Biraz siyaset, biraz spor
Mevlana: "Kusur bulmak için bakma birine, bulmak için bakarsan bulursun... Kusuru örtmeyi marifet edin kendine, işte o zaman kusursuz olursun."
xxx
Seçimlerden sonra CHP'de kaynamaya başlayan kazandan taşanlar, İYİ Parti’ye sıçradı...
Muharrem İnce ile biraz da olsa sesi gür çıkan CHP'de Kemal Kılıçdaroğlu, yapıştığı koltuğu bırakmamak için direnirken, İYİ Parti’de ise Meral Akşener, kendisine çekilen resti gördü ve “hadi bana eyvallah” diyerek, omurgalı bir duruş sergiledi...
Helal olsun kadına...
Türk siyasetinde yeni bir figür değildi...
Ama partisi yeniydi...
Kendisi de, yani Meral Akşener de İYİ Parti de yeniydi...
El ele verdiler, Türkiye'de her şey İYİ olacak diye yola çıktılar...
Beklentileri yüzde 20'lerdi...
3 milyon küsur oyla yüzde 7.3'ü omuz zoruyla gördü...
Aslında, Meral Akşener'in kadınlardan büyük bir teveccüh göreceğine inanmıştı...
Ama, olmadı...
Elinde tülbentlerle gezmesi de, kendisine yemeniler hediye edilmesi de, sandığa isteği gibi yansımadı...
Anlayacağınız tülbentler de, yemeniler de işe yaramadı...
Yukarıda da altını çizdiğim gibi, yapılacak kurultayda aday olmayacağını, aday olacaklara da başarılar dileyerek, net tavrını ortaya koydu...
Kurultaya kadar bu kararından vazgeçer mi ya da vazgeçirirler mi?
Bilemem...
Ama, Meral Akşener'in duruşu hem alkış aldı, hem de koltuğunu bırakmamak için türlü türlü bahaneler uyduran Kemal Kılıçdaroğlu'na da ince ince bir mesaj oldu...
xxx
“Kemal Kılıçdaroğlu” demişken, devam edelim...
Başarısız olduğu bir gerçek...
Ama kabullenmiyor...
Sırtı yerden kalkmayan pehlivan gibi...
Bir türlü güreşe doymuyor...
Elense yiyor, yerlerde yuvarlanıyor, yine kabullenmiyor yenilgiyi...
Boyunduruk yiyor, canı yanıyor, boynu dönmüyor, ama yine de bana mısın demiyor...
Sırtı yere değiyor, göbeği güneşi görüyor, buna rağmen, "güreşte hile var" diyerek, cazgıra itiraz ediyor...
Anlayacağınız, altta kalan güreşçinin türlü oyunlar deneyerek üste çıkması gibi, Kemal Kılıçdaroğlu'da aynı taktikleri deniyor...
Başarabilecek mi?
Sanmıyorum...
Güreşi bilenler bilir, boyunduruğu yedin mi, iflah olmazsın...
Bir hafta yengeçler gibi yan yan gidersin...
Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce'nin bu boyunduruğundan kurtulabilecek mi?
Bekleyip göreceğiz.
xxx
KARNI AĞRIYANLAR
Atiker Konyaspor'da yeni şeyler yapmak yerine, yapılanı yıkmayı hedefleyen kitlenin amacı belli...
Gösteriyor ki, bu kişiler bu takıma şaşı bakıyorlar...
Gerçek olan şu; dertleri Atiker Konyaspor değil...
Bu belli oldu...
Daha doğrusu davranışları ile yakayı ele verdiler...
Bu insanlara tavsiyem; gerçekten bu takımı seviyorsanız, Atiker Konyaspor'da yapılanları yıkmak yerine, 'bu kulübe nasıl destek oluruz' noktasında kafa yorun…
Tabi ki şehri ve şehrin takımını seviyorsanız..
Benimkisi de laf işte...
Amiyane tabirle, "köre renkleri anlatmak" gibi bir şey...
Sahi nasıl anlatacağım?
Adam görmüyor...
Kör yani...
Onun için zorlamanın anlamı yok...
Zorlarsak motoru yakarız.
xxx
Sadece şehrin takımı ile ilgili değil, bu serzenişim!
Şehirle de alakalı...
Nedense bardağın dolu tarafına bir türlü bak(a)mıyoruz...
Hep boş tarafına bakarız...
Arkadaş, bu bardağın bir de dolu tarafı var yahu...
Bir de o tarafa bakmayı denesen...
Olmaz...
Niye kanun mu?
Ya da anayasa mı?
İşine geldiği gibi...
İlle de görmek istediği gibi görecek...
Konya deyimiyle, vurgunu yingelesice!
xxx
Şehir ve şehrin takımı noktasında biraz asabileştim...
Farkındayım...
Her şeye rağmen sakin olmakta fayda var...
xxx
Büyük bir arife sordular: "Neden bu kadar sakinsiniz.?"
Dedi ki, "Uzun zaman okumam ve tecrübelerimin neticesinde hayatımı beş esas üzerine kurdum."
1-Benim rızkımı kimsenin yiyemeyeceğini anladım ve sakinleştim.
2-Allah'ın beni daima gördüğünü anladım ve hâya ettim.
3-Benim işimi kimsenin yapamayacağını anladım ve çalışmaya koyuldum.
4-Anladım ki işimin sonu ölümdür ve ona hazırlandım.
Anladım ki iyilik ve kötülük her ikisi de kalıcıdır, dolayısıyla iyiliklerimi çoğalttım ve kötülüklerimi azalttım.
Hilmi Kulluk Başkan gönderdi...
Benim hoşuma gitti...
Hoşunuza gideceğini düşündüğüm için de, sizinle paylaşmak istedim.