Dalkavuk kalemler…!
Kral bir gün ördek avında...
***
Av uşakları çevredeki ördekleri kışkırtıp, kralın önüne kadar getiriyorlar… Her şey kralın ördek vurmasına kurgulanmış… Sonunda kral hazretleri, önünden geçen bir ördeğe şeref bahşederek ateş ediyor…
***
Ördek ”pırrr” uçup gidiyor, atış “karavana”…
***
Kral yine de heyecanla yanından biran olsun ayırmadığı dalkavuğuna soruyor; “Vurdum mu? Vurdum mu?”
***
Dalkavuk kendinden emin bir şekilde kralına reverans yaparak;
***
“- Majesteleri zavallı ördeğin hayatını bağışlamak, alicenaplığında bulundular…”
***
En çok onlara kızıyorum…
***
Yapılan her türlü hukuksuzluğa, beytülmalden araklanan her kuruş paraya, torpile, kayırmacılığa, kabileciliğe, kalemleriyle sıra bana da gelmeli diyerek, “destek” verdiler…
***
Bırakın yalamayı, hem köşelerinde hem de sosyal medyada dibini sıyırdılar… “Allah Rızası” için yapmaları gereken uyarıları es geçip “teşvik” ettiler… Yanlışı göre göre ‘sofradan kaldırılırım’ endişesiyle ha bire gayretlendirdiler…
***
Her türlü “ayarsızlıklarına” tarihi çarpıtarak yalancı şahit tuttular… Kendi aralarında “Tapınakçılar” gibi yaşadılar, ama “Osmanlı” gibi durdular…
***
“Yapmayın, etmeyin efendiler” diyenleri; ‘Masonlukla’, ‘Paralelle’, ‘Ajanlıkla’, ‘Provokatörlükle’ ve daha envai çeşit ruha ürperti veren kulp ve isimler takarak suçladılar, yalnızlaştırdılar, seslerini kısmaya çalıştılar…
***
Verdiler gazı, idarenin “hatalarını” doğru gibi parlatarak, yanlışa düşmesine birinci dereceden sebep oldular…
***
Her şey tamama erip, yapılan yanlışların faturası sandıktan çıkınca, ilk onlar ‘gayış attı’ “velinimetimiz efendimiz” dediklerine…
***
Kervan yara uçtuktan sonra, yanlışları süsleyerek suç bastırmaya kalktılar…
***
“Canım efendim, sandıkta muhaliflerinizin hayatlarını bağışlama alicenaplığı gösterdiniz” diye…
***
Hala kendilerini önemli kılmak için, sanal düşman algısı ile idarenin etrafını boşaltmakla uğraşıyorlar…
***
“Ama biz sizdeniz” diye diye, sizi bize düşürerek…
***
Sahi siz kimsiniz? Takla güvercinleri…