Adnan Özkafa

Adnan Özkafa

Huzur Dersleri

Huzur Dersleri

Huzur Dersleri, Osmanlı Sultanlarının sarayda yaptırdıkları Ramazan’a özel ders ve ilim meclisinin adıdır.

 İlk tatbikatlar Osman Gazi veya Fatih Sultan Mehmed zamanında başlasa da kurumsal hale gelmesi 1700’lü yıllarda olmuştur.

Bu derslerde bir hoca (mukarrir) ve çok seçkin sayıda talebeler (muhataplar) bulunurdu. Bunlar Şeyhülislam tarafından özenle seçilir ve ciddi hazırlık yapmak üzere üç ayların başında kendilerine tebliğ edilirdi.

Huzur Derslerine katılanların sayısı her dönemde değişip azalmış veya çoğalmıştır.

Değişik devirlere göre Topkapı, Dolmabahçe ve Yıldız Saraylarında yapılan dersler bizzat padişahın huzurunda onun da katılımıyla yapıldığı için “Huzur Dersleri” veya “Huzur-u Humayun Dersleri” adı verilmiştir.

Ders konusu Kur’an ayı olan Ramazan ayına uygun olmak üzere Kur’an-ı Kerim ayetlerinin tefsiridir ve çok üst perdeden bir seviye takip edilmiştir. Bundan dolayı da koca Osmanlı Tarihi boyunca Kur’an-ı Kerim baştan sona tefsir edilememiş, önce karışık giden surelere sonra sırayla devam edildiği halde 114 sureden ancak 16. Sıradaki Nahl Suresine kadar gelinebilmiştir.

Derslerin ne kadar derin olduğunu anlamak için şu örnekler bir fikir verebilir:

 Sadece Fatiha Suresi tefsiri 2 sene sürmüş, 4 sayfalık Fetih Suresi 6 senede tamamlanabilmiştir. Bakara Suresi’nin ilk 30 ayetinin müzakeresi de 5 sene devam etmiştir.

Derslerde hoca ayeti okur, anlatır, katılanlar da enine boyuna fikirlerini söyleyerek müzakere ederlerdi.

Padişah bu dersi veren hoca ve talebeleri saraya girişinde ayakta karşılamış ve uğurlamıştır. Kendilerine özel bahşiş ve hediyeler, kitaplar takdim etmiştir.

Sultan da tahtına oturmayıp diz çökerek bu dersleri takip etmiştir. İlmi edepten dolayı kimse yer değiştirmez, iki saat boyunca oturuş istifini bile bozmazmış.

Dersler asıl olarak öğle ikindi arası yapılmıştır. Bazen ikindi akşam arası, bazen de iftar sonrası akşam teravih arası yapılan ilmi müzakereler de olmuştur.

Sarayda başlayan bu uygulamayı bazı paşalar ve varlıklı aileler de kendi konaklarında devam ettirmişler, onlar da köşklerinde genellikle fıkıh ağırlıklı ilim meclisleri oluşturmuşlardır.

Hatta bazı kahvehanelerde de benzeri uygulamalar yapılmış ve dini metinler okunmuştur. Kahvehanelere “Kıraathane” yani bugünkü tabirle “Okuma Salonu” denmesinin altında da bu tür uygulamalar vardır.

 Son Huzur Dersi uygulamasını son halife Abdülmecid Efendi yapmış ve hilafetin kaldırılmasıyla bu gelenek te sona ermiştir. 

Huzur Dersleri uygulamasında devlet adamlarının ilme ve alime verdiği değer görülmektedir.

Kişi Sultan da olsa her şeyi bilemez, bilmediği, yanlış bildiği, eksik bildiği çok şeyler vardır ve bilmediklerini öğrenmekten gocunmamalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan Özkafa Arşivi