Bu camia başaracaktır
Hak etmemişti düşmeyi…
Sadece Konyaspor mu? Şehir de hak etmemişti…
Göz göre göre, ağlaya ağlaya hem de gümbür gümbür Bank Asya’nın yolunu tuttu bu şehrin dünyaya açılan penceresi…
İlginç olanı da, kimsenin “gık”ının çıkmamasıydı…
Düştükten sonra “sahipsiz” kalması da cabasıydı…
Umurunda olması gerekenlerin de umurunda değildi Konyaspor…
Sonra mı?
Konyaspor’un bu şehir için önemini kavramış, bu işe sevdalanmış, 3-5 gönüllü insan, kulübün kapısına kilit vurulmasının önüne geçerek, takımın bugünlere gelmesinde öncülük etmişti…
Zeki Çimen bayrağı taşıyan isimdi…
Sonrasın da ise Hilmi Kulluk ve arkadaşlarının “Ulubatlı” misali bayrağı teslim almaları ile kanlanan, canlanan ve ayaklanan Konyaspor, zaman zaman yönetimsel anlamda arızalar çıkarsa da, 37 puana ulaşmayı başardı…
Konyaspor, ilk yarıda oynadığı futbolla, sahaya yansıttığı mücadele ile 17 maçta topladığı 37 puanla Bank Asya’da kalıcı olmayacağının da sinyallerini vermiş oldu…
Geçtiğimiz sezon süper ligden düşen Manisaspor ile Kasımpaşa, ertesi sezon muhteşem bir geri dönüş yaparak süper lige “merhaba” demişlerdi…
Konyaspor’un tekrarlaması için hiçbir neden yok…
Ne zaman ne olacağı belli olmayan, ilginç sonuçlar alınan Bank Asya’da, ilk yarıyı önde tamamlayan takımların diğerlerine oranla biraz daha avantajlı olmaları gayet doğal…
Bu ligde ilk yarı itibarıyla, en az gol yiyen, en az yenilen, en çok puan toplayan ve üstüne üstlük de şehir takımı olan Konyaspor, bu maratonu önde tamamlar mı tamamlamaz mı, kesin bir şey söylemek mümkün değil…
İlk yarıda zaman zaman çıkan arızalara rağmen, yönetim, teknik ekip, oyuncu gurubu ve taraftar birlikteliği on numara olmasa da, vasatın altında kalmadı… Özellikle yöneticilerin, akitleri yerine getirme noktasındaki gayretleri takdire şayandı…
Kim ne derse desin, Konyaspor’un ilk yarıyı zirvede tamamlamasının en önemli unsurlarından birisi de Hüsnü Özkara’dır… Hocanın oyuncu seçimi, oyuncuları bir araya getirmesi, oyuncular arasına nifak sokmaması, kulübedeki oyuncular da dahil, cümbul cemaat maç oynamaları, zincirin en kuvvetli halkalarından birisi oldu başarıda…
Konyaspor’da zincirin en kuvvetli halkası Hüsnü Özkara, en zayıf halkası ise şehrin ileri gelenlerinin vurdumduymazlığı ve parasal sıkıntı…
Şampiyonluk mücadelesi veren ve bir üst lige çıkmak için can atan takımlar kadrolarını güçlendirirken, ilk yarıdaki eksiklerini öyle ya da böyle giderirken, Konyaspor’un bu anlamda çaresizliği, ne yönetimin ne oyuncuların ne de Hüsnü Özkara’nın ayıbı olmamalıdır…
Ayıp şehrin ayıbıdır…
Takır takır futbol oynamayı, midelerine kramplar girmeden kazanmayı, hangi yönetim hangi teknik adam istemez? “Ben istemem” diyenin aklından şüphe ederim… Hangi teknik adam, kadrosunun zenginliğine karşı çıkar?
Ama, eller kelepçeli, ayaklar prangalıysa da, mevcut oyuncuların durumunu iyileştirerek ya da akitlerini zamanında yerine getirerek hedefine ulaşacaksın…
İşin özü şu; Konyaspor camiasını, topçusunu popçusunu, teknik adamı ve yöneticisini, çimcisinden çaycısına kadar herkesi zorlu bir ikinci yarı bekliyor…
El ele verilirse bu camia başarır…
Sadece Konyaspor mu? Şehir de hak etmemişti…
Göz göre göre, ağlaya ağlaya hem de gümbür gümbür Bank Asya’nın yolunu tuttu bu şehrin dünyaya açılan penceresi…
İlginç olanı da, kimsenin “gık”ının çıkmamasıydı…
Düştükten sonra “sahipsiz” kalması da cabasıydı…
Umurunda olması gerekenlerin de umurunda değildi Konyaspor…
Sonra mı?
Konyaspor’un bu şehir için önemini kavramış, bu işe sevdalanmış, 3-5 gönüllü insan, kulübün kapısına kilit vurulmasının önüne geçerek, takımın bugünlere gelmesinde öncülük etmişti…
Zeki Çimen bayrağı taşıyan isimdi…
Sonrasın da ise Hilmi Kulluk ve arkadaşlarının “Ulubatlı” misali bayrağı teslim almaları ile kanlanan, canlanan ve ayaklanan Konyaspor, zaman zaman yönetimsel anlamda arızalar çıkarsa da, 37 puana ulaşmayı başardı…
Konyaspor, ilk yarıda oynadığı futbolla, sahaya yansıttığı mücadele ile 17 maçta topladığı 37 puanla Bank Asya’da kalıcı olmayacağının da sinyallerini vermiş oldu…
Geçtiğimiz sezon süper ligden düşen Manisaspor ile Kasımpaşa, ertesi sezon muhteşem bir geri dönüş yaparak süper lige “merhaba” demişlerdi…
Konyaspor’un tekrarlaması için hiçbir neden yok…
Ne zaman ne olacağı belli olmayan, ilginç sonuçlar alınan Bank Asya’da, ilk yarıyı önde tamamlayan takımların diğerlerine oranla biraz daha avantajlı olmaları gayet doğal…
Bu ligde ilk yarı itibarıyla, en az gol yiyen, en az yenilen, en çok puan toplayan ve üstüne üstlük de şehir takımı olan Konyaspor, bu maratonu önde tamamlar mı tamamlamaz mı, kesin bir şey söylemek mümkün değil…
İlk yarıda zaman zaman çıkan arızalara rağmen, yönetim, teknik ekip, oyuncu gurubu ve taraftar birlikteliği on numara olmasa da, vasatın altında kalmadı… Özellikle yöneticilerin, akitleri yerine getirme noktasındaki gayretleri takdire şayandı…
Kim ne derse desin, Konyaspor’un ilk yarıyı zirvede tamamlamasının en önemli unsurlarından birisi de Hüsnü Özkara’dır… Hocanın oyuncu seçimi, oyuncuları bir araya getirmesi, oyuncular arasına nifak sokmaması, kulübedeki oyuncular da dahil, cümbul cemaat maç oynamaları, zincirin en kuvvetli halkalarından birisi oldu başarıda…
Konyaspor’da zincirin en kuvvetli halkası Hüsnü Özkara, en zayıf halkası ise şehrin ileri gelenlerinin vurdumduymazlığı ve parasal sıkıntı…
Şampiyonluk mücadelesi veren ve bir üst lige çıkmak için can atan takımlar kadrolarını güçlendirirken, ilk yarıdaki eksiklerini öyle ya da böyle giderirken, Konyaspor’un bu anlamda çaresizliği, ne yönetimin ne oyuncuların ne de Hüsnü Özkara’nın ayıbı olmamalıdır…
Ayıp şehrin ayıbıdır…
Takır takır futbol oynamayı, midelerine kramplar girmeden kazanmayı, hangi yönetim hangi teknik adam istemez? “Ben istemem” diyenin aklından şüphe ederim… Hangi teknik adam, kadrosunun zenginliğine karşı çıkar?
Ama, eller kelepçeli, ayaklar prangalıysa da, mevcut oyuncuların durumunu iyileştirerek ya da akitlerini zamanında yerine getirerek hedefine ulaşacaksın…
İşin özü şu; Konyaspor camiasını, topçusunu popçusunu, teknik adamı ve yöneticisini, çimcisinden çaycısına kadar herkesi zorlu bir ikinci yarı bekliyor…
El ele verilirse bu camia başarır…