Özcan Dalgıç

Özcan Dalgıç

Çocuklar okul öncesine ne zaman başlamalı?

Çocuklar okul öncesine ne zaman başlamalı?

Çocukların okul öncesine başlama süreçleri ebeveynlerinden ilk ayrılığın başladığı bir yolculuktur. Bu yolculuğun çocuğa olumsuz yansımaması için gerek ailenin, gerek bakım veren kurum/öğretmen/bakıcının çocuğa ilgi, alaka, sevgi, güven ve merhamet ile yaklaşması çok önemlidir. Her ailenin ve çocuğun kendi bireyselliği içinde, okula başlama dönemi ailelerin ihtiyacına, çocuğun gelişimine göre değişkenlik gösterebilir.

Hazır olma yaşı her çocuk için farklılık arz edebilir. Bu farklılığın temelinde çocuğun anneye bağımlılığı önemli bir etkendir. Çocuğun anneden ayrı başka yetişkinlerle (bakıcı, komşu, anneanne, babaanne, vb…) kalabilme potansiyeli ile gözlemlenebilir.

Çocuklar hangi yaş döneminde, hangi okula gitmeli kısmına geçmeden okul öncesine hizmet eden kurumlar ile ilgili kısa bir ön bilgi vermekte fayda var. Okul öncesi dönemde bakım ve eğitim veren kurumlar birbirine karıştırıldığı için ilk önce bu kurumlar hakkında kısa bir bilgilendirme yapayım. Kreş (0-2 yaş grubu), gündüz bakımevi (3-6 yaş grubu) Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı okul öncesi eğitim kurumlarıdır. Anaokulları (4-6 yaş grubu) ise Milli Eğitime bağlı okul öncesi eğitim kurumudur. Anaokulları ve Gündüz bakımevinin, bağlı bulundukları bakanlık haricinde, birbirine yakın yaş grupları nedeniyle verdikleri eğitim ve bakım hizmeti arasında, veliye ve çocuğa yansıyan ciddi bir fark yoktur. İlgili bakanlıkların yönetmeliklerinden kaynaklanan bazı uygulama farklarına ihtiyaç durumunda farklı bir yazımızda değiniriz.

Çalışan aileler 0-6 ay döneminde, güvenli bağlanmanın zedelenmemesi ve çocuk-anne bağının sağlıklı bir şekilde kurulabilmesi için çocukların kesinlikle anneden ayrılmaması gerekmektedir. Bu süreç ailenin işe başlama zorunluluğu yok ise 2 yaşına kadar anneden çocuğun ayrılmasını tavsiye etmiyoruz. Annenin çocukla mecburi bir ayrılma süreci olacaksa mümkünse bu dönemde anneye ilaveten bakım veren babaanne, anneanne veya bakıcı olmasında fayda vardır. Güvenli bir bakım veren olmadığı durumda bu yaş grubuna mahsusen kreş tercih edilebilir. Aile 0-2 yaş döneminin ihmalinin getireceği sonuçlarını, önemini çok iyi araştırmalı, kavramalı ve buna göre bu sürecini yönetmeye çalışmalı.

3-4 Yaş (24-48 ay) döneminde çocukların ihtiyacına göre, tam gün veya yarım gün, gündüz bakımevi veya anaokuluna gönderilmesi doğru olacaktır. Buradaki ihtiyaçlara bakacak olursak;

Çocuğun akranlarına göre gelişim alanlarının (dil gelişimi, psikomotor gelişimi, vb…) geri kalması.

Çocuğun oyun arkadaşının olmaması, akran eğitimine maruz kalmaması, sosyalleşmesinin zayıf olması.

Hep yetişkinlerle bir arada olması nedeniyle akranlarıyla iletişim kuramaması, oyun oynayamaması ve hırçın davranması.

Ailenin kuralsız yetiştirdiği bir durumda kuralların öğretilmesi, her istediğinin olmayacağının yavaş yavaş gösterilmesi.

Annenin çocuğa yetişememesi nedeniyle çok fazla tv, tablet, telefona maruz kalması.

Pasif olan bir çocuğun aktifleşip, özgüven kazanabilmesinin sağlanması.

Annenin birbirine yakın dönemlerde sahip olduğu çocukların bazen ikiz, üçüz olması nedeniyle hepsine yetişememesi.

Çocukta otizm olma riskinin bulunması, özel eğitim çocuğunun erken dönemden itibaren eğitim almaya ihtiyacının olması.

Yukarıda sayılan veya ihtiyaç duyulan başka nedenlerin yanısıra, çocukların oynayacağı, akranlarıyla buluşacağı mahalle ortamının kalmaması, 3 yaştan itibaren çocuğun okul öncesine başlamasının, erken çocukluk dönemi itibariyle faydalarının çok fazla olması ve ailenin maddi imkanlarına göre bu yaşlardan itibaren başlaması faydalı olacaktır. Aile çocuğuyla kaliteli zaman geçirip, devamlı akranlarıyla buluşturabiliyorsa, teknolojiye maruz bırakmıyorsa, herhangi bir gelişim geriliği yoksa bu dönemde çocuğu okul öncesine başlatmayabilir.

5-6 yaş (48-72 ay) döneminde ise çocukların muhakkak okul öncesi eğitim alması sağlanmalıdır. Okul öncesi eğitimin önemi rakamlarla da desteklenebilir niteliktedir. Unutulmaması gereken en önemli şeylerden bir tanesi 7 yaşına kadar zekâ gelişiminin %70 oranında tamamlandığıdır. Bu da 0-7 yaş arasının ne kadar önemli olduğunu bizlere gösterir niteliktedir. Çocuğun bu yaşına kadar elde edeceği kazanımlar, kendisine hayat boyu avantaj sağlayacaktır. Diğer sebepleri de sıralayacak olursak;

  • Çocuğun okula ve hayata hazırlanması,

  • Bilişsel gelişiminin ve dil gelişimin yaşı ile paralel gelişmiş olması gerekir. Düzgün konuşmasının yanısıra temel kavramların kazanılmış olması,

  • Çocuğun öz bakım becerilerinin gelişebilmesi, lavabo ihtiyacını görmekten, yemek yemeye, üstünü giyinip çıkarabilme kazanımlarını sağlaması,

  • İnce motor ve kaba motor gelişimi. Kalem kullanma becerisinin gelişmiş olması ve basit figürleri çizebilmesi gerekir. Sınırlı boya yapmak, makas kullanmak ve fiziksel aktiviteler olarak tam katılabilmesi,

  • Bulunduğu ortamlarda rahatlıkla kendini ifade edebilmesi, özgüveninin oluşması ve sosyalleşebilmesi için,

  • Kurallara uymak, talimatları almak, oyunlarda ve etkinliklerde uyumlu olmak gibi durumlarda sosyal-duygusal olgunluğu gelişmiş olması,

  • Temel değerleri ve erdemleri erken yaş döneminde kazanması,

  • Matematik becerilerinin gelişmesi, fen-doğa bilgisi alanlarında altyapılarının oluşması,

  • Sanatsal etkinlikler, drama, müzik gibi alanlar ile çocukların sanat-beceri alanlarının gelişmesi,

  • Yabancı dil gelişimi ile çoklu dil altyapısının sağlanması,

  • Farklı branş atölyelerinde (Mental Aritmetik, STEM eğitim programı, satranç, akıl ve zeka oyunları, dikkat hafıza gelişmleri, vb…), çocukların çok yönlü gelişiminin desteklenmesi

  • Beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi gibi birçok faydası bulunmaktadır. Bu dönemin ihmal edilmesi, okul öncesi eğitim almış ve almamış çocukların arasındaki farkın çok olması olumsuz etkilemektedir.

Bunun için okul öncesi eğitim biran evvel zorunlu hale getirilmeli. Aileler ise imkanları dahilinde resmi veya özel sektörden çocuğunun okul öncesi eğitimini muhakkak en iyi şekilde almasını sağlamalıdır.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Özcan Dalgıç Arşivi