Eğitimde Takip Şart
Dün itibâriyle ilköğretim-ortaöğretim yeni öğretim yılına “merhaba” dedi. Geçen hafta minikler ana sınıfına başlamışlardı. Onlar bir hafta yol almışken ufak tefek bilgilerle donanmışken haftaya da abiler, ablalar yüksek okullara gidecekler. Küçüğünden büyüğüne herkeste ayrı bir telaş ve heyecan dolu, koşuşturmacalı günler var önümüzde. Hayırlı olur inşallah. Zorluklar kolaylaşsın, yavrularımızın önü açılsın, çıtalar yüksek tutulsun derken yeni öğretim yılında öğrencilerimize üstün başarılar diliyoruz. Onları okula ve hayâta hazırlayan fedâkar velilerimizin, öğretmenlerimizin de görevlerinin sorumluluklarını idrak eder çalışmalar icra etmelerini yürekten arzu ettiğimizi buradan vurgulamak istiyoruz.
Devrimizde eğitim öğretim hâdiseleri, fikri gelişim durumları, mekanik-teknik donanım ve ahlâki zaafiyet gibi sahalarda müthiş bir değişim gözlemleniyor. Herşey öylesine hızlı akıyor ki bizler bu değişimlere yetişemiyoruz bile. Bazı gelişmeleri takip etmekte dahi zorlanıyoruz. Yenilikler bize hizmet ettiği sürece güzel fakat bu gelişmeler bizi ve ailemizi farklı kulvarlara kaydırıyorsa o zaman değişimlerin farkında olacak tedbirler üretilmesi gerekiyor. Teknik alandaki hızlı gelişmeler insanların işlerini kolaylaştırmalı ancak insanları onlara kul, köle etmemeli. Çok kıymetli vakitler, bilhassa da gençlerimiz için teknoloji, keyf aracı olarak kullanarak ziyan edilmemelidir. Gözler âdeta kan çanağına dönene kadar bilgisayarın başında vakitleri harcamak yerine zamanlar, ders çalışarak harcanmalı. Teknolojiyi doğru olarak kullanma bilinci ehilleri tarafından herkese verilmeli. Veliler uyanık olmalı, bu işin içinde olanlar da sorumluluklarını bilmelidir.
Yeni öğretim yılı başlarken öğrenci velisi olan anne ve babaları bir eğitimci olarak uyarmak da bizim sorumluluğumuz dâhilinde olduğunu düşünerek bu yazıyı kaleme aldık
Veli ana sınıfından başlayarak orta öğretim ve üstü yüksek öğretime kadar çocuğunu gönderdiği okulu, bulunduğu ortamı hatta çocuğunun eve ya da yurduna gittiği güzergahı (servis de dâhil) takipte tutmalı. Sık sık okullar anne baba tarafından ziyâret edilmeli. Öğretmenlerden bilgiler alınmalı, arkadaş ortamı kontrol edilmelidir. Veli öğretmen diyaloğu, çocuğun hem başarısı hem de ahlâki gelişimi için çok mühimdir. Ebeveynin evde göremediği eksikleri, hatâları, olumsuzlukları öğretmenler okulda görebiliyor. Başka bir husus, çocuktaki mevcut olumsuzluklar uygun bir lisan ile veli tarafından öğretmenlere aktarılarak onlardan yardım istenebilir. Öğretmenler ve veliler el ele vererek daha aydın ve erdemli nesiller yetiştirmelidir.
Yeni öğretim yılında, her türlü menfiliklerin kol gezdiği günümüzde çocuklarımızın çağın kurbânı olup elimizden kaymaması için anne ve babaların bizzat okullardaki yetkililerle birlikte son derece teyakkuzda olarak gâyet titizce somut tedbirler almaları kendi menfaatleri icâbıdır. Devir çok bozuldu. Bazen insan benim dediği evlâdını tanıyamıyor. Bir dediklerini iki etmediğimiz evlatlarımız çok rahatlıkla ebeveynlerini, arkadaşlarına veya keyflerine kurban edebiliyorlar. Böylesi sıkıntılar yaşamamamız için bu sene daha tedbirli olalım inşaallah. Onların her isteklerini yerini getirmek yerine bilinçle sâdece zarûri ihtiyaçlarını evet diyelim. Arkadaş ve okul ortamlarını onlara fazla sezdirmeden devamlı kontrolde tutalım. Gereken tedbirleri alalım. Bunları yaparken çocuklarımızın mânevi ihtiyaçlarını asla ihmal etmeyelim. Arkalarından hayırlı bir nesil olmaları için bolca dualar edelim.
Veliler olarak tedbir sadedinde şu soruları kendimize soralım;
Çocuğumuz okul ortamında nasıl davranışlar sergiliyor? Arkadaşlarıyla ilişkilerinde müspet tavırlı mı? Büyüklerine saygılı mı? Veliler arada bir çocuğa fark ettirmeden okullara gidip tenefüs saatlerinde çocuklarını gizlice izleseler emin olun çocuklarını tanıyamayacaklardır. Bastırılmış duygular farklı ortamlarda gün yüzüne çıkıyor. İlköğretim ve orta öğretimde öğrenciler evlerine nasıl geliyorlar? Bu önemli. Yürüyerek mi? Servisle mi? Yürüyerek ise geçtiği sokaklarda karşılaşabileceği hâdiseler neler olabilir? Hangi arkadaşlarla beraber geliyor? O arkadaşlar nasıl şahsiyete sahipler? Bugün çocuklarımıza ne bulaşıyorsa arkadaştan bulaşıyor. Öyle durumlara şahit oluyoruz ki…. Meselâ, aile çok mazbut değerlere sâhip çocuğuna bir bakıyorsunuz öyle ahlaksız davranışlar sergiliyor ki, ki hayretten dona kalıyorsunuz. Aile yeminler ediyor; ‘Bizde böyle şeyler olmaz.’ diyorlar. Peki çocuk bunları nereden öğreniyor. Pek tabiki arkadaştan. Tamam, günümüzde bazı engelleyemediğimiz şeyler olabiliyor. Bizim ona bir sözümüz yok fakat bugün neredeyse tüm menfîlikler arkadaş ortamından öğreniliyor. Biz şahit oluyoruz sizler de oluyorsunuzdur. Yolda çok rastlamışızdır, okul çıkışı gençler evlerine veya artık nereye gideceklerse sokaklarda hemen sigara yakıyorlar. Eğer yanlarında içmeyen arkadaşları varsa diğerleri onun da içmesi için ısrar ediyorlar. ‘İç oğlum’ ‘Sen nasıl erkeksin?’ diyerek yanında sigara içmeyen arkadaşlarının eline zorla tutuşturuyorlar, ağzına sokmaya çalışıyorlar. Ben bizzat kendim kaç defa böylesi hâdiselere şâhit oldum ve hemen uyardım. Hatta sigara içen liseli delikanlıların yanlarına giderek sigaranın sağlığa zararlı olduğunu, eğitimli kişilerin bu yanılgıya düşmemeleri gerektiğini anlattım. Lütfen gördüğümüz ve şâhit olduğumuz menfîliklere karşı ebeveynler olarak duyarlı olalım. ‘Bananeci’ olmayalım. Aksi halde toplumda menfîlikler ve olumsuzluklar yerleşir, şikâyetlerimiz çoğalır. Zâten kötülükleri elimizle, dilimizle gidermek dînî bir vecibedir. Bugüne kadar ne çektiysek dînî hükümleri hafife almamızdan dolayıdır. Bundan böyle daha duyarlı olmak boynumuzun borcu ola.
Hayırla kalınız efendim.
Devrimizde eğitim öğretim hâdiseleri, fikri gelişim durumları, mekanik-teknik donanım ve ahlâki zaafiyet gibi sahalarda müthiş bir değişim gözlemleniyor. Herşey öylesine hızlı akıyor ki bizler bu değişimlere yetişemiyoruz bile. Bazı gelişmeleri takip etmekte dahi zorlanıyoruz. Yenilikler bize hizmet ettiği sürece güzel fakat bu gelişmeler bizi ve ailemizi farklı kulvarlara kaydırıyorsa o zaman değişimlerin farkında olacak tedbirler üretilmesi gerekiyor. Teknik alandaki hızlı gelişmeler insanların işlerini kolaylaştırmalı ancak insanları onlara kul, köle etmemeli. Çok kıymetli vakitler, bilhassa da gençlerimiz için teknoloji, keyf aracı olarak kullanarak ziyan edilmemelidir. Gözler âdeta kan çanağına dönene kadar bilgisayarın başında vakitleri harcamak yerine zamanlar, ders çalışarak harcanmalı. Teknolojiyi doğru olarak kullanma bilinci ehilleri tarafından herkese verilmeli. Veliler uyanık olmalı, bu işin içinde olanlar da sorumluluklarını bilmelidir.
Yeni öğretim yılı başlarken öğrenci velisi olan anne ve babaları bir eğitimci olarak uyarmak da bizim sorumluluğumuz dâhilinde olduğunu düşünerek bu yazıyı kaleme aldık
Veli ana sınıfından başlayarak orta öğretim ve üstü yüksek öğretime kadar çocuğunu gönderdiği okulu, bulunduğu ortamı hatta çocuğunun eve ya da yurduna gittiği güzergahı (servis de dâhil) takipte tutmalı. Sık sık okullar anne baba tarafından ziyâret edilmeli. Öğretmenlerden bilgiler alınmalı, arkadaş ortamı kontrol edilmelidir. Veli öğretmen diyaloğu, çocuğun hem başarısı hem de ahlâki gelişimi için çok mühimdir. Ebeveynin evde göremediği eksikleri, hatâları, olumsuzlukları öğretmenler okulda görebiliyor. Başka bir husus, çocuktaki mevcut olumsuzluklar uygun bir lisan ile veli tarafından öğretmenlere aktarılarak onlardan yardım istenebilir. Öğretmenler ve veliler el ele vererek daha aydın ve erdemli nesiller yetiştirmelidir.
Yeni öğretim yılında, her türlü menfiliklerin kol gezdiği günümüzde çocuklarımızın çağın kurbânı olup elimizden kaymaması için anne ve babaların bizzat okullardaki yetkililerle birlikte son derece teyakkuzda olarak gâyet titizce somut tedbirler almaları kendi menfaatleri icâbıdır. Devir çok bozuldu. Bazen insan benim dediği evlâdını tanıyamıyor. Bir dediklerini iki etmediğimiz evlatlarımız çok rahatlıkla ebeveynlerini, arkadaşlarına veya keyflerine kurban edebiliyorlar. Böylesi sıkıntılar yaşamamamız için bu sene daha tedbirli olalım inşaallah. Onların her isteklerini yerini getirmek yerine bilinçle sâdece zarûri ihtiyaçlarını evet diyelim. Arkadaş ve okul ortamlarını onlara fazla sezdirmeden devamlı kontrolde tutalım. Gereken tedbirleri alalım. Bunları yaparken çocuklarımızın mânevi ihtiyaçlarını asla ihmal etmeyelim. Arkalarından hayırlı bir nesil olmaları için bolca dualar edelim.
Veliler olarak tedbir sadedinde şu soruları kendimize soralım;
Çocuğumuz okul ortamında nasıl davranışlar sergiliyor? Arkadaşlarıyla ilişkilerinde müspet tavırlı mı? Büyüklerine saygılı mı? Veliler arada bir çocuğa fark ettirmeden okullara gidip tenefüs saatlerinde çocuklarını gizlice izleseler emin olun çocuklarını tanıyamayacaklardır. Bastırılmış duygular farklı ortamlarda gün yüzüne çıkıyor. İlköğretim ve orta öğretimde öğrenciler evlerine nasıl geliyorlar? Bu önemli. Yürüyerek mi? Servisle mi? Yürüyerek ise geçtiği sokaklarda karşılaşabileceği hâdiseler neler olabilir? Hangi arkadaşlarla beraber geliyor? O arkadaşlar nasıl şahsiyete sahipler? Bugün çocuklarımıza ne bulaşıyorsa arkadaştan bulaşıyor. Öyle durumlara şahit oluyoruz ki…. Meselâ, aile çok mazbut değerlere sâhip çocuğuna bir bakıyorsunuz öyle ahlaksız davranışlar sergiliyor ki, ki hayretten dona kalıyorsunuz. Aile yeminler ediyor; ‘Bizde böyle şeyler olmaz.’ diyorlar. Peki çocuk bunları nereden öğreniyor. Pek tabiki arkadaştan. Tamam, günümüzde bazı engelleyemediğimiz şeyler olabiliyor. Bizim ona bir sözümüz yok fakat bugün neredeyse tüm menfîlikler arkadaş ortamından öğreniliyor. Biz şahit oluyoruz sizler de oluyorsunuzdur. Yolda çok rastlamışızdır, okul çıkışı gençler evlerine veya artık nereye gideceklerse sokaklarda hemen sigara yakıyorlar. Eğer yanlarında içmeyen arkadaşları varsa diğerleri onun da içmesi için ısrar ediyorlar. ‘İç oğlum’ ‘Sen nasıl erkeksin?’ diyerek yanında sigara içmeyen arkadaşlarının eline zorla tutuşturuyorlar, ağzına sokmaya çalışıyorlar. Ben bizzat kendim kaç defa böylesi hâdiselere şâhit oldum ve hemen uyardım. Hatta sigara içen liseli delikanlıların yanlarına giderek sigaranın sağlığa zararlı olduğunu, eğitimli kişilerin bu yanılgıya düşmemeleri gerektiğini anlattım. Lütfen gördüğümüz ve şâhit olduğumuz menfîliklere karşı ebeveynler olarak duyarlı olalım. ‘Bananeci’ olmayalım. Aksi halde toplumda menfîlikler ve olumsuzluklar yerleşir, şikâyetlerimiz çoğalır. Zâten kötülükleri elimizle, dilimizle gidermek dînî bir vecibedir. Bugüne kadar ne çektiysek dînî hükümleri hafife almamızdan dolayıdır. Bundan böyle daha duyarlı olmak boynumuzun borcu ola.
Hayırla kalınız efendim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.