Anasının elini…!
Her alanda hassasiyetlerimizi yitirdik…
***
Eskiden şimdi yaptıklarımızın binde biri yapılsa, görevler değişir, koltuklar havalarda uçuşur, “Ahlak ve Maneviyat” üzerinden büyükler kulak üstüne kulak çekerdi…
***
Her anlamda bir gevşeme ve yozlaşma fare gibi değerlerimizi kemiriyor…
***
Belediyeler ve kamuda bizim inancımızda “Beytülmaldir”
***
Bu kavram ilk Hz. Ömer tarafından ortaya konmuş, kamu kaynaklarının kullanımında azami titizlik, Müslümanlar arasında en çok dikkat edilen hususların başında yer almıştır…
***
Burada; “Fakirin, fukaranın ve tüyü bitmedik yetimin Hakkı”nın olduğu vurgulana gelmiştir…
***
Şimdilerde ise maalesef; “Yağma Hasan’ın böreği” ya da “Deniz, yemeyen keriz” çarpık anlayışıyla özdeşleştirilmiştir…
***
Ramazan ve Kurban Bayramları dini bayramlarımızdır…
***
İbadettir…
***
Nasıl her ibadet helal rızıkla yapılması gerekirse, Rıza-ı İlahiyi kazanmak için, ihya etmeye çalıştığımız bayramlarda da helale, harama ve kul hakkına azami riayet etmemiz gerekir…
***
Dini, diyaneti bizden çok daha iyi bilen bir genel sekreter yardımcımız maalesef her bayram ne hikmetse, Büyükşehir Belediyemize “Şoförlü yol harcırahı” yazdırarak taa Trabzon’a anasının elini öpmeye, bayram kutlamaya gidiyor…
***
Belediye’nin kendisine tahsis ettiği makam aracı ile çoluk-çocuk dini vecibelerini, beytülmalin kasasından yapıyor…
***
915 kilometre uzaklıkta bulunan anasının elini, senin benim vergimle, beytülmalin parasıyla öpüp gelen, şoförüne harcırah çıkartıp “arabaya sığmayız” diye şoförünü bırakıp, harcırahını cebine atan bu bürokrattan gelin siz bu şehre fayda bekleyin…
***
Bir yetkilide çıkıp; “Yahu bu kaynağı böyle utanmadan, sıkılmadan nasıl kullanırsın” diyemiyor ya da demiyor…
***
Sizi bilmem…! Ama benden yana, zehir zıkkım olsun…