"Değerler Eğitimi", son yıllarda sıkça duyduğumuz bir kavram... Milli Eğitim Bakanlığı'nın Okullara önerdiği, 'değerler'in çocuklara belirli bir program dahilinde öğretilmesini amaçlayan bu proje ilk başlarda bazı özel okullarda uygulansa da şimdilerde pek çok okul ve kurum tarafından sahiplenildi.

**

Nimet Baş'ın (Çubukçu) Milli Eğitim Bakanı olduğu dönemde amaç, kapsam, dayanak ve tanımlarının olduğu bir yönerge ile açıklanmıştı. (Sahi ne çok Milli Eğitim Bakanı değişti!)

**

Milli Eğitim'in sitesinde bu işin temelinin tarihçesi şöyle özetlenmiş: Yaşayan Değerler Eğitimi Programı (YDEP) 1995 yılında Birleşmiş Milletlerin 50. Yıl dönümü kutlamaları için Brahma Kumaris’in hazırladığı uluslar arası bir projeden gelişmiş; “Daha İyi Bir Dünya İçin Değerlerimizi Paylaşalım” isimli bu proje 12 evrensel değere odaklanmıştır. Birleşmiş Milletler sözleşmesinin önsözündeki bir ilkeden geliştirilmiş olan tema: “ Temel insan haklarına, insan varlığının onuruna ve değerine olan inancı yeniden pekiştirmek için…”dir. Halen UNESCO tarafından desteklenen ve Association for Living Values Education İnternational (ALIVE) adlı kar amacı gütmeyen bir kuruluş tarafından farklı ülkelerde yürütülmekte olan programın amacı çocukların karar verebilen, toplumda saygın bir yeri olan, kişisel gelişimlerini sağlayan bireyler olmalarını kolaylaştırmaktadır.

**

Ülkemizde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından önerilen bu program, Konya'da birkaç özel okul tarafından başlatılmış daha sonra Selçuklu Belediyesi tarafından "Selçuklu Değerler Eğitimi Projesi" (SEDEP) adıyla uygulamaya konulmuştu.

**

Son dönemde bu eğitim projesinin bu kadar tutulmasının nedeni "Milli Eğitim"in manevi ve ahlaki eğitimde yetersiz kalması diye düşünüyorum. İmam Hatip okullarının sayıları kat kat artmasına rağmen ahlaki ve manevi değerlerde geriye doğru gittiğimizi herkes biliyor. Yerel idareciler bu durumun aleyhine bir çalışma sergilemek istiyor...

**

Geçtiğimiz günlerde Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından açıklanan "Medeniyet Okulu Projesi" de bunun bir tezahürü. 

**

SEDEP kapsamında okullarda dağıtılan kitapların gün sonunda çöplere yığıldığını duymuştuk. Eğitim kitap, broşür basarak olacak bir iş de değil. 

**

Umarız ki bu değerler eğitimi işi, amacından sapmadan "doğru değerler" üzerinden yapılır. Amaç reklam panolarını doldurmak değil, gençliği kurtarmak olmalı...