Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Çalışmalar başlıyor ve gençlik aşkı

Çalışmalar başlıyor ve gençlik aşkı

Okul, gezi bitti. Şimdi hayatın yaşamı yani çalışma devresi başlıyor.

Bir iş yerine girmem gerektiği için rahmetli babam bir iş yeri arıyor.

Bu arada ben bizim çınar gibi büyük tut ağacına en üstteki ince dallara kırılır düşerim korkusu olmadan çıkıyorum.

O zamanlar evler en çok iki katlı oldukları için bu günkü Nakiboğlu Hastanesi civarı olan evimizden Alâeddin Tepesi’ni görüyorum.

***

O günlerde sinemada gösterilen değerli sanatçılardan Münir Nurettin’in bizzat rol aldığı Müzeyyen Senar’ın ise şarkı söylediği.

 “Kahveci Güzeli” filmindeki “Yad eller aldı beni” şarkısı çok söyleniyordu.

Bende tut ağacına çıktığımda okuyordum.

Aşağıda teyzeler oturuyorsa sesim güzeldi herhalde ki “bir daha söyle Amet” diyor, tekrarlatıyorlardı.

***

Rahmetli babam bir marangozun “Gelsin” demesi üzerine beni götürdü ve çalışmaya başladım.

Başladım ama ben okulda planya, rende ile düzgün yapabilmek için gönye kullanıp 900 düzgün hale getirmeyi öğrenmiştim. Burada da aynı işlemi yapıyordum.

Halbuki diğer ilkokul mezunu çalışan arkadaş, planyayı şöyle bir sürüverip sadece yüzdeki kepirleri alıp işini yapıyor benden evvel bitirmiş oluyordu.

Bir müddet günlük elli kuruşa çalıştım ama herhalde iş sahibi de gecikmeli çalışmamdan memnun olmuyordu.

Çünkü iş yeri Dülgerlikti. Yani kapı, pencere ev içlerinde zamanın yüklük denilen dolap kapağı ve çatı işlemi yapılıyordu.

Ben ise okulda mobilya üzerinde öğrenim yapmış olduğumdan uyum olmuyordu.

***  

Okulda döşeme işi yapan ustayı çıkarmışlar. Dükkan açmıştı.

“Ahmet gel benim yanımda çalış ama fazla bir ücret veremem demişti.

Düşündüm. Ücretten ziyade ustanın yanında çalışarak.

Sanatımı ilerletmeyi daha sonra bende bir iş yeri açmayı düşündüm.

Hakikaten faydalı olmuştu ki, iki yönden.

Birincisi daha ileri döşeme işlerini öğreniyordum.

İkincisi usta işi bana bıraktı kendisi İplikçi Camii yanındaki yeksan olan Cumhuriyet  Kahvesi’nde gününü geçirince…

Gelen müşteri ile ben karşılaşıyor beni tanımış oluyorlardı.

***

Bu arada gençlik aşkı başladı.

Mahallemizdeki yedi güzel kız benim için münakaşa edip ben boncuk dağıtırken…

Onlar yerine başka bir kızla ilgilenmeye başladım.

Başka mahallenin kızıydı ve terzilik öğrenmek için daha başka mahalleye gidiyordu.

Bir yürüyüş esnasında görmüştüm. Güzel ve sarışındı.

O zamanlar bu günün nerede ise kol kola gitmesi imkanı yoktu. Yan yana bile gidemezdiniz.

Etraftan gören olursa ayıplar hatta azarlarlardı.

Bir adım geriden kendisini sevdiğimi söyleyince dönüp bakmış ve gülümsemişti.

İşte o gülüş bana devam etmeme vesile oldu.

Her sabah işe giderken onun evden çıkışı ile terzinin yerine varıncaya kadar bir adım geriden takip ediyor konuşuyordum. Tabii etraftan gören olmasın diye bakarak.

O sevgi sözleri etmiyordu ama gülümseyerek bakıyordu geriye.

Akşam işten dönerken evlerinin önünden geçiyordum görmek için.

O da pencerenin perdesini köşeden açarak bakıyor benim öpücük göndermeme cevap veriyordu ama kimse görmesin diye de dikkatli oluyorduk.

Birileri geçerse o perdesi kapatıyor bende hafif yürüyordum.

Bunları yazmaktaki düşüncem bu gün rahatça randevulaşıp gençlerin her yerde yan yana gittikleri ile ne kadar değişim olduğunu anlatmak içindir.

***

Altı ay kadar devam etmişti bu gençlik aşkı ama birden sönüverdi.

Neden mi? Anlatayım.

Yeksan olmuş Yusuf Şar’ın belediye binasında. Bir oda da nikah yapılıyordu. O zamanlar öyle dışarılarda büyük yerlerde şölenli yapmak zaten olmamakla beraber olsa idi de düşünülmüyordu Anadolu’da.  

Belediyede ki bu odada ailelerin iştiraki ile nikah kıyılırdı. Gelenler on beş kişiyi bile bulmazdı.

Ve Anne baba kimi yani genci veya kızı gözüne kestirmişse. Oğlanı veya kızı dinlemez kendi aralarında hallederlerdi. İtirazı dinlemezdi aileler maalesef.

***

Yusuf Şar’ın Köşkü olan yeksan eski belediye binasında işim vardı gitmiştim.

Salonda dururken karşıdaki nikah odasından çıkanlar arasında.

Sevdiğim kızın, bir gençle beraber çıkışını gördüm.

Vurulmuştum. Beni gördü ve melil melil baktı ama yürüttüler gittiler.

İşte gençlik aşkı da burada son bulmuştu.

***

Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi