Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Bilgi, Hikmet ve Ahlak

Bilgi, Hikmet ve Ahlak

Bilgi, hikmet ve ahlakın kaynağı nedir diye sorduğunuzda insanlar tarafından çok çeşitli cevaplar verildiğini görürüz.

Kimi bilgi, hikmet ve ahlakın kaynağı akıldır der.

Kimisi bilgi, hikmet ve ahlakın kaynağı tecrübedir der.

Kimileri bilgi, hikmet ve ahlakın kaynağı vicdandır der.

Kimileri de bilgi, hikmet ve ahlakın kaynağı evrenseldir der.

Bu sorunun tek bir doğru cevabı vardır ve o doğru cevapta bilgi, hikmet ve ahlakın kaynağının vahiy olduğudur.

Daha doğrusu bilgi, hikmet ve ahlak mefhumlarının kaynağı Hz. Allah(cc) tır ve bu husus Kuranı kerim ayeti ve sahih hadisler ile insanlara açıklanmıştır.

Elbette inananlar için geçerlidir bu durum.

İnanmayanlar için bir problem de yoktur esasen.

Çünkü inanmayanlar için toplumların vazgeçilmez değerlerinden olan bilgi, hikmet ve ahlakın da kaynağı insandır ve esasen ilahi diye bir kavram da yoktur onlar için..

Onlara göre bilgi insanın aklı ve becerisi ile dış dünya veya eşyalarla olan ilişkisinden elde ettiği bir değerdir.

Hikmet ve ahlak ise çağdaş insan için bir değer değildir ve bu iki kavramı her ne kadar kabul etmiyor görünse de bunların yerine temelde aynı şeyleri ifade ediyor olan evrensel kurallar adlı bir kavramı ikame etmektedir.

Bu nedenle inananlar için bilgi, hikmet ve ahlak kaybedildiğinde o toplumun kaybedecek hemen hemen hiç bir şeyi kalmamış kabul edilirken inanmayanlar için bilgi, hikmet ve ahlakın kaybı toplumların gelişmesi ve hayatiyeti için her şey sona ermiş sayılmaz.

Bilgi, hikmet ve ahlak kavramlarının ne ifade ettiği bu sebeple inanan ve inanmayan toplumlarda farklı tanımlarla tarif edilir hatta çoğunlukla birbirleri ile ilişkilendirir ve farklı kavramlarla karıştırılır.

Mesela ilim ile bilim, ilim ile hikmet, hikmet ile irfan, irfan ile ahlak ve ahlak ile vicdan birbirine geçişli olması hasebiyle sık sık birbiriyle karıştırılır.

İlim önceden öğrenilen ve bilinenleri kapsarken bilimin araştırma ile elde edilenler olduğunu söyleyenlerin yanında ilimim hem dünya hem de ahiret bilgisi oldu bilimin ise sadece dünyevi yönünün olduğunu ileri sürenler olmuştur.

Yine ilmin insanları dünyada ve ahirette doğruya götüren bilgi olduğu bilimin ise kendisine çizilen sınırlar içinde kalan bir fonksiyonu olduğunu iddia edenler vardır.

İlim ile hikmet birbirine karıştırılıyor olsa aslında bilgi maddi araştırmalar sonucu elde edilen değer, hikmet ise varlıklar ve olaylar üzerindeki tam ve bütünü kapsayıcı bilgi anlamına gelmektedir.

İlim sadece araştırılan konuyu kapsarken hikmet varlığı kuşatan tüm bilgi anlamına gelmektedir.

Bilgi çalışarak ve bir bilgi kurumunda tahsil edilerek öğrenilmesine karşın; hikmet ise öğrenilen ve yaşananlardan sonra ifade edilen sözlerde ve yapılan işlerde her şeyin tam ve eksiksiz olması ile kişiye ve topluma faydalı olması önemlidir.

Bilginin amacı çalışma sonucunda elde edilecek üründür. Bu nedenle sonuçta ürün elde edilemiyorsa o bilgi değersizdir.

 Hikmet ise başlı başına bir değerdir ve bilginin faydalısı da zararlısı da olmasına karşın hikmet insanlara ve toplumlara faydadan başka bir şey sağlamaz.

Kısaca bilgiyi soyut ve teorik bir mefhum,  hikmeti ise bilgiye katılan değer ile ilde edilen pratik bir değer olarak tarif edilebilir.

İslam’ı ve Müslümanları dünya hayatından silmek isteyen materyalist batı toplumları dünyevi kaynaklı seküler akılla bilgiyi bulmuş ve onu bir ürüne dönüştürürken ilahi kaynaklı bilgi olan hikmeti kaybetmiş ve zalimleşmiştir.

200 yılı aşkın bir süredir çağdaş ve modern insan olmak sevdasına kapılan Müslümanlar ise ilahi bilgi kaynaklı hikmeti kaybettiklerinden dolayı maddi bilgiyi de kaybetmiş ve sonunda kendini bile bulamamıştır.

Allah(cc), hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, şüphesiz ona çokça hayır verilmiş demektir. Bunu ancak akıl sahipleri anlar. Bakara Suresi Ayet 269

FARKINDA MIYIZ?

Müslümanlar için en temel ilim kaynağı, hikmetin ta kendisi olan ilahi vahiydir. 

Bundan dolayı ilahi kaynaklı olmayan maddi ilimler illaki insan haklılığını ispata çalışırken, hikmet adlı ilahi kaynaktan beslenen irfan sahibi kişiler haklı olmaktan bile vazgeçmeyi tercih eden gerçek toplum önderleridir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi