Bu ne Rezâlet?
Bir yasa çıkarmak için bizim memlekette kavga-dövüş oluyor, kafa-kol gidiyor, kan akıyor, bu ne rezâlet? Hatırlayınız HSYK yasa tasarısı Meclisten geçerken cereyan eden olayları… Azıcık sükûnetle, soğukkanlılıkla hâdiselere bakılamaz mıydı? Farklı düşünmek gâyet doğal bir olay ama bunu yüce Meclis diye kutsiyet atfedilen (!) bir mekanda vuruşmalı kavgaya dönüştürerek engellemeye çalışmak koca koca belirli bir olgunluğa gelmiş milletin temsilcisi vekillere hiç yakışıyor mu? Doğrusu olanlardan hicap duyduk bu ülkenin vatandaşları olarak, yazık yazık!
Bir kere T.B.M.M.’nin ve siyâsetin saygın ve ülke nezdinde merkez konumda olması gerekir. Bu saygınlığın ziyan edilmesi, boşa harcanması ülkeye her zaman için zarar getirir. Bu hususta bütün siyasetçilerin hassasiyet göstermesi kendilerinden beklenen bir sorumluluktur.
Siyâset içerisinde, partiler arasında faklı görüşler, zıt fikirler olması çok normaldir. Önemli olan farklı fikirleri saygın biçimde dinleyerek değerlendirmeye tabi tutup, istifadeye çalışmaktır. Fikir çatışmaları tabîdir ayrıca bu demokrasinin işlediğinin bir göstergesidir. Herkes başkasının özgürlüğüne dokunmayacak şekilde fikirlerini rahatça ifâdelendirebilir. Buna hemen karşı çıkmak yerine makul bir çerçevede evvela yapıcı bir gözlemle dinlemeli olurluk tarafı konuşulup insâni ölçüler ve nezaket sınırları içinde tartışılmalıdır. İşi yokuşa sürmek, ayak dayamak, sonucu kavga dövüşe vardırmak şu yaşadığımız modern asra hiç ama hiç uymayan bir davranışdır. Maalesef dünyada böylesi davranışlara çanak tutuluyor. Hemen her gün televizyonlarda devlete karşı çıkan, parlamentoyu fes etmek isteyen, ortalığı yakan yıkan göstericilerin eylemleri en ince detaylara kadar seyrettirilirse bizimde olacağımız budur. Devrin okullarında yıllardır eğitim alınıyor, netice bu mu olmalı, yazık, yazık! Kırıp dökülerek asla neticeye ulaşılamaz.
Gücü elinde bulunduran devlet yöneticileri de, hazırladıkları yasaları, kanun tasarılarını en ince detaylarına kadar işin uzmanları tarafından önce karşı tarafa izahatının tüm boyutlarıyla yapması gerekir, yanı sıra konunun kamuoyuyla da paylaşması oluşabilecek yanlış anlaşılmaların giderilmesini sağlayacaktır. Hak talep edenlerin istekleri boşta kalmamalı. Bunlar mevcut iktidar tarafından dikkate alınması gereken hususlardır. Muhalefet de, iktidarın getirdiği her teklifi hiç anlamaya çalışmadan, inceleme gereği duymadan direk karşı çıkmayı ve vaveyla koparmayı zaten adet haline getirmiş. Halbuki bir bak bakalım belki sunulan tasarı veya teklif belki halkın yararına, milletin menfaatine incelip, araştırsan ve uzlaşı arasan ne olur? Kıyamet mi kopar? Uzlaşı diye bir kültür yok bizde illa itiraz, illa itiraz. Partiler artık kendilerine düşen sorumluluğu idrak etmelidir.
Aynı zamanda siyasetin ve parti yetkililerin problem çözme taktiklerini bilmeleri misyonları gereğidir. Kavga dövüş yerine ‘UZLAŞI’ aransa, sorunlu meseleleri hassas bir duyarlılıkla tüm samimiyetlerini ortaya koyarak anlaşma sağlanamayan durumlarda biraz fedakarlıklar yapılsa bu çok mu zor? Örneğin yıllardır ülkenin kanayan yarası Kürt meselesinin çözümünde ortak bir paydada buluşulamaz mıydı? Taşın altına bütün siyasiler ellerini koyamazlar mıydı? Çünkü bu konu yıllardır hepimizin içini yakan bir konuydu. Bilindiği üzere nice evlere ateş düştü, nice fidan gibi gençler kör bir kurşuna kurban gitti. Ama sorumsuz siyâsiler bunu yapmak yerine hep itham ettiler, tehditler savurdular, her siyasi diğerini vatan hainliğiyle suçladı. Halbuki hepside birbirlerinin vatan haini olmadığını pek âlâ da biliyorlardı.
Şurası kesin olarak bilinmeli ki eski kurallarla hükümet, siyâset hatta medya yönetilemez. Bugün artık yeni kurallara, yeni normlara ihtiyaç vardır. Bunun için de bir mutabakat zeminine ihtiyaç duyulmaktadır. Siyâsetteki sürekli zıtlaşma, restleşme, birbirlerinin arkalarından atıp tutma kendilerini de halkı da geriyor. Artık eski tarz siyâsi ahlak bitmeli. Memleketin geleceği, ülkenin selâmeti, insanların sağlıklı ruhsal hayatları için bir işbirliği alanına şiddetle ihtiyaç duyulmakta. Bu kaçınılmayacak bir gerçek olarak önümüzde duruyor. Ve bugünü eskinin yanlışlarından arındırarak yeniden dizayn etmek şart.
Tekrara ediyoruz farklı görüşlerden yeni doğrular ortaya çıkabilir. İhtilafta rahmet vardır kutsi hakikati mevcut önümüzde. Herkes aykırı görüşlerini dahi nezaket çerçevesinde, ahlâki çizgide serdetmeli ama bu iş burun kanatarak, kan akıtarak, parmak kırılarak değil hoşgörü ve karşılıklı anlayış içerisinde saygı çerçevesinde yapılmalı. Meşru siyâsete meşru çözümler getirilmeli. Problemin mahiyeti erken teşhis edilmeli. Neler yapılabilir? Çerçevesi hukuk içinde belirlenmeli. Geçmişten ders alınarak geleceğe yön çizililmeli. Siyâsetin önüne bir engel çıktığında; ‘Bu kriz nasıl bir sistematik ile aşılabilir?’ hesabıyla hareket edilmeli. Zira siyâsi irade yapılması gerekenleri yapan mercidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.