Dr. İbrahim Büyükeken

Dr. İbrahim Büyükeken

Çin korona krizini fırsata çevirdi!

Çin korona krizini fırsata çevirdi!

Doğu Türkistanlı bir meslektaşımızın bir paylaşımını sizlere aktarmak istiyorum. Burada yazılanlar bana ait olmasa bile bu yazının altına imzamı atarım…Takdiri siz okuyucularımıza bırakıyorum…

**

Çin, Wuhan'da ortaya çıkan virüse karşı, psikolojik savaşı kazandı….Wuhan'da, Kovit olmayan kimse kalmadı... Milyonlarca tanı kiti kullandı ve test edebildiği kadar insanı kontrolden geçirdi. Tedavi edebildiklerini etti, etmediklerini gömdü…

**

Sürecin 2'nci ayında, bu virüsün yayılmasına karşı hiç bir şey yapamayacağını anladı ve strateji değiştirdi... Eğer hergün, dünya kamuoyuna kovitli olanların ve ölenlerin sayısını servis ederse, ülke 6 aya varmaz çökecek ve dünyadaki mevcut tüm üstünlüklerini kaybedecekti...

**

Şunu öğrendi; "Virüsün bizi bitirmesi imkansız; ama endişe ve korkunun bitireceği kesin..." Peki ne oldu? Çin'de virüs yok mu oldu aniden? Virüs salgını, ne oldu da bıçak gibi kesildi?..

**

Hayır yok olmadı ve böyle birşey söz konusu dahi olamaz; salgın tüm hızıyla devam ediyor. Wuhan az çok kurtarılmış bölge olsa da Çin'in diğer bölgelerinde kaldığı yerden yürümeye devam ediyor ve 65/70 yaş üstü nüfusu etkiliyor...

**

Ancak Çin, her gün, "Virus şu kadar daha kişiye bulaştı ve şu kadar daha yaşlı öldü" diye haber servis etmiyor. Sadece Dünyaya değil, öncelikle kendi halkına servis etmiyor.

Bu süreç içinde sağlık sistemini de reforme etti…

**

Oluşturduğu psikolojik strateji ile şimdi dünyaya şöyle diyor; "Virüs bizde değil sizde var ve virüsü şu an bize siz bulaştırıyorsunuz! Size yardım etmeye hazırız ve tek çareniz de biziz!.."

KORONA SALGININ KARANLIK YÜZÜ!

Hong Kong'ta medya, Çin'in dünyayı nasıl kandırdığını ve psikolojik üstünlüğü nasıl ele geçirdiğini ortaya koymak için, bir elektrik dağıtım şirketinin son aylarda 14 milyon abonenin hizmet alımının kapandığını ve bu ani abone kapanışı nedeniyle 14 milyon kişiye ne olduğunu soruyor.

**

Çin Devleti için bu haberlerin bir önemi yok! Çünkü Dünya, kendisinin yaptığı Resmi beyanı kaâle almak zorunda. Çin 14 milyon kişi öldü demedikçe, kim ne derse desin hikâye.

Bu stratejiyi İngiltere ve ardından Hollanda çözdü ve aynı stretejiyi uygulamak istediler; ama, yapamadılar.

**

Yapamazdılar; Çünkü AB, kendi halklarına karşı Demokrat olmak zorunda ve kendisini kapatamazdı. Kapatabilmesi için, Çin kadar despot bir dikta rejime sahip olmalıydılar.

Yani, kendi halklarının cıyaklaması karşısında geri adım attılar; Çin'de ise, kimsenin cıyaklama hakkı yok!

**

Peki şu an ne oluyor? Olan şu; Çin, son 3 ay içinde kaybettiği tüm ekonomik üstünlüğünü geri alıyor... Çin, kendisini vuran virüsü fırsata cevirdi; Dünyaya ilaç–kit- uzmanlık-danışma hizmeti ve bilgi satıyor.. Hem de nasıl satıyor!

**

Öyle bir satıyor ki; 3 ayda kaybettiği parayı, önümüzdeki aylar içinde fazlasıyla geri alabilir ve dahası üretime ara veren veya duraksayan tüm fabrikalar tam kapasite çalışmaya başladı; nede olsa yaşadıkları doğal bir afet veya yıkım değildi...

**

Avrupa'ya, "Virüsün Merkezi sizsiniz!" diyorlar... Dünya Toplumlarında ve Piyasalarında, korona maskesi takmış çok pis bir "Psikolojik Korku Salgını" var. Virüs üretim mi - değil mi? bilemem; ama, şu an virüs maskesi takılmış bir korku üretiliyor. Öyle ki; bu korkuya kendi devletimiz de kapıldı ve bize de bulaştırdı.

**

Korku Kültürü oluşturulmasına sebep oluyoruz. Sıradan zamanlarda sanki ülkede yoğun bakımda hiç ölüm olmuyormuş da, şimdi tüm yoğun bakımda ölümler bu virüs yüzünden oluyormuş gibi bir algı oluşturuluyor…

**

Koronayak yapılıyoruz! Her gece, Sağlık Bakanının ölüm bilgilerini beyan etmesini bekliyoruz... Topluma bu hususta rehberlik yapacak birileri de yok. Bir tuhaflık var mücadelede; bir yanı ile ciddi görünürken, diğer yanı ile lakayt…

**

Kovit gelip - geçer de; koronaya delip - geçecek bizi... Korkuya teslim olmak yok; korkuya teslim olmak, koronadan ölmekten yüz bin kez daha korkunç bir ölümdür...

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Dr. İbrahim Büyükeken Arşivi