Dertlerini Saadet Partisi'ne anlattılar

Hobi bahçeleri mağdurları, Saadet Partisi Konya İl Başkanlığı’na yaptıkları ziyarette İl Başkanı Hüseyin Saydam ile bir araya geldi. Ziyarette yaşanılan mağduriyet dile getirilirken, çözüm önerileri de gündeme geldi. Mağdurlar “Dişimizden tırnağımızdan arttırdığımızla bir şeyler yaptık. Gelmiş yıkacağız diyorlar. Bu bir zulümdür. Şimdi bunların İsrailden farkı ne?” ifadelerini kullanırken Saadet Partisi Konya İl Başkanı Hüseyin Saydam, “Aslında ortadaki mesele çözülmeyecek bir düzeyde değil. Ki bugün şehrin idarecileri vatandaşın taleplerini karşılamak, sorunlarını çözmek için görev başındalar. Vatandaşa zorluk çıkartmak adına o makamlarda bulunmuyorlar. Bu konunun mutlaka çözüme kavuşması gerekir” dedi.

İSRAİLDEN NE FARKLARI VAR

Ziyarette yıkımın çözüm olmadığını ve yetkililerin bu soruna bir çözüm bulması gerektiğini kaydeden hobi bahçesi mağdurlarından Abdullah Büyükkaragöz, “Bugün yıkımı bir çözüm olarak önümüze koyuyorlar. Fakat biz bu durumun çözüm olmadığını çok iyi biliyoruz. Tıpkı İsrail'in Filistin'e yaptığı gibi bir yıkımla karşı karşıya kalıyoruz. Burada biz belediyeden bir çözüm üretmesini bekliyoruz. Şu da var ki bizler önceki süreçte imara aykırı yapı ve çevreyi kirletmek gibi durumlardan cezalar yedik. Biz bunların karşılığını ödedik. Yani gerçekten bir çözüm üretilmesini bekliyoruz. Vatandaşla görüşülüp veya görüşülmeden bir kanunla ya da kanun hükmünde kararname ile bir düzenleme yapılmalı. Hatta sadece belediye yetkileri yapılan bir düzenleme çözüm olabilir. Kooperatif yönetimi de bu düzenlemede görevlendirilebilir. Lütfen sesimizi devlet büyüklerimiz, Cumhurbaşkanımız, belediye başkanlarımız duysunlar ve bize bir çözüm üretsinler. Yıkımın çözüm olmadığını burada vatandaş olarak söylemek istiyoruz. Bu bizim vatandaşlık hakkımızdır. Yıkmak yerine kalıcı bir çözüm bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

HOBİ BAHÇELERİ HAKKIMIZ

Hobi bahçeleriyle alakalı yapılanların bir hak ihlali olduğuna değinen mağdur Mustafa İyikarsak ise “Bu yapılar bizim hakkımız. Yapılan eylemler ise bir hak ihlali. Bugün toplum olarak pandemi süreci yaşadık. Millet bu süreçte hobi bahçelerine kaçtı. İnsanlar oraları boşuna yapmadı. Çoğumuz emekliyiz. Hastalıklarımız, kronik rahatsızlıklarımız var. Orada biz şifa buluyoruz. Hapla ilaçla geçmeyen hastalıklar geçiyor o bahçelerde. Biz doğayı da seviyoruz. Biz istiyoruz ki çocuklarımıza doğa sevgisi aşılayalım. Fakat zorbalıklar buna müsaade etmiyor. Birileri konuştuğu zaman Hazreti Ömer adaletinden bahsediyor. Nerede Hazreti Ömer adaleti?” şeklinde konuştu.

BUGÜNE KADAR SIKINTI YAŞAMADIK

Ziyarette söz alan hobi bahçesi mağduru Mevlüt Keskin ise, “Kooperatifimiz 2018 yılında kuruldu. O yıldan bu yana herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Bugün yaklaşık yirmi gün önce, ihbar geldi belediye tarafından. Biz oraları bahçe diye nitelendiriyoruz. Nihayetinde beş yüz metrekare hisseye sahip olan bir yer. Biz belediyeden çöp toplamasını istemiyoruz, su getirsin, elektrik getirsin istemiyoruz. Yollarımızı dahi kendimiz yaptı. Her şeyimizi orada kendi imkânlarımızla yaptık. Sağ olsun yönetim kurulu başkanımızla birlikte el birliğiyle yaptık her şeyi. Kimseye de bir zararımız yok. Biz çözüm yolu istiyoruz. Fakat bugün belediyeye müracaat ettiğimiz zaman ulaşamıyoruz kimseye. Bize bir çözüm yolu bulsunlar. Evlerimizi yıkmakla çözüm olmaz” açıklamalarında bulundu.

MAĞDURİYET YAŞANMADAN ÖNLEM ALINMALIYDI

Konu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Saadet Partisi Konya İl Başkanı Hüseyin Saydam da şunları kaydetti: “Yaşanılan sorun aslında çok büyütülecek bir olay değil. Olayla ilgili bir yasalaştırma yapılabilirdi. İnsanların evi yıkılmadan, mağduriyet yaşanmadan önlemler alınabilirdi. Belediye yapı denetim araçları bugün ne yapıyorlar? Sizler burayı imal ederken, kapısını penceresini takarken, içerisine halıyı, kilimi koyarken yetkili arkadaşlar neredeydi? Vatandaş bugün içerisine oturdu, sobasını koydu, ikamet etmeye başladı. Karşısına bir de yıkım işi çıktı. Bugün ne yazık ki ülkemizde bir işleyiş problemi var. Birçok mesele buna benzer. Burada vatandaşı uyarmak, vatandaşın eğer varsa bir yanlışı onunla ilgili önlem almak gerekirdi. Fakat önlem alınacaksa, başta alınır. Türkiye’de maalesef bugün vatandaşa tuzak kurulmakta. Özellikle bu konu daha anlaşılabilir olsaydı ne olurdu? Mevzu, sistemle alakalı. Bugün İçişleri Bakanı bile diyor ki siz yıkın hukuk arkadan gelsin. Bu anlayış hâkim olduğu sürece düze çıkmamız zor. Biz de çoğu zaman anlamakta güçlük çekiyoruz. Neden bu şekilde işler zora bükülüyor diyiyoruz.”

EYYÜB KARAKUZU