Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

Anadilde Eğitim

Anadilde Eğitim

Türkiye’nin gündeminde olan konulardan biri de ana dilde eğitimdir. Kürtler, anadillerinde eğitim yapmak istiyorlar. “Bu, tabii bir haktır” diyorlar. Bu konu gündeme gelince, benim aklıma şu ayeti kerime geldi: “Yine göklerin ve yerin yaratılışı ile dillerinizin ve renklerinizin farklı oluşu da O’nun ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunda bilenler için nice ibretler vardır”(1).
Elmalılı bu ayeti kerimenin tefsirinde şöyle der: “Dillerinizin ve renklerinizin değişmesi” “dillerin değişmesi” deyimi, genellikle lügatlerin çokluğundan, lehçe ve şive gibi özel söyleyiş biçimlerinin farklılığına kadar hepsi için doğru olabilir. Arap’ın dili başka, Acem’in dili başka, Türk’ün dili başka,  Rum’un dili başka, Frengin dili başka… Her milletin dili başka olduğu gibi aynı millette çeşitli kabilelerin, grupların da dillerinde başkalık vardır. Mesele Yemenlininki ile Necidlininkinin farkı olur. Hatta her şahsın bile dili diğerlerinden ayırt edilir. Renk, beniz de böyledir. Kimin beyaz, kiminin siyah, kiminin sarı, kiminin kırmızı olduğu gibi, her şahsın benzinde bile diğerlerine göre bir özellik hissedilebilir. Sonra söylenen söze göre de renklerin bir değişmesi vardır. Şüphesiz ki bunda, bu yaratma farklılıkta, bilgisi olanlar için ayetler (deliller) vardır.”
Dillerin ve renklerin çeşitli olmasının hikmeti, kavimlerin birbirleriyle tanışıp, kültürel ve ekonomik yönden yardımlaşmalarıdır. 
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O’ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır” (2).
Dillerin, lehçe ve şivelerin ve renklerin çokluğu, insanlığın ırklara ve kabilelere ayrılışı Allah’ın ayetlerindendir. Onun kudretinin bir nişanesidir. Bu, ilahi bir kanundur. Bunu hiçbir güç ve hiçbir otorite değiştiremez; şimdiye kadar da değiştirememiştir. Şimdiden sonra da değiştiremeyecektir. Bunu âlimler bilir.
Emperyalizm ve ulusçular, kolonileri olan kavimleri ve kabileleri asimile etmek için kendi dillerini ve kendi kültürlerini zorla kabul ettirmeye çalıştılar; ama muvaffak olamadılar. Durum ortadadır. Siz bir kavmi, bir kabileyi sömürebilirsiniz, dilinizi öğretir ve kültürünüzü benimsetebilirsiniz, emellerinize hizmet ettirebilirsiniz; ama asla dilini rengini değiştiremezsiniz; kendi kavminizden yapamazsınız. Yukarıda ifade ettik, buna gücünüz yetmez, çünkü bu, ilahi bir kanundur.
İslam dini, çeşitli kavimleri ve kabileleri İslam kimliğiyle bir araya getirmiş ve bunlardan bir millet oluşturmuştur. Dolayısıyla Müslüman olan bütün kavim ve kabileler devletin asli unsurudur. Kürtler de Müslüman olduğu için devletin asli unsurudur. Nitekim Lozan Anlaşmasına göre, bu böyledir. Kürtler, Türk vatandaşı olan Ermeniler ve Yahudiler gibi azınlık değildir.
Türkiye’nin resmi dili Türkçedir. Bu durumda Kürtlerin ana dilde eğitim yapmaları tevhidi sarsar, karışıklığa sebep olur. Kürtçe ilköğretimden itibaren seçmeli ders olarak okutulabilir. Dergi ve gazete çıkartılabilir. Üniversitelerde Kürtçe Enstitüler kurulabilir. Kürtçe radyo ve televizyon olabilir. Bunların bugün çoğu Türkiye’de gerçekleşmiştir.
Meseleye sağduyu ile yaklaşılırsa, bu mesele kısa zamanda çözülebilir.
Kaynaklar:
1. Rum 22
2. Hucurat:13

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadık Küçükhemek Arşivi