Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

El- Ezher Şeyhi

El- Ezher Şeyhi

Malumunuz Mısır’da El- Ezher Şeyhi darbeciler arasında yer aldı. Darbeci General Sisi konuşurken darbeciler arasında Şeyhi de görünce midem bulandı. Toparlandım, her şeyde bir hayır var dedim. O karede bulunanlar yarın kıyamet gününde beraber haşrolunacaktır. Çünkü hadis-i şerifte buyrulduğu gibi, kişi sevdiğiyle beraberdir. Aralarında tevbe ve istiğfar eden müstesnadır.
Bu tablo bazı gerçekleri ortaya koymaktadır. Dolayısıyla şer gördüğünüz bir şeyde hayır olabilir, hayır gördüğünüz bir şeyde şer olabilir. Kur’an-ı Kerim böyle diyor.
İhvan-ı Müslimin adayı Muhammed Mursi seçimle iktidara gelmiştir. Dış güçlerin ve içteki uşakların işbirliğiyle söz konusu reis görevinden uzaklaştırılmıştır. Böylece meşruiyet ayaklar altına alınmıştır.
Şeyh bu meşruiyeti dikkate alarak darbeciler arasında yer almaması gerekirdi. Aldığına göre kendi meşruiyetini kaybetmiş demektir.
Ağırlıklı olarak İslâmî ilimlerin tahsil edildiği bir üniversitenin rektörü de meşruiyeti dikkate almazsa kim alacak? Bu üniversitenin rektörüne şeyh isminin verilmesinin bir anlamı var. Şeyh, ilmiyle amel eden insana denir. Meşruiyeti dikkate almayan bir insana ilmiyle amel ediyor denilmez. Öyleyse bu hadiseden şu dersler ortaya çıkmaktadır:
1. Ulusal devletin dini İslam dini değildir. Ulusun milli kültürü ile halkın sahip olduğu dinin sadece inanç ve ibadet esaslarının karşımıdır. Ulus dini laiklik ile perçinlenir. Ulus devletin bekası için ulus devletinde ulusalcı, laik ve seküler insan yetiştirilir; eğitim sitemi buna göre düzenlenir.
Türkiye başta olmak üzere diğer Arap ve İslâm ülkelerinde İslâm dininin muamelat esaslarının hayata geçirilmesine karşı çıkılmasının sebebi budur. Mısır başta olmak üzere Arap ve diğer İslâm ülkeleri laik değil, ama ulusal devlettir, kavmiyetçi, milliyetçi ve ırkçıdır, yani ulusalcıdır. Ulusalcılık, ümmetçiliğe aykırı olduğu için İslâm dininin temel düşmanıdır.
2. Türkiye başta olmak üzere bütün İslâm ülkelerinde Diyanet, milli kültürle birlikte İslâm dininin sadece itikat ve ibadet esaslarını anlatmakla mükelleftir; kanun gereği bunun dışına çıkamaz. Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı öteden beri dik durmaktadır ve inanç esaslarına ve haramlara aykırı fetva vermemektedir; takdire şayandır.
Ulus devletinde din devletin tekelinde olur. Mesela Mübarek zamanında El- Ezher’e faizin hükmü sorulur. Cevap, lehinde mi aleyhinde mi hüküm verelim, oluyor.
3. Ulusalcıların din adamı olur. Diyanet ve el- Ezher gibi kurumların başına genelde bunlar getirilir. Rektörler, Diyanet İşleri Başkanları ve Şeyhler ona göre hareket ederler ve fetvayı buna göre verirler. İyiler ve dik duranlar müstesnadır.
4. El-Ezher Şeyhi’nin darbeciler arasında olmakla ümmetin olan ve biteni iyi kavramasına sebep oldu, dost –düşman belli oldu. Şimdi yolda yürümek biraz daha kolaylaşmış oldu. Hoşça kalın.
Not: Bu satırları salı günü saat beşte yazdım. Çarşamba günü bir aylığına umreye gidiyorum. Eylül ayının ilk haftasında buluşmak üzere hoşça kalın, hakkınızı helal edin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadık Küçükhemek Arşivi