismi ile kahretmesini istiyoruz. Ülke sevdâlısı her evde Fetih Sûreleri okunuyor, bu tesbihatlar, bu duâlar yapılıyor.

Bir elin nesi var, iki elin sesi var, diyoruz. Bir şey yapamıyorsak da hiç olmazsa duâlarımız var diyoruz. Bilinsin ki, hayat duâyla muntazaman sürüyor. Bâzen silahın yapamadığını dua yapıyor. Zâten dua müminin silahıdır. Evet, işte şimdi dua zamânıdır. Ey memleket sevdâlısı can kardeşim, vatanımızın bölünmemesi, ayrışmaması, birlik ve berâberliğimizin ilelebet devam etmesi için duâya duralım. Güvenlik görevlilerimizi Rabb’imizin koruması için duaya duralım. Devlet adamlarımızın güçlü ve istikrarlı olması için dualar edelim. Milletimizin moralinin diri olması, kardeşlik bilincinin hep muhafazası için dualar edelim. Haydi, hep birlikte el ele, yürek yüreğe, gönül gönüle duâya sarılalım. İnşaALLAH sırtımızda 35 senedir taşıdığımız bu terör belâsından artık kurtulacağız Rabb’imizin izniyle.

Hep berâber daha güzel günlere ulaşmak temennisiyle...