“ … Bir kavim kendini değiştirmedikçe Allah onların durumlarını değiştirmez.....” (Rad:11) Bu ayeti kerimenin irdelemesini yapacağım. Tefsir demiyorum, benim o kadar cesaretim yok. Hatta tefsir âlimlerinden Razi’nin tefsiri, Elmalı tefsiri ve Tefhim-ül Kuran’a bakıp faydalandım.

***

Şimdi ayetin manasına baktığımız zaman gözümüze ilk çarpan bugünkü toplumlardaki seçim sistemiyle yönetim biçimlerinin biçimlenip oluşmasını izah eder gibidir. Bir de bu ayetin paraleline: “Nasılsanız öyle idare olunursunuz (yönetilirsiniz ) hadisi şerifini de eklersek; günümüz seçim sistemini anlatmaktadır, deriz. Bu değerlendirme bir bakıma da doğru bir değerlendirmedir.

***

Ancak böyle tekdüze, basit bir değerlendirme ile dosyayı tam kapatmış olamayız. Maalesef çoğu kez böyle değerlendiriliyor. Burada toplumun değişmesi için, düzelip iyileşmesi için çalışan, mücadele edenleri nereye koyacağız? Mesela burada Araf 164 teki bahsedilen üç sınıf insandan özellikle “Rabbimize/Rabbinize karşı bir mazeretimiz olsun” ifadesiyle anlatılan mücadele eden, Mücahit müminlerin hakkını teslim etmek gerekir.

***

Bir de yine bu ayeti kerime (Rad:11) ile ilgili olarak alimlerimiz: “Bu ancak kötülükleri terk etmeyenlere verilecek ceza için böyledir.” Demişlerdir. Topluca veya tek-tek tövbe şart... “Yoksa iyilik ve nimetler için Allah, kulu bir şeyi yapmadan da verebilir. Yaptığı iyiliğe karşı kat-bekat fazla da verebilir,” demişlerdir.

***

Bazı alimlerimiz burada kötülüklere mani olmamaktan veya onların aralarında bulunmaktan dolayı bazen o (zalimlere verilen) azaba duçar olunulur, demişlerdir. Bununla ilgili olarak Hazreti Ebu Bekir (ra) Hazreti peygamber (sav)’in şöyle dediğini rivayet etmişlerdir: “Eğer insanlar bir zalimi görür ve ona engel olmazlarsa, Allah'ın herkese Şamil bir azap indirmesinden korkulur” buyurmuşlardır.

***

Resulullah (sav)’in Mekke Dönemindeki tüm tebliğ ve mücadelesi ile Medine’ye hicretini de göz önünde bulundurursak; çok rahat bir biçimde şöyle diyebiliriz: “Resulullah (sav) : “ Ben dininizi duyurdum, bundan sonrası size aittir, ister uyarsınız, isterseniz uymazsınız” dememiştir!.. Bütün gücüyle hatta gücünün yettiği kadar kötülüğe, zulme mani olmuştur, olmaya çalışmıştır. Sonunda da başarılı olup Medine İslam Devleti’yle Mekke’nin Fethi’ni gerçekleştirmiştir.

***

Bir de Medine’de tüm toplum; a’dan z’ye Müslüman olacak diye bir bekleme de söz konusu olmamıştır. Yani toplumun kaçta-kaçı kendini değiştirecektir? İslam hakim olmuş ve Kur’an’ın hükümleri teker-teker icra olunmuştur.

***

SONUÇ: Kavimler, Allah’tan belasını da isterler, mevlasını da isterler. Allah da o topluma (bizim de içinde bulunduğumuz topluma) müstahakkını verir. Ama bana düşen ben bu toplumu değiştirmek için, hakka yöneltmek için çaba göstereceğim. Toplumun genelinin düştüğü çukura ben düşmeyeceğim, sabredeceğim ve kazanacağım!.. Yine bu Rad Suresi’nin 23, 24 ve 25. ayetlerinde cenabı Allah şöyle buyuruyor; O müminler:

23-“Adn Cennetlerine girecekler, atalarından, eşlerinden ve zürriyetlerinden Salih olanlarla birlikte olacaklar. Melekler de her kapıdan yanlarına girip şöyle diyecekler:”

24-“ Sabrettiğiniz için size selam olsun. Ahiret yurdu ne güzeldir.”

25-“Allah’ın ahdini Misak ile belgeledikten sonra bozanlar ve Allah’ın birleştirilmesini emrettiği bağlantıları koparanlar ve yeryüzünü bozguna verenler var ya, işte lanet olsun onlara! Ve yurdun kötüsü de onlaradır”