Bir gazetecinin kahramanlığı
Cengiz Mustafayev, Azerbaycan’da yaşayan gazeteciydi. Ağabeyi Azerbaycan’da yayın yapan ANS TV’nin sahibi. Kendisi ağabeyi Valid Mustafayev’in sahip olduğu televizyonda sıradan bir kameramandı. Asıl mesleği ise doktorluktu...
**
1992 yılında Ermenistan’la yaşanan savaşta Azerbaycan topraklarını kaybediyor, Ermeni birlikleri ise girdikleri yerleri yerle bir ediyordu. Bunlardan birisi de Hocalı Kasabasıydı. 25-26 Şubat 1992’de Hocalı Kasabası’nda tarihe kara harflerle yazılacak Ermeni mezalimi yaşanıyordu. Ermeni birlikleri başlarında ise bugünün Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan vardı...
**
Gözü dönmüş Taşnak çeteleri iki gecede Hocalı’da kadın, yaşlı, çoluk, çocuk demeden 613 kişi katletti. Sadece kurşun sıkmadılar. Erkeklerin uzuvlarını, kollarını, bacaklarını kestiler, ağaçlara astılar. Hamile kadınların karınlarını bıçakla deşip bebeklerini öldürdüler. Evler yakıldı, yıkıldı. Ermeni çeteleri Hocalı diye bir kasabayı yok etti...
**
Bütün bu yaşanan vahşeti dünyaya Cengiz Mustafayev diye bir gazeteci duyurdu. İstese Bakü’de oturur, keyfine bakardı. Fakat o gazetecilik aşkıyla doktorluk mesleğini bıraktı ve vatan sevgisiyle Karabağ’a gitti ve çektiği görüntülerle yaşanan dehşeti dünyaya duyurdu. Dünya, Hocalı'daki vahşeti Cengiz Mustafayev’in çektiği görüntülerle öğrendi...
**
Kendisi de Ermeni keskin nişancının silahından çıkan kurşunla şehit oldu. Azerbaycan için şehit oldu. Belki o görüntüler çekilmeseydi biz bugün yaşanan dehşeti çok da iyi öğrenemeyecektik. Cengiz Mustafayev şehit olmasaydı bu yıl 55. yaşında olacaktı. Şiddetli savaşın yaşandığı bir dönemde korkmadan cepheye giden, gerçekleri tüm dünyaya ulaştırma isteği ile canını ortaya koyan Cengiz Mustafayev gibi bir insanın anısı bizim için bir değerlidir...
**
Karabağ işgal altındayken, Hocalı'nın acıları hala tazeliğini korurken, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu katliamın baş sorumlusu Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın Türkiye’ye davet etti. Gül ve Sarkisyan önce Bursa'da sonra Erivan'da birlikte maç izlediler. Bursa'daki maça Azerbaycan bayrakları sokulmadı. Bayraklar yerlerde süründü, kutulara tepildi, çöpe atıldı. Sarkisyan denen bir cani için “gardaşımızı” küstürdük...
**
Peki Sarkisyan uzatılan zeytin dalına karşılık ne yaptı? Ermeni gencin “Ağrı’yı ne zaman kurtaracaksınız” sorusuna, Sarkisyan, “Benim neslim Karabağ’ı kurtardı. Sizin nesliniz de Ağrı’yı kurtaracak” diye cevap verdi. Aslında böyle bir rezil adam için kardeşi kardeşe küstürdük. Bunlar için Cengizlerin, Mübarizlerin ve ASALA terör örgütü tarafından şehit edilen diplomatlarımızın kemiklerini sızlattık...
***
2010 yılında Azerbaycan’a gittiğim zaman Cengiz Mustafayev’in mezarını da ziyaret ettim. Kurban Bayramı sabahıydı. Şehitler Hıyabanı’ndaki mezarında yatan Cengiz Mustafayev’i Azeri gençleri ve Türkiye’den gelen ziyaretçiler sürekli ziyaret eder ve dua okur. Azerbaycan halkı uğruna şehit olanları unutmaz. Unutmamalı da. Her Azerbaycan Türkü, bu toprağın özgürlüğü için canından olmuş Cengiz’lerin mezarı karşısında baş eğmeli, onların ruhuna dua okumalıdır...
Bir gazetecinin kahramanlık öyküsü. Gazetecilik masa başında oturularak yapılmıyor. Böyle bir kahramanın mezarını bir karanfil bıraktığım için kendimi şanslı hissediyorum. Hocalı Katliamı’nın 23. yıldönümünde Cengiz Mustafayev’i hatırlamak ve hatırlatmak gerekiyor. Daha 32 yaşında bir gençti ve çalıştığı televizyonun patronun kardeşiydi. Savaş bölgesine gitme gibi bir zorunluluğu da yoktu. Ama onu oraya götüren vatan sevgisiydi...
Cengiz Mustafayev, yaşanan savaşın gazeteci kahramanıydı. Azerbaycan için yaşadı, Azerbaycan için şehit oldu. Adına bir de vakıf kuruldu. Azerbaycan’ın milli kahramanı Cengiz Mustafayev’i şehadetinin 23. yılında rahmetle ve minnetle anıyorum. Hocalı’da hayatlarını kaybeden kardeşlerimize de Allah’tan rahmet diliyorum. Birilerine inat sizleri unutmayacağız...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.