Dünya Barış Günü
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1981’deki 57. birleşiminde, “Genel Kurul’un açılış günü olan her Eylül’ün üçüncü salı gününü “Uluslararası Barış Günü” ilan edilmiştir. Yıllar sonra Genel Kurul'un 7 Eylül 2001 tarih ve A/RES/55/282 sayılı kararı ile 21 Eylül'ün Barış Günü olarak kabul etmiştir.
Birleşmiş Milletler, Barış Günü'nde, dünya çapında çatışmaların önlenmesi ve barışın tesisi yolunda bilinçlenmeyi amaçlıyor. Her 21 Eylül de, Birleşmiş Milletler Merkezi’ndeki “Barış Çanı” çalınıyor. Savaşlardaki insani kıyımın anısına Japonya tarafından yaptırılan bu çan, dünyanın tüm kıtalarından çocukların bağışladıkları bozuk paralarla üretildi. Çanın üzerine, “Çok Yaşa Mutlak Barış” yazısı kazındı.
Eskiden Sovyet Sosyalist Cumhuriyet Birliği ve Varşova Paktı üyesi ülkeler barış içinde bir dünya mücadelesi görevini hatırlatmak amacıyla Hitler faşizminin 1939 yılında Polonya’yı işgal ederek ikinci dünya savaşını başlattığı tarih olan 1 Eylül’ü “Dünya Barış Günü” olarak ilan edilmiştir. SSCB’nin ve Varşova Paktı’nın dağılmasından sonra hiçbir ülke 1 Eylül’ü Dünya Barış Günü olarak kutlamadı. (Vikipedi, özgür ansiklopedi)
İkinci dünya savaşı, ardında 50 milyonu aşkın ölü, 100 milyonlarca yaralı, sakat, acı, gözyaşı ve enkaz yığını haline gelmiş şehirler, kasabalar bıraktı. Söz konusu savaş, 1945 Mayıs'ında bitmişti.
Dünya barışı, adalete, hak ve hukuka, ihlâs ve samimiyete, sevgiye dayanan medeniyetle kurulur. Eğri oturup doğru konuşalım. Batı medeniyetinde bu durum söz konusu mu? Batı medeniyeti, sömürgeciliğe, zorbalığa, işgale ve adaletsizliğe dayanır. Bu durum ortadadır. Ulusçuluğun temelinde bu durum söz konusudur. Yani batı ırkçılığı körükleyerek insanlığı birbirine kırdırmakta ve bu durumdan faydalanarak sömürgecilik alanını genişletmektedir. Hegemonyasını bu şekilde kuran Batı’nın hedefi, Arnold Toynbee’nin dediği gibi dünya hükümetini tesis etmektir.
Batı buna muvaffak olursa, dünya barışı sağlanır mı? Yani dünya çapında çatışmalar önlenir mi? Barışın tesisi yolunda bilinçlenme gerçekleşir mi? Birinci ve ikinci dünya savaşları, Körfez savaşları gibi savaşlar artık tarihe mi karışır? Irak ve Afganistan gibi ülkeler gayri ahlâki yollarla işgal edilmesi sona erer mi? bir düşünün. Bakın Mussolini şöyle der: “İşçi sınıfı olduğu gibi işçi ulusları da vardır.” Batı’nın ırkçılığı körüklemesinin temelinde yatan esas işçi ulusları oluşturup hegemonyasını sürdürmektir Dünya Barışı kutlamaları, bu kutlamalarda barıştan söz edilmesi bu gayenin örtbas edilmesi için bir kılıftır.
Sizce burjuvanın efendi ulusların uşak olduğu bir dünya hükümetinin tesisinde barış gerçekleşebilir mi? Peki, ne yapalım? derseniz, şöyle cevap veririz: Tarihte dünya barışını İslâm medeniyeti tesis etmişti; Asrı saadet devri, Emeviler, Abbasiler ve Osmanlılar Devri buna örnektir.
Batı, Osmanlı’yı yıkıp üstünlüğü elde etmiş olsa da medeniyetinin temeli sömürgeciliğe dayandığı için dünya barışını tesis edememiştir. Bundan dolayı bu görev tekrar bize verilmiştir. Dolayısıyla dünya barışını tesis etmek için tarihte görüldüğü gibi tekrar dünya hükümetini tesis etmemiz gerekir. Bu konuda Müslüman’ım diyen herkese büyük görev düşmektedir. Bu durumun tesisi paralelinde Kürt sorunu da çözülecek ve PKK de yok edilecektir.
Birleşmiş Milletler, Barış Günü'nde, dünya çapında çatışmaların önlenmesi ve barışın tesisi yolunda bilinçlenmeyi amaçlıyor. Her 21 Eylül de, Birleşmiş Milletler Merkezi’ndeki “Barış Çanı” çalınıyor. Savaşlardaki insani kıyımın anısına Japonya tarafından yaptırılan bu çan, dünyanın tüm kıtalarından çocukların bağışladıkları bozuk paralarla üretildi. Çanın üzerine, “Çok Yaşa Mutlak Barış” yazısı kazındı.
Eskiden Sovyet Sosyalist Cumhuriyet Birliği ve Varşova Paktı üyesi ülkeler barış içinde bir dünya mücadelesi görevini hatırlatmak amacıyla Hitler faşizminin 1939 yılında Polonya’yı işgal ederek ikinci dünya savaşını başlattığı tarih olan 1 Eylül’ü “Dünya Barış Günü” olarak ilan edilmiştir. SSCB’nin ve Varşova Paktı’nın dağılmasından sonra hiçbir ülke 1 Eylül’ü Dünya Barış Günü olarak kutlamadı. (Vikipedi, özgür ansiklopedi)
İkinci dünya savaşı, ardında 50 milyonu aşkın ölü, 100 milyonlarca yaralı, sakat, acı, gözyaşı ve enkaz yığını haline gelmiş şehirler, kasabalar bıraktı. Söz konusu savaş, 1945 Mayıs'ında bitmişti.
Dünya barışı, adalete, hak ve hukuka, ihlâs ve samimiyete, sevgiye dayanan medeniyetle kurulur. Eğri oturup doğru konuşalım. Batı medeniyetinde bu durum söz konusu mu? Batı medeniyeti, sömürgeciliğe, zorbalığa, işgale ve adaletsizliğe dayanır. Bu durum ortadadır. Ulusçuluğun temelinde bu durum söz konusudur. Yani batı ırkçılığı körükleyerek insanlığı birbirine kırdırmakta ve bu durumdan faydalanarak sömürgecilik alanını genişletmektedir. Hegemonyasını bu şekilde kuran Batı’nın hedefi, Arnold Toynbee’nin dediği gibi dünya hükümetini tesis etmektir.
Batı buna muvaffak olursa, dünya barışı sağlanır mı? Yani dünya çapında çatışmalar önlenir mi? Barışın tesisi yolunda bilinçlenme gerçekleşir mi? Birinci ve ikinci dünya savaşları, Körfez savaşları gibi savaşlar artık tarihe mi karışır? Irak ve Afganistan gibi ülkeler gayri ahlâki yollarla işgal edilmesi sona erer mi? bir düşünün. Bakın Mussolini şöyle der: “İşçi sınıfı olduğu gibi işçi ulusları da vardır.” Batı’nın ırkçılığı körüklemesinin temelinde yatan esas işçi ulusları oluşturup hegemonyasını sürdürmektir Dünya Barışı kutlamaları, bu kutlamalarda barıştan söz edilmesi bu gayenin örtbas edilmesi için bir kılıftır.
Sizce burjuvanın efendi ulusların uşak olduğu bir dünya hükümetinin tesisinde barış gerçekleşebilir mi? Peki, ne yapalım? derseniz, şöyle cevap veririz: Tarihte dünya barışını İslâm medeniyeti tesis etmişti; Asrı saadet devri, Emeviler, Abbasiler ve Osmanlılar Devri buna örnektir.
Batı, Osmanlı’yı yıkıp üstünlüğü elde etmiş olsa da medeniyetinin temeli sömürgeciliğe dayandığı için dünya barışını tesis edememiştir. Bundan dolayı bu görev tekrar bize verilmiştir. Dolayısıyla dünya barışını tesis etmek için tarihte görüldüğü gibi tekrar dünya hükümetini tesis etmemiz gerekir. Bu konuda Müslüman’ım diyen herkese büyük görev düşmektedir. Bu durumun tesisi paralelinde Kürt sorunu da çözülecek ve PKK de yok edilecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.