Altın Rafine Eden İsviçreli Firmaya Şok Suçlama

Altın Rafine Eden İsviçreli Firmaya Şok Suçlama

Dünyada altın rafinesinde önemli bir pazar payına sahip olan İsviçre’de sektörün önemli temsilcilerinden Tessin Kantonundan Argor Heraeus firması hakkında Kongo menşeli kaçak altın kullandığı için hakkında dava açıldı.

Dünyada altın rafinesinde önemli bir pazar payına sahip olan İsviçre’de sektörün önemli temsilcilerinden Tessin Kantonundan Argor Heraeus firması hakkında Kongo menşeli kaçak altın kullandığı için hakkında dava açıldı.

Track Impunity Always (TRIAL) isimli bir sivil toplum kuruluşunun ortaya çıkardığı iddialar neticesinde açılan davada firmanın bilinçli bir şekilde off-shore şirketler kanalıyla Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde kaçak yollarla elde edilen ve geliri silah ticaretinde kullanılmak üzere pazara sürülen saf altın satın aldığı belirtiliyor.

Konuyu araştıran ve daha önce Birleşmiş Milletler uzmanı olarak Kongo’da çalışan Kathi Lynn Austin yağmalama ve kaçak yollarla elde edilen altının önce Uganda merkezli bir firmaya pazarlandığı daha sonra bu firmanın Avrupalı Hussar Ltd’ye altını gönderdiğini ve son olarak bu firma üzerinden madenin rafine edilmek üzere İsviçre’ye ulaştığını anlatıyor.

Afrika’da edindiği tecrübeler ışığında kara paranın bu şekilde dolaştırılarak temizlendiğini anlatan Austin, İsviçreli Argor Heraeus firmasının alım satımlardan bilgisi olduğunu ve bu pazarlıklara dahil olduğunu vurguladı. TRIAL’in yapmış olduğu açıklamalardan sonra Konfederasyon başsavcılığı firma hakkında para aklama şüphesi ile savaş suçu işlemek veya işlenmesine yardım ve yataklık etmekten soruşturma açıldığını duyurdu.

Firmanın geçmişte ise benzer suçlamalar ile karşılaştığı 2005 yılında yine kaçak altın ticaretine karıştığı yapılan haberlerde ön plana çıkıyor. 2005 temmuz ayında BM’nin hazırladığı raporlarda adı geçen firmanın bu sefer Konfederasyon’un bizzat kendisi tarafından BM’ye güvenoyu raporu verdiği belirtiliyor.

YÖNETİM KURULUNDA ESKİ BİR BAKAN

Medyaya yansıyan suçlamalardan sonra açıklama yayınlayan firma ise iddiaları reddederken, 2005 yılında BM’nin hazırladığı rapordan isimlerinin çıkarıldığını ve o zamandan bu yana başta Uganda olmak üzere dünyada siyasi anlamda karışık olan ülkelerden altın satın almadıklarını belirttiler. BM raporunda adı geçtikten sonra dönemin Federal makamları tarafından güven oyu verilen Argor Heraeus firmasının ise yönetim kurulunda eski bir bakan olan Adolf Ogi ismi dikkat çekiyor. 2002 yılından bu yana firmada yer alan Ogi ise suçlamalarla ilgili şuana kadar bir açıklama yapmadı.

DÜNYADA ALTININ YOLU İSVİÇRE’DEN GEÇİYOR

Dünyada parası en değerli ülkelerden olan İsviçre değerli taş konusunda da dünyada önemli bir yere sahip. İsviçre, dünya altın ticaretini elinde tutan altı büyük şirketten dördüne ev sahipliği yapıyor. 2011 yılında sadece 100 milyar franklık altın satın alan şirketler için bu rakam Türkiye’nin toplam ihracatına denk geliyor.

İsviçre dünyada yıllık altın rafineciliğinin yüzde 70’ini elinde bulunduruyor. Merkezi Cenevre’de bulunan ve Ticino’da önde gelen altın rafine şirketlerinden Pamp’ın sahibi olan MKS şirketi verilerine göre dünyada altın rafinesinde ilk on şirket çıkarılan altının yüzde 90’ını satın alıyor. Bu on şirket içerisindeki ilk altı şirketin dördü İsviçre merkezli. Bu cümlelerden şunu anlıyoruz ki yatırım amacıyla satın alınan küçük külçeler, pahalı saatler, düğünlerde takılan altınların tamamına yakını bir şekilde yolları Ticino’nun şirin köyleri Balerna, Castel San Pietro, Mendrisio’dan veya Neuchatel’den geçiyor. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.