Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

Asabe

Asabe

Türk ve Kürt milliyetçileri, hükümetin Kürt sorununu çözmek için başlattığı demokratik açılıma hazır olmaları gerekir. Aksi halde demokratik açılım sözde kalır. Çünkü her iki kesim, kendi asabesi için çalışmakta ve kendi asabesi için ölmektedir.
Türkiye’nin bu duruma düşmesinin sebebi budur. Bu sebeple asabecilik ilkellik ve ayrımcılıktır. Türkiye’nin insan gücünü ve ekonomisini bitirme noktasına getirdi. Gecikirse ortada Türkiye diye bir ülke kalmayabilir!
Türkistan örneği ortadadır. Doğusunu Çin yutmuş, batısını Rusya yutmuş. Türkistan hâlihazırdaki durumuyla, nüfusuyla ve ekonomisiyle devleşmiş söz konusu ülkelere karşı durabilir mi?
Onun için Türk ve Kürt milliyetçileri aklı başına devşirmesi gerekir. Asabe için akşamlamanın, asabe için sabahlamanın, asabe için yatıp- kalkmanın, asabe için çarpışmanın, asabe için ölmenin bir anlamı yoktur.
Bundan önceki yazılarımda ifade ettiğim gibi, renklerin ve dillerin ayrı ayrı olması Allah’ın ayetlerindendir. (Rum.22)
Hiçbir asabe, diğer asabeye üstün olamaz. İnsanlığın asabelere ve kabilelere ayrılmasının diğer bir sebebi de, tanışıp, kültürel ve ekonomik yönden yardımlaşmaktır. Üstünlük takvadadır. (Yani Allah’a ve Resulüne itaattedir.) (Hucurât. 13)
Asimile politikası ile Allah’ın ayetlerini hiçbir güç değiştiremez; tedavülden kaldıramaz. Batı, sömürgesi altındaki kavimlerin dilini rengini değiştirebildi mi? Gidin, sömürülmüş mazlum ülkelere bu gerçeği görürsünüz.
Türk milliyetçileri, “Türkiye iki milletli bir ülkemi olacak? Olmaz böyle şey” diyerek Türk açılımına şiddetli bir şekilde karşı çıkmaktadırlar.
Arkadaş, daha önce de ifade ettiğim gibi, kavim, millet anlamına gelmez; din anlamına gelir. Bakın, (Bakara, 120, 135)
Artık bırakın, Ziya Gökalp’ın şu uyduruk formülünü: “Türk milletindenim, İslam ümmetindenim, Batı medeniyetindenim.”
Batı’da Türk kavramı, Tanzimat’a kadar İslam ile eş anlamlı olarak kullanıldığı için Türk Milleti denilince, İslam milleti anlaşılmaktaydı. Tanzimat’tan sonra Türk kavramı, kavim olarak kullanılmaya başlanmıştır; günümüzde de bu anlamda kullanılmaktadır.
Resul-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz de, “Küfür tek bir millettir.” buyurarak, milletin din anlamına geldiğini ifade etmiştir. Bu sebeple Müslüman olan diğer etnik gruplar da asli unsurdur. Gayrimüslim tebaa da zimmî hukukuna tabidir. Bin yıldır bu böyle uygulana gelmiştir.
Tanzimat ile bu ölçü bozuldu. Bugüne geldik. Yara onarılamayacak şekilde açıldı. Demokratik açılıma direnmenin vebali büyüktür. Asabe için yatıp kalkmakla, asabe için çarpışıp ölmekle asabe ayakta kalmaz; bilakis gücü yok olur, böylece köleleşir. Türkî Cumhuriyetlerin ve Arapların durumu ortadadır; bölük pörçük. Asabe adına, çıkarcılık ve makam adına küçük küçük devletçik halindeler. Şimdi bu ülkeler için bağımsızlıktan söz edilebilir mi?
Resul-i Ekrem (s.av.)’i dinleyelim: “Her kim tâattan çıkar; cemaatten ayrılır da sonra ölürse, cahiliyet ölümü ile ölür. Her kim körü körüne (çekilmiş) bir sancağın altında ölür; asabe namına kızar ve asabe için çarpışırsa benim ümmetimden değildir. Ve benim ümmetimden her kim ümmetime karşı çıkar; iyisini kötüsünü vurur; mümininden korunmaz; ahit sahibi olanına da verdiği sözü yerine getirmezse benden değildir” (sahih-i Müslim Tercüme ve şerhi, C.9, S.18)
Ahmed davutoğlu, bu hadisin şerhinde şöyle diyor: “Cahiliyet ölümünden murad: dinsiz gider demek değildir. Cahiliyet devri Arapları keşmekeş içinde olup hükümdar falan tanımaz; kimseye itaat etmezlerdi. Âmirine itaat etmeyip cemaatten ayrılan bir Müslüman da onlara benzeyeceği için asi olmuş olur.
Asabe: Baba tarafından olan akrabadır. Sinirlerin bütün vücudu kaplaması gibi bir kimsenin asabesi de onu her taraftan kuşattıkları için kendilerine bu isim verilmiştir. Asabe namına harp etmek, kızmak ve propaganda yapmak Hakka ve dine yardım değil, bilakis heva ve hevese göre harekettir. Bu da cahiliyyet devri âdetlerinden biridir. Binaenaleyh böyle bir harpte öldürülen de şehit değil asi olur.
 “Mümininden çekinmez.” sözünden murad: Mümini öldürdüğüne aldırış etmez; vebalinden korkmaz demektir.”
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadık Küçükhemek Arşivi