Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 21 Ekim 2017 Cumartesi günü İstanbul’da İbni Haldun Üniversitesi Medeniyetler İttifakı Enstitüsü ile El Furkan İslami Miras Vakfı’nın iş birliğiyle düzenlenen Medeniyetler Şûrasının açılış töreninde bir konuşma yaparak Hz. Rasulullah’ın(sav) sahih sünnetleri ile ilgili tartışmalara taraf olduğunu veya en azından izlemekle elde ettiği kaygıları dile getirdi.

Cumhurbaşkanı açılışta yaptığı 40 dakikadan fazla süren konuşmasında Hz. Peygamberimiz ’in (sav) sünnetlerini tartışma konusu yapan kişilerle ilgili düşüncelerini kamuoyu ile paylaşması çoktandır devam eden bir problemin alenileşmesi açısından faydalı olduğuna inanıyoruz.

Faydalı olduğuna inandığımız bu açıklama bu defa siyasi olmasa da her zamanki gibi bir ayrışmayı beraberinde getirdi.

Allah(cc) Rasulü’nün(sav) Sahih Hadislerini hayatlarında bir örneklik ve bir ölçü olarak kabul edenler açıklamayı kendileri açısından tatmin edici bularlarken, Hz. Peygamberin(sav) hadislerini toptan veya kısmen red edenler ise yine kendileri açısından açıklamayı tartışmanın en üst kademede yapılır olmasını gündeme getirmesi yönünden faydalı bulduklarını ifade etmekteler.

“SÜNNET” DÜŞMANLARINA TOKAT GİBİ CEVAP

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Şu anda birçok insanlar çıktı, türedi. Bu türedi tipler “Sünneti ciddi manada tartışır hale geldiler. Tabii bu tartışmalar özellikle ülkemizde yapılması bizler için ciddi manada bir üzüntü sebebidir. Şunu açık, net söylemek zorundayım. Hoca olmak ahkâm kesmek yetkisini kimseye vermiyor. Dolayısıyla Sevgili Peygamberimizin sünnetini tartışma yetkisini de onlara vermiyor. Bu tartışmaları açmak aslında bir neslin ifsadı anlamınadır. Ve bu nesli ifsat etme hakkını da kimse onlara vermemiştir. Kendileri de böyle bir tarz-ı siyasetin içerisine giremezler. Girerlerse bedelini onlar da ağır öderler.” Şeklindeki ifadeleri Ehli Sünnet cephesinde sünnetsiz cepheye vurulmuş şamar hatta sünnet düşmanlarına tokat gibi cevap algılandı.

Hz. Rasulullah’ın(sav) sahih sünnetini red eden sünnetsizler cephesinde ise dini Allah'a has kılmaya çalışanların seslerini duyurduklarını gösteriyor şeklinde bir karşılık buldu.

Cumhurbaşkanının bir danışmanının Hz. Peygamberin(sav) sahih sünnetini red edenlerle birlikte bulunduğu bir sofra resminin internet ortamında yayılması ile dile getirilen bu düşünce son konuşma ile bir daha tekrar edilmiş oldu.

Biz inanıyoruz ki Allah’ın(cc) Formun Üstü

Dinini Allah'a(cc) has kılmanın yolu mutlak surette Hz. Rasulullah’ın(sav) sünnetinden geçer.

Hz. Peygamberin(sav) sahih sünneti ve hadislerini göz ardı edenlerin tarih boyunca fitneci ve bozguncu olduğu, yollarının yanlış ve hatalı olduğu bazen âlimlerce bazen da yöneticiler tarafından önceden fark edilerek gerekli tedbirlerin alındığı defalarca görülmüş bir gerçektir.

Bu açık gerçeği bilmelerine veya tarih okumakla elde etmelerine rağmen Kendilerine İslam Milleti veya Rasulullah’ın(sav) Ümmeti diyemeyen sahih sünnet düşmanlarından günümüzde Tayyip Erdoğan’ı seven, yaptığı işleri destekleyen veya sadece seçimden seçime oy veren

Kuran müminlerinden(!) olduklarını iddia eden pek çok kişinin bu son açıklamadan sonra internet ortamlarında yaptıkları paylaşımlarda açık bir panik havası sezilmekte olduğu görülmüştür.

Özellikle Cumhurbaşkanının kendileri için ifade ettiği  “türedi tipler” ve “Sünneti tartışmanın bedelini ağır ödeyecekleri” ifadelerini kullanması kaygılarını artırmış görünmektedir.

Kuranı Kerime inandıklarını söylemelerine rağmen Kuranın işaret ettiği Allah(cc) Rasulü’nün(sav)  sahih sünneti yoluyla Kuran ahkâmının nasıl ve ne şekilde yerine getirildiğini ebedi örnekten(sav) görüp, örnekteki gibi yaşamayanların akıbetlerinin ne olacağını görmenin uzun süre almamasını ümit ediyoruz.

Cumhurbaşkanının son açıklaması üzerine Hz. Peygamberin(sav) sahih sünnetine düşman olanların karşısında uzun zamandır üzerlerine ölü toprağı serpilmiş gibi sessiz kalan Diyanet İşleri Başkanlığı ve Üniversitelerin İlahiyat Fakülteleri mensuplarının da artık seslerini yükseltmelerini bekliyoruz.